Osman Çakmakçı

Karar

'Etkinlik' olarak edebiyat

Ya da eylem olarak mı deseydim Öyle ya da böyle edebiyatınsanatın etkinlik olarak işlevi dosdoğru hayata ve insanlara nüfuz etmek, onlarla gerçek hayatta karşılaşarak hayata ve insana bulaşmaktır. Bulaşmak kelimelisini kelimenin tam anlamında yani bir hastalığın insanlara bulaşması anlamında ve yayılması anlamında kullanıyorum. Ve bu hem genişlemes

Diyonizyak şair

90'lı yılların önde gelen etkili şairlerinden Levent Yılmaz uzun bir süre uzak kaldığı (ya da yayımlamadığı) şiire Bu Çağ dergisinde son dosyası 'Aydos'tan yayımladığı şiirlerle sert ve etkili bir dönüş yaptı. Yılmaz daha çok gençken, sadece 18 yaşındayken 1987'de Ankara'da kurduğu Gece yayınlarında yayımladığı kitaplarla dikkatleri hemen üstüne çe

'Taşıran Damla'

Cemal Süreya'nın bir şiirinin başlığı bu: 'Taşıran Damla.' Yani demek istiyor ki, diyelim koskoca bir kazan, su dolu, öyle ki o koca kazanı tek bir damla taşırabilir. Düşünün, sadece bir damladır taşkına sebep olan. Şiirde Süreya bu taşıran damlaya olan bağlılığını ve sevgisini vurguluyor. Ben de öyle. Hem de şundan: Bir şiir düşünelim, çok "normal

2000'ler şiiri: DeneyDeneyim, Yenilik ve Fetişizm

Önce 1980'lerden başlayıp 1990'lara geçerek günümüze dek ülkemizin ve dünyanın "şartları"na bakmak gerek. Öyle ya, biz hepimiz, insanlar, içinde yaşadığımız toplumun "şartlarının" ürünüyüz. Ne yaparsak, yapıyorsak, yapacaksak bu "toplumsal" bağlam ve arka plan içinde kendi anlamını ve biraz da izahını bulur. Öyle ya da böyle, şiirin de "anlamlı bir

Dervişin hırkası

Ahmet Güntan'ın şiiri genel hatlarıyla 'Parçalı Ham.' öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılabilir, ki ben gene de şairin daha çok lirik ve genel kabul görmüş şiir anlayışına yakın ve okur (ve şairler katında) oldukça beğeni toplamış ve sevilmiş şiirlerden oluşan ilk döneminin kendi içinde şairin daha 'deneysel' ve kabul görmüş olandan uzak şiirlerin

Ayrıksı, eksantrik ve kavgacı

Çok yönlü sanatçı (şair, romancı, denemeci, eleştirmen ve düşünce adamı) Attilâ İlhan edebiyat ve düşünce dünyamızın 'nevi şahsına münhasır' en renkli ve hatta eksantrik kişiliklerinden biriydi. Ürün verdiği alanların tamamında çok etkili olmuştu. Aralarında 'Pia', 'Emperyal Oteli', 'Sisler Bulvarı', 'Yağmur Kaçağı', 'Suna Su', 'Üçüncü Şahsın Şiiri

Şairler üzerine notlar

Bu köşede en son yayımlanan Aşkın İmkânsızlığı Üzerine Bir Diyalog adlı yazım aynı kitabın giriş bölümüydü. Kitabı her hafta burada tefrika etmeyi düşünmüştüm. Bu şekilde disiplinli bir şekilde kitabı yazıp tamamlayacaktım. Ama daha sonra bunun yazma sürecinin mahremiyetini bozacağı düşüncesiyle bundan vazgeçtim.Şimdi ise birkaç hafta boyunca şairl

Aşkın imkânsızlığı üzerine bir diyalog: Sevildiğine inanmak da zor...

Belki âşık değilsin de sana öyle geliyordur; yani öyle sanıyor olamaz mısın""Belki de, bilmiyorum. Ama şundan eminim: Sanmam ile gerçekten âşık olmuş olmam arasındaki farkı nasıl ayırt edeceğim Sanmak, aslında gerçeği öyle algıladığım için gerçeğin ta kendisi değil midir""Yani şunu mu söylemek istiyorsun Gerçek ile gerçek sandığın şey arasında insa

80 sonrası kültürel iklim

980 sonrası kültürel iklimi belli başlı dört isim belirliyordu. Bunlar; Hilmi Yavuz, Enis Batur, İlhan Berk ve İsmet Özel'dir. O günleri yaşamayanlar elbette asla bilemez, hissedemez: çok buruk ve çorak yıllardı o yıllar; her yere yılgınlık hâkimdi, yılgınlıkla birlikte egemen olan bir diğer duygu da şaşkınlıktı. Toplumun geçmişiyle bağları kesilmi

Yazdığım şiir, bir skandaldır

Her şeyin, insanlık durumlarının, duygulanımların, duyuş ve davranışların, yaşamanın ve hatta yaşantıların, bizden, yaşantıları deneyimleyenlerden uzaklaştığı, kendine kopan davranışlarla, hadi trendlerle diyelim de çağcıl söyleme uygun düşsün, zapturapt altına alındığı, bir yazgıymışçasına yönlendirildiği bir sanal-kavramsal gerçeklikte, bir zaman