Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

Patika ve hürriyet - Ân diyarı (76)

Yalnızlığın kalabalıklaştığı sadelikTenhalığın uzayıp gittiğiKendi başınalık... Suların en berrak hâli... Bulutlardan, pamuklardan (daha bir) aklık... Sabah dinginliği ve ferahlık... Sessizliğin uzayan sesi... Dalıp gidilen tefekkürlük... Dünyanın en kısa, en uzun yolu... Hürriyetin o gülen yüzü... İnsanlığın en eski izi patika diyordu, Bilg

Aynalar değişirken - Ân diyarı (75)

Bugün arkadaşlarla hayatı ve ölümü konuştuk.İkisine de ne kadar yabanî olduğumuzu... İkisi ikiz mi acaba Bilgin Abi Çok zaman ayıramadığım bundan mı Öylesine ölüme gidiyor ki hayatlar... Bugün; birdenbire dün oluyor. Düne ve yarına gidebilir misin Selim Ali Bir bilet al, deseler; hangisine alırsın. Bana sorarsan ben hep 'şimdi'ye alırım. Öteki

Selim Ali'nin bir günü - Ân diyarı (74)

Bugün hiçbir şey yapmadı Selim Ali. Günler geçip gidiyor, dedi, kendi kendine. Elde var hiç.Albümleri karıştırdı bir ara. İlkokuldan tek bir fotoğrafa uzun uzun daldı. Ağladı belki! Uzaklara bakan bir çocuk vardı ön tarafta. O kendisiydi. "Günler gelip geçmekteler... Kuşlar gibi uçmaktalar..." Eli, babasının o küçük radyosuna gitti. Bir acıklı tür

Bir gün belki ölebiliriz!

Ölümü tahminler listesine al Selim Ali."Öleceğin kimse bilmez." diyorsa şair; kimseler ölüme koştuğunun farkında değil demek! Şundan diyorum bunları. Babam öldü de... Onu görünce aklıma ölüm gelmezdi hiç. Hep koşar, hep çalışır, hep biriktirirdi. Bugünün yarını vardı da... O yarın ölüm"müş meğer! Otursana biraz babacağım. "Ölünce çok yatacağız."

Kendinle tanışmalısın! - Ân diyarı (72)

Kuş sesleri nerde Selim AliBenim çocukluğumda köyde, bağda olmasak da şehirde kuşlar vardı. Şimdi de var ama tek tük... Sabahın o er vakitlerinde nasıl da cümbüşe dururlardı. Uzun uzun dinler, seyrederdim serçeleri. Balköpüğü, benekli, yerinde duramayan o minicik rüyacıklar uçup gitmiş; iyi mi! Nereye gitti o beste, o koro, o sabah şenlikleri, te

Tarih: Dünden ziyade yarın (mı) - Ân diyarı (71)

Hesapların, her şeyin bu kadar şaşacağınıDünyanın bu kadar sanallaşacağını... Helal ve haramın bu kadar karışacağını... Yalanlarla doğruların canciğer kuzu sarması olacağını... Kimi yakınlarınızın ne kadar uzak... Kimi uzakların ne kadar yakın duracağını bu kadar tahmin edemezdim Selim Ali. Yaşamak çok uzaklara düştü bu arada. Mevsimleri unuttuk; g

Yaşama sevincin nerde - Ân diyarı (70)

Selim Ali!Okullara edebiyat dersi konmuş ama adı var kendi yok; öteki dersler gibi... Edebiyat okumakla başlar. Okumuyoruz. Okumayınca düşünemiyoruz. Düşünerek yaşamayınca; yaşadıklarımız bizi dehşete düşürüyor. Her yanlış bir yere tosluyor. Milyonlarca nüfus, bin şiir kitabı okumuyor. Kiminle hangi ince bir konuyu konuşacaksın Kelimesiz birisiyle

Hürriyet: Aşkın ilk adı - Ân diyarı (69)

Bilgin Abi, insanlığın çoktan kaybolmuş hazinesini arıyordu. Kendi kendine ve bir yerlere konuşur gibiydi:"Ah, ah! Hürriyet! Çok nazlı çok pahalısın. Namık Kemal aradı; bulamadı. Ne efsunkâr imişsin, dedi. Orhan Veli (bile) gördü; esaretin kara yüzünü de: "Kelle fiyatına hürriyet; Esirlik bedava..."yı esir ruhlara kazımak istedi ama nafile! İnsan

Şimdiki zaman sözleri - Ân diyarı (68)

Zamanı görmeden yaşayınca hay-atın çok da farkında olmuyor muyuz Bilgin AbiHâlbuki zamanla kuşatılı değil miyiz "Zamansız..." dediğimiz neler varsa; zamanın gözlerine bakıp saatleri kurmadığımız için... Zaman ah zaman! Dişlerimi döken... Saçlarımı yolan... Yalaaan! Şairler zamanın vefasızlığını mısralarına taşırken... Tarihin taşlarına yılların sar

Kuş davetiyesi - Ân diyarı (67)

Bilgin Abi aynaların gözünün içine bakıp bir şeyler fısıldıyor, Selim Ali: "Gel, bu mevzuları açmayalım. Kellim, Kellim; lâ yenfa(Konuş, konuş; boşuna...) Ne sen değişiyorsun ne ben Aramız açılıyor boş yere.Gel, kapatalım bu sağır şeyleri. Nefeslerimiz sayılı... Yıllardır aynı şey; ne değişti O-yalandığımız yeter. Daha beter olmadan kelimelerimiz