Mehmet Yalçınkaya

Posta

Yemek sadece doyurmaz, hatırlatır...

Ben mutfağa ilk girdiğimde, ne bir kamera vardı başımda ne de alkış bekleyen bir seyirci. Bir tencerede kaynayan suya bakıp, "Ne öğrenebilirim" diye düşünen bir çocuktum sadece. Bugün milyonlarca insan beni televizyondan tanıyor olabilir ama ben hâlâ ilk öğrendiğim cümleyi unutmuyorum: "Sadece yemek yapmıyorsun bir hikâye anlatıyorsun." Bugün açtığ

Etin kıymeti sofranın hürmeti

Bayramlar sadece takvim yaprağında değişen tarihler değildir. Onlar aslında geleneklerin, duyguların ve sofraların kalbidir. Kurban Bayramı da bu anlamda bizim mutfak kültürümüzün en özel anlarından biridir. Kurban, paylaşmanın en sade ama en güçlü halidir. Bir hayvanın eti sadece kesilip tüketilmez; o et, aileyle, komşuyla, ihtiyacı olanla bölüşül

Yazın sofrası hafiftir ama unutulmazdır

Yaz geldiğinde mutfak da nefes alır. O ağır soslar, uzun pişirme süreleri, iç ısıtan çorbalar yerini ferahlığa, sadeliğe ve mevsimin en taze malzemelerine bırakır. Yazın en büyük ustalığı aslında dokunmamaktan geçer. Domates zaten güzelse, onu bir kaşık zeytinyağıyla buluşturmak yeterlidir. Yaz sofrası gösterişsizdir ama samimidir. Sahil kasabasınd

Başkent Ankara'da 'Göç Yolunun ateşi'

Sevgili okurlarım, bu hafta size Türklerin göç yolları ve gastronomi adına yaptığım araştırmalar sonucunda oluşturduğum çok özel bir menüden bahsedeceğim. Biz şefler, hazırladığımız tabaklarda sadece bir yemek değil bir deneyim sunarız. Her tabağın bir hikayesi olması. Seçilen her ürün bir algoritmanın parçasıdır. Tıpkı bir yazılım gibidir. Girdile

'Bir lokma anne: Tencerede kaynayan hafıza'

Her şefin ilk ustası annesidir. Tuzu fazla kaçmış bir çorbayı bile şefkatiyle içirebilen, mutfağın diliyle sevgiyi öğreten kadınlardır anneler. Bugün bir şef olarak tarifler yazıyorum ama ölçüsünü tutturamadığım tek şey, annemin yaptığı yemeğin kokusu. Annemin mutfağında tarif yoktu; göz kararı, el alışkanlığı ve gönül terazisi vardı. Yemek pişirme

Bu haftanın gastronomi trendi ne

Gastronomi dünyası sürekli değişen bir alan. Her hafta yeni tatlar, yeni teknikler ve farklı mutfak kültürleriyle tanışıyoruz. Bu hafta ise sofralarımızda dikkat çeken birkaç yenilik var. Mutfakta devrim yaratmaya devam edecek bazı trendlerden bahsedelim.GASTRONOMİ, HEM BİLİM HEM DE SANATGastronomi, sadece yiyecek hazırlamak değil, aynı zamanda far

Çocukluğun tabağı: Hafızamızdaki ilk lokma...

Pazar sabahı Masada zeytin var, haşlanmış yumurta, belki de annemizin yaptığı bir kekin son dilimi. Ama bu pazar, sadece bir tat meselesi değil. Bu pazar, 23 Nisan'ın hemen sonrasında, çocukluğumuzu ve o ilk lokmaların bizde yarattığı sonsuz etkiyi konuşmak istiyorum. Gastronomi yıllardır hep tat, sunum, teknik üçgeninde tartışıldı. Oysa ben bugün

Baharın sebzeleriyle gelen lezzet

Baharın gelişi sadece doğayı değil, mutfaklarımızı da tazeler. Kış boyunca hasret kaldığımız canlı renkler, toprağın sabırla sunduğu yeni tatlar Nisan ayında tezgâhlara yavaşça düşer. Gastronomi dünyasında Nisan, sebzenin yeniden başrolü aldığı, doğallığın ve sadeliğin en çok konuşulduğu zamanlardan biridir. Bu ay sofralarımızı en çok süsleyen sebz

Bir tabağın üzerinden göç yolları geçer

Göç, sadece bir yer değiştirme değil; aynı zamanda bir tat, doku ve kültür aktarımıdır. Yüzyıllar boyunca insanlar yer değiştirdikçe yanlarında sadece valizlerini değil, reçetelerini de taşıdı. Özellikle Türk kültüründe göçle taşınan farklı reçeteler bilinenin tersine pek çok özel tat ve dokuyu günümüze uyarladı. Türklerin geleneksel göç yollarında

Baharın lezzet uyanışı: Mevsimin ruhunu tabaklara taşımak

Doğa uyanırken, mutfaklarımız da bu değişime kayıtsız kalamaz. Kışın ağır ve tok tatlarının yerini, baharın hafif ve taze lezzetleri alır. Bahar, sadece doğanın değil, damaklarımızın da canlandığı bir mevsimdir. Peki, bu geçişi mutfaklarımızda nasıl hissederiz Öncelikle, bahar mutfağı dediğimizde akla ilk gelen şey yeşilin dönüşüdür. Enginar, bakla