Hürriyet ve adaleti sağlamayan bir demokrasi olmaz

Merhum 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in İslam Demokrasi Laiklik kitabındaki mülâkatlarında yaptığı hürriyet ve adalet vurgularını yeniden hatırlatalım:

Demokrasi hür yaşamak, manevî ve maddî bakımdan yücelmek, gelişmek, ilerlemek, güvenlik içinde yaşamak, hakkı, adaleti, eşitliği sağlanmış olmaktır (s. 26). Demokrasi dediğimiz zaman, hak arama yollarının sonuna kadar açık olduğu rejim akla gelmelidir. Buradan adalet ve eşitlik doğar (s. 17-8).

Hürriyeti, adaleti, eşitliği, refahı, sosyal güvenliği, sosyal dayanışmayı, manevî ve maddî güçlenmeyi, zenginleşmeyi sağlamayan bir demokrasi olmaz. O neticeleri sağlayacak. Birini sağlayıp diğerlerini sağlamayacak diye birşey olmaz. Hepsini beraber sağlayacak zaten tek bir rejim var: demokrasi (s. 39).

Hakkı, hukuku, adaleti hâkim kıldığınız takdirde çok değerli bir iş yaparsınız. Zaten Kur'ân-ı Kerîm zulme karşı çıkmada eşi emsali bulunmayan kaideler koymuştur. Allah zulmü ve zalimi sevmez. Serîül-hisab'dır, zalimin hesabını çabuk görür. Zulmü alkışlamayınız, zalimi alkışlamayınız, zalime meyletmeyiniz, cehennemlik olursunuz. Araf Sûresi, 41; Hûd Sûresi. 13. Adalete sahip çıkmak ancak zulme karşı çıkmakla mümkündür. Başka türlü nasıl sahip çıkarsın (s. 44)

İnsanlık tarihi Hz. İbrahim'i masum, Nemrud'u zalim tanıyor. Firavun'u zalim, Musa'yı masum tanıyor. Ülke idaresini eline geçirenler için en önemli hadise geriye ne bırakacaklarıdır. Geriye kötü ad bıraktığınız takdirde, asırlar da geçse silinmez, unutulmaz. İyi ad bıraktığınız zaman onun da unutulması mümkün değildir. "Bunlar zalimdir" dedirtmek de vardır, "âdildir" dedirtmek de vardır.