Helâlleşme gerçekleşti mi

Bir dönem gündeme gelen helâlleşme önemini yitirmiş değil. Acaba ne kadar gercekleştiAcaba konuyu; kinin, öfkenin, nefretin zirve yaptığı şu günlerde yeniden gündemimize alsak 'küçük bir iyilik hareketi' baslatsak nasıl olur Düzeltmeyi, toplumdan önce kendi nefsimizden başlatabilir miyiz Bağırıp çağırmayı bırakıp, birazcık sakinleşerek; konuşmayı, muhatabımızı dinlemeyi ve ona hak vermeyi deneyebilir miyiz Karanlıktan şikayet yerine gönlümüze ve çevremize bir mum yakabilir miyiz Zor da olsa; bize kötülük edenlere, iyilik elini uzatabilir miyiz Savaş yerine barışı, tahrip yerine tamiri düşünebilir miyiz KELEBEK ETKİSİ Kim bilir; böylece kelebek etkisiyle dalga dalga bir sevgi seli dolar, çoraklaşan kalplere... Merhamet meltemi serinletir, kızgın ruhları. Adalet merhemi sürülür, kanayan gönüllere... Tebessüm çiçekleri açar asık çehrelerde. İlâhî rahmetin celbine vesile olur belki, masumların duâları. Hiçbir şey olmasa bile; bir vicdan borcu olarak 'hakkı ve sabrı tavsiye 'duası olur 'Vel'asri.. 'niyetine. Çünkü kalplerin içindekileri bilen, onu elinde tutan ve halden hâle çeviren O'dur. HELÂLLEŞMEK CESARET İSTER Gerçek helâlleşme çok zor... Cesaret ister, samimiyet ister, pişman olup verilen zararı telâfi ister. Nefse ağır gelse de, verilecek cezaya razı olmayı gerektirir. Helâlleşme pasif bir tevekkül, korkma, lâkaytlık, gerçeklere gözünü kapama, yaşanan haksızlık ve zulümleri hoş görme değil; bilâkis aksiyoner bir sabır ve af ve saflaşma ve hakkın hatırını yüce tutma düşüncesi. Her kişinin değil, er kişinin kârı... Meselenin fertler arasındaki boyutu başka, fert-devlet arasındaki boyutu bambaşkadır. ZORLA HELÂLLEŞME OLMAZ! Helâlleşme asla zorla, baskıyla olmaz. Kişi kendi iradesiyle yaparsa ne âlâ. Affedeni ve affedileni ağırlıklardan kurtarır, hafifletir. Çevresine huzur yayılır. Ancak iradesi ve rızası yoksa zorlanamaz. Çünkü hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Diğer yandan kişi, sadece kendisine ait bir haktan vazgeçebilir, helâllik verip af edebilir. Bu alicenâplıktır. Fakat 'maddî ve manevî Hukuk-u İbadı ve Hukukullahı mahveden 'zalimleri, üçüncü kişinin affetmesi mümkün değildir ve buna hakkı da yoktur. Dehşetli cinayetleri görmeyip, küçük bir iyiliği için zalimleri affetmek safderûnluktur. Özellikle kul hakkıyla O'nun huzuruna çıkmaktan,