Kâzım Güleçyüz

Yeni Asya

Mevlâ görelim neyler

İmanımız ne kadar sağlam ve kuvvetli olursa, hayatta başımıza gelecek ve karşımıza çıkacak halleri Allah'a daha da yaklaşma vesilesi kılmamız o derece imkân dahiline girer ve kolaylaşır.Şer gibi görünen hadiselerin arka planındaki hayırları keşfederek, Erzurumlu Ibrahim Hakkı Hazretleri gibi, "Hak şerleri hayreyler Zannetme ki gayreyler Mevlâ görel

İstibdat zincirleri hürriyet ve meşveretle kırılır

Tek tek her bir ferdi ve toplumun genelini sıkı sıkı bağlayan çeşit çeşit istibdatların kayıt ve zincirleri nasıl açılıp dağıtılacakBunun için Bediüzzaman'ın gösterdiği formül, iki temel esasa dayanıyor: meşveret ve hürriyet. Ve ikisini de "şer'iye" sıfatını ekleyerek zikrediyor. Zira meşveretin de, hürriyetin de gerçek anlamlarıyla anlaşılıp yaşan

Çeşit çeşit istibdatlar

Bediüzzaman'ın "düşmanlarımız" olarak sıraladığı cehalet, zaruret ve ihtilâf hastalıkları, istibdadın hem ürünleri, hem de onu besleyip "güçlendirerek" devamını sağlayan unsurlar.İstibdadın bir tahribatı da, bunlarla bağlantılı olarak ahlâk üzerinde kendisini gösteriyor. Uyguladığı baskı, muhataplarında, fıtrat ve mizaçlarına göre değişen tezahürle

"Zorlukla beraber kolaylık vardır"

İnşirah Suresi'nde mealen şöyle buyuruluyor:"Biz senin göğsüne genişlik vermedik mi Sana kuvvet ve metanet vererek, belini büken bir yükü üzerinden kaldırmadık mı Biz senin şânını da yücelttik. Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Bir işi bitirince bir başkasına giriş. Ve yalnız Rabbine yön

İstibdat şevki söndürür

Bediüzzaman, istibdat ve meşrutiyeti Kur'ân başta olmak üzere İslâmî referanslardan hareketle tarif edip, bu iki kavramın doğurduğu sonuçları anlatırken, "Ne kadar iyilik var, meşrutiyetin ziyasındandır; ne kadar fenalık var, ya eski istibdadın zulmetinden karanlığından yahut meşrutiyet namıyla yeni bir istibdadın zulmündendir" diyor.Bu fenalıklard

İttihad hürriyetle mümkün

İttihadın en önemli şartlarından biri de, meşru ölçüler ve ahlâkî değerler dışında hiçbir sınırlamanın olmadığı bir hürriyet ortamı. Farklı fikir ve tercihleri zor kullanarak yok etmeye çalışan istibdat ise, ittihadın en önemli engeli.Bediüzzaman istibdat ve baskının fikir dünyasındaki olumsuz sonuçlarına dikkat çekerken, İslâm âleminde "Ehl-i Sünn

"İttihad cehil ile olmaz"

Üstad Bediüzzaman'ın "bu zamanın farz vazifesi" dediği İslâm ittihadının tahakkuku ne gibi şartlara bağlıBediüzzaman, eserlerinin muhtelif yerlerinde bu sualin cevaplarını da veriyor. Bazılarını kısaca arz etmeye çalışalım: Her şeyden önce, ittihad bir fikir birliğini gerektiriyor. "İttihad cehil ile olmaz. İttihad imtizac-ı efkârdır (fikirlerin bi

"Aklınızı başınıza alınız"

Hariçten gelen saldırılara karşı en kuvvetli silâh, siper ve kalenin İslâm kardeşliği olduğunu, bu kaleyi sıradan ve küçük bahanelerle sarsmanın vicdanla da, İslâmın yüksek maslahatlarıyla da asla bağdaşmadığını vurgulayan Üstad Bediüzaman, bu tavır içindeki her bir Müslümana "Bunları bil, ayıl!" uyarısında bulundu ve söyle seslendi:"Ey ehl-i iman!

"Ehl-i imana yakışır mı"

İhtilâf ü tefrika endisesi Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni İttihadken savlet-i a'dâyı def'a çaremiz İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni. Bunlar, ömrünü ittihad-ı İslâm, Müslümanların birlik ve beraberliği idealine adayan Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in meşhur beyitleri. Sultan bu beyitlerde, milletin ihtilâf ve ayrılıklara düş

Risale-i Nur baharı

Saff-ı evvel Nur Talebelerinden, Denizli şehidi İslamköylü Hafız Ali, Barla Lâhikası'ndaki bir mektubundan evvelce de birkaç defa aktardığımız ifadelerinde Risale-i Nur için "Kur'ân ömrünün asırlar, senelerinden ondördüncü asırda nevruz-u sultanî misillü bir baharı taşıyor" diyor ve Üstadı "o koca baharın müjdecisi" olarak niteliyor (s. 390).Yaşadı