Ben mutfağa ilk girdiğimde, ne bir kamera vardı başımda ne de alkış bekleyen bir seyirci. Bir tencerede kaynayan suya bakıp, "Ne öğrenebilirim" diye düşünen bir çocuktum sadece. Bugün milyonlarca insan beni televizyondan tanıyor olabilir ama ben hâlâ ilk öğrendiğim cümleyi unutmuyorum: "Sadece yemek yapmıyorsun bir hikâye anlatıyorsun." Bugün açtığım restorana gönderme yaparak kendi yolculuğumu Alaz'a benzetebilirim. Mesleğimde geçtiğim yol tabiri caizse; ateşle terbiye edilen bir yolculuk Yemek benim için hiçbir zaman sadece bir tarif olmadı. Göçle gelenler, annesini küçük yaşta kaybedenler, bir köyden çıkıp kendi restoranını kuranlar Herkesin hayatında bir tat var, ben de o tadı arıyorum. Bazen acı, bazen baharatlı, bazen de sade. Ben ateşi severim. Ama sadece pişirdiği için değil. Ateş, neye değerse onu değiştirir. Bazen bir et parçasını şölene çevirir, bazen de insanı adam eder. Benim mutfağımda ateş yakmaz, dönüştürür.
Haberin DevamıTABAKTA EKSİK TUZ AFFEDİLİR AMA EKSİK YÜREK ASLA
Bayrama vardığımız bu özel günde yemeğin, ailenin hikayelerine sahip çıkmak, aynı sofrayı paylaşmak daha bir özel ve anlamlı. Bugün genç şef adayları yanıma geliyor, "Şef, ben de senin gibi olmak istiyorum" diyor. Ben onlara sadece bir şey söylüyorum, "Kendin gibi ol, benim gibi olma. Benim geçtiğim yollardan geçme. Kendi yolunu çiz. Ne yapıyorsan yap, ruhunu koy. Tabakta eksik tuz affedilir, eksik yürek asla."
KAMERALAR KAPANINCA
Ekranlarda kimi zaman sert görünebilirim. Ama şunu bilin: Ben yarışmacıya değil, sorumluluğa bakarım. O tabakta sadece yemek değil, emek var mı diye bakarım. İnanın; bir yarışmacının gözünde umudu gördüğümde, o tabak zaten kazanmıştır.

118