Şimdi diyorsunuz ki...
Her duruşumuz...
Her seçimimiz...
Her bakışımız, görüşümüz, yorumlayışımız...
Her duraksayışımız ve yürüyüşümüz...
Her kararımız ve kararsızlığımız...
Hatta her sosyal meselemiz...
Hep "beka" tartışmasına gelip dayanmak zorunda mı "Bundan yorulduk" diyenleriniz var; haksız sayılmazlar...
"Başka meselelerimiz ne zaman birincil önem kazanacak" diyenler var; haklılar.
Lakin "Daha önemli bir meselemiz yok" diyenler de çok haklılar.
Peki neden gelip gelip milletin ve devletin baki kalıp kalmayacağı sorusuna varıyoruz; daha açık konuşursak, neden bundan şüpheye düşüyoruz
Uzun tutulmuş bir paranoya mı bu
Tarihsel bir yara mı
Bu sorulara cevabım açık...
Her şüphe sebepsiz değildir.
Ve evet, bu bir yara...
Üstelik sadece tarihsel değil, bütünüyle güncel bir yara...
Çünkü öyle bir çağdayız ki..
Hegemonlar bütün "milli devlet"leri düzenli biçimde hırpalayıp ayaklarının altındaki zemini çekmeye çalışıyorlar.
Uzun bir projenin son aşaması...
Milli devletlerin işini iktisaden çoktan bitirmişlerdi; kimse açıkça itirafa yanaşmıyor ama iliklerinize kadar yaşıyor, biliyorsunuz bu gerçeği...
Globalizm dediklerini ne sanıyordunuz
Hiç değilse...
Geriye kalanı canla başla savunmak istiyoruz.
Günümüzün yakıcı "beka meselesi" budur işte!
Üstelik globalizm sadece milli devletleri