Haşmet Babaoğlu

Sabah

Avutsun bahaneler...

Dün akşam saatleriydi... Bir arkadaşımdan mesaj geldi... "Bütün dünyada kitlelerin uysallığı test edildi, onaylandı ama artık bez maskeyle devam edilemez; yeni aşamaya geçiyoruz; sıra savaş ve iklim nedeniyle gaz maskelerinde..." Pes, dedim; beni geçtin, Youtube'un felaket tellallarına döndün! Gülümseme emojisi gönderdi önce... Sonra "Sosyal işaret

Bu politikacılar nereli olabilir

Tam bu zamanda... Ukrayna-Rusya çatışması patlak vermişken... "Türkiye bir NATO üyesi olarak S-400 hava savunma sisteminden acilen kurtulmalı" diyen politikacılar... Kimlerdir Daha can alıcı bir soru haline getireyim... Nereli olabilirler Dünyadan haberi olup da Türkiye'deki politik yapıyı pek tanımayan bir yabancıya yöneltsek bu soruyu... Hiç düş

Tuzaktı, düştü!

Putin, küreselcilerin 2018'den beri ellerini ovuşturarak beklediği çıkışı yaptı... Tuzaktı. Düştü, düşürüldü... Ukrayna'nın tamamını yutsa, ne fark eder artık! Şimdi dünyayı saracak her türden kıtlık ve yokluk da ona fatura edilecek. Gates'in "bir sonraki" dediği pandeminin virüsü de Rusya'dan etrafa dağılırsa, yani iddia bu yönde olursa, şaşar mıs

Tıka basa propaganda

Pandemi... İklim patırtısı... Şimdi de Ukrayna gerilimi ve Rusya'nın harekatı... Sonuç İletişim kanallarından bilgi değil, propaganda akıyor. Öyle Körfez Savaşı'ndaki gibi saatlerce ekranda dönen katrana bulanmış karabatak kuşu görüntülerine de gerek duyulmuyor artık. Kafanda miğfer, üzerinde çelik yelekle "savaşın ağır koşulları"ndan söz etmen ye

Penceremi özlüyorum

Dünya üzerime bütün ağırlığıyla çöktüğünde... Çocuklarla sohbet ilaç gibi geliyor. Christian Bobin haklı... "Çocukların arkadaşlığında bizi duygulandıran şey dünyayı hafifleştirmesi; öyle bir varoluş!" Bir çocuk "Bir şey sorabilir miyim" dediğinde irkilmiyorum mesela... Aksine, içimi sevinç kaplıyor. Biliyorum çünkü... Sabırsız ses tonları... Biz y

Cumartesi Notları: Kelimelerin haysiyetiyle oynamayın!

Bizim TV kanalları, sokakta yakaladıkları Ukraynalıları konuşturmayı seviyor. Ben de izliyorum: Gözü yaşlı genç bir kadın şöyle diyordu: "Az önce babam ve kardeşimle konuştum, silah dağıtılan yere gitmişler, silah alıp direnecekler." Bir başkası "Hiçbir yere gitmeyeceğiz, savaşacağız" diyor. Ben de o sırada yabancı ajansların üç gün önce yaptıkları

Nasıl anlatsam da anlasan, bilemiyorum ki...

Dün öğleden sonra bir arkadaşım aradı... Çalıştığı büyük şirketin güvenlikçileri ve yemekhane görevlileriyle ayaküstü sohbet ediyormuş... Laf arasında... "İnşallah savaşın ateşi hepimizi sarmaz" deyince, "Ah be abi!" diye karşılık vermişler; "Büyük savaş çoktan çıktı, olan yine garibana olacak!" "İşte o zaman dün yazdıklarını anladım" diye anlatıyo

Garp cephesinde yeni bir şey var mı

"Harp dediğin, halk şenliklerine benzemeli. Boğa güreşlerindeki gibi çalgılı, biletli olmalı. İki memleketin siyasetçileri ve generalleri üzerlerinde banyo donları, ellerinde sopalarıyla sahaya çıkıp birbirlerine saldırmalılar. Sağ kalan galip sayılmalı. Bu, hem daha basit, hem de daha iyi. Burada onların yerine biz dövüşüyoruz." Henüz Birinci Büyü

Biraz tarih...

Şunu aklımızın bir köşesine kaydetmeliyiz... Avrupa'daki savaşlar kazanılmaz; herkes kaybeder... Kazanan sadece "yeni düzen"dir, yani ortalıkta görünmüyormuş gibi yapan "üçüncü" taraf... Hatırlayın... Birinci büyük savaş başlayalı sadece iki ay olmuştu. Ve Alman Şansölyesi von Bethmann Hollweg kazanacaklarından emin halde şöyle beyanatlar veriyord

İstanbul'u istiyorlar

Kral Byzas yeni bir şehir kurmak ister... Hani bugün de pek meşhur olan "Gnothi seautonKendini bil" sözünün tapınak duvarlarına kazındığı Delfi şehrine gidip kahinlere sorar... Cevap açıktır: "Körler Şehri'nin tam karşısına..." Nerden çıktı şimdi bu mitolojik anlatı Şöyle anlatayım... Geçtim, kendi geleneğimizi, inançlarımızı, söylencelerimizi...