Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

Bilgin Abi'nin günlük defterinden-1 - Ân diyarı (85)

Selim Ali, Bilgin Abi gün gün olmasa da "günlük" tutar.Günlük, insanı diri tutar. Bir ayna gibi yıllar sonra kendimizi seyrederiz orda. Ama okumak, yazmak, düşünmek öyle kolayından şeyler değil. İlk emrin oku olmasında sonsuz hikmet var. Günlük, hatıra, seyahat edebiyatımızda az yazılan türlerden... Halbuki her insan yarına bir şeyler bırakıp gitme

Bilgin Abi'nin cumhuriyeti - Ân diyarı (84)

Selim Ali, bu cumhuriyet işi nedense bazılarının kafasına yatmıyor. O isim altında yanlış şeyler yapılmış mı; yapılmışsa cumhuriyetin suçu ne bundaCumhuriyetle kavga ederek nereye gideceksiniz, diyor Bilgin Abi. İstibdattan başka nereye İçine bu cumhuriyetin hakkı, hukuku, hürriyeti, adaleti, meşvereti, Meclis'i, demokrasiyi doldurmak gerekiyor ki

Bu medeniyete reddiye - Ân diyarı (82)

Selim Ali, oyunun en tehlikelisini oynuyor dünya: Savaş oyununuHaberler kan revan... Bırak hep çocuk kalsın yüreciğin. Dayanamaz sonra döndüğünü gördükçe dolapların. Dünyanın fotoğrafına baksana! Neden birçok şey göstermelik, sanal, banal Neden kürsüde, hutbede hür değil kocaman diplomalılar Neden tebessümlerin bile sahtesi var Neden bankalar para

Ümit: Yaşamak bestesi - Şükür: Farkında olmak - Ân diyarı (81)

Her şeye yeni(-den bakıyor gibi) bakmazsan; çok şeyi kaçırırsın, Selim Ali.Bak şu bulutların keyfine yeniden yeniye. Alnına değen rüzgârı gör! Okşa; -aha şuracıktaki- gökyüzünü. Şehrin çığlıklarını duyma. Şu martının kanatlarına takıl da git. Bir ümit diye seyret şu kır çiçeklerini. Her şeyin adının -hayatın ve ölümün- "ümit" olduğunu ezberle. Ümit

Hürriyet olmadan asla! - Ân diyarı (80)

Vesayet niye bitmiyor Bilgin Abi Esaret yaniHamaset, istibdat, ben bilirim bensen ne bilirsin sen, inat, kin, nefret, düşmanlık, insanın insana ettiği, zalimlerin, münafıkların çalıp çırpması, narası, hırsı, şu pis cehalet, yakamıza yapışık fukaralık... niye böyle bitmeyecek gibi durur da durur Cem Karaca'nın kulakları doyuran, dolduran kalın ve o

Şimdisizler için - Ân diyarı (79)

Bilgin Abi, dünü olmayanın bugünü; bugünü olmayanın da yarını olmaz, diyordu. Hatıraların silinmesini;hafızanın silinmesi olarak görürdü.Öyle ya dün bugüne; bugün yarına aynaydı. Bugün bir köprüydü aslında. Bugünden kasıt da "şimdi" derdi, sık sık. Bir gün, nerelisiniz, diye soran birisine "Ş" büyük diyerek "Şimdili"yim demişti. Şimdi'de yaşamayan

Hasretin gözyaşları

"Bunca varlık var iken; gitmez gönül darlığı." denilen; bu zamanlar mı Bilgin AbiHer şeyin bu kadar "hızlı" değişeceği hayalimize gelir miydi Kara trenlerin, mektupların, kağnıların, taş değirmenlerin, kar kuyularından su çektiğimiz günlerin hasreti hep içimde... "Mektubuma başlarken..." diye başlayan mektuplar vardı; öldü. Büyüklerin ellerinden,

İçimizin uzaklığı - Ân diyarı (77)

Sana biraz açılayım Selim Ali.Hem okuyup hem çalışıyordum. Sonra işte (böyle) ne tam okuyabildim ne çalıştım. Edebiyatçı mı ilim adamı mı ticaret erbabı mı siyasetçi mi olacaktım... karıştı. Hep olan hiç olurmuş ya... Meğer birçok aile gibi -ki bu, yüzde seksen, doksan...- biz de fakirmişiz; çok fakir... Bütün okullar bitti ama okulların "okul"

Patika ve hürriyet - Ân diyarı (76)

Yalnızlığın kalabalıklaştığı sadelikTenhalığın uzayıp gittiğiKendi başınalık... Suların en berrak hâli... Bulutlardan, pamuklardan (daha bir) aklık... Sabah dinginliği ve ferahlık... Sessizliğin uzayan sesi... Dalıp gidilen tefekkürlük... Dünyanın en kısa, en uzun yolu... Hürriyetin o gülen yüzü... İnsanlığın en eski izi patika diyordu, Bilg

Aynalar değişirken - Ân diyarı (75)

Bugün arkadaşlarla hayatı ve ölümü konuştuk.İkisine de ne kadar yabanî olduğumuzu... İkisi ikiz mi acaba Bilgin Abi Çok zaman ayıramadığım bundan mı Öylesine ölüme gidiyor ki hayatlar... Bugün; birdenbire dün oluyor. Düne ve yarına gidebilir misin Selim Ali Bir bilet al, deseler; hangisine alırsın. Bana sorarsan ben hep 'şimdi'ye alırım. Öteki