Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

Ziller çalıyor artık!

Babam, nazlanıp mızıkçılığı uzattığımda o meşhur sertliğini takınır: "İşi tadında bırak, işin tadını kaçırıyorsun, ha!" gibi çehresini eğerek son ikazlarını yapardı.Öyle işi ağlamaya falan götürmek... mümkün mü! Bazıları bu benim çocukluğumdan hiç yaşatılmamış ki bu ne kadar ağlamak, bu ne kadar milletin önüne koyduğunu beğenmemek işinden bir türlü

Anne; bu ne!

Şiir, para etmiyor; bunu biliyorum da adam rakibine çok büyük fark atıp seçiliyor; o da mı işe yaramıyorYoo, diyorlar; seni kabul etmiyoruz. Şiirsiz ve demokrasisiz bir kaba hayatın içine atıyorlar bizi. Menderes'e de tahammül edemediniz; seçilip gelmişti; hem de defalarca. Astınız da demokrasi mi arttı; paramız mı! Demirel'i de yok muhtıra, yok da

Türkçe günlüğü

TÜRKÇESİZ ADAMLARAdamın Türkçesi yok! Yoo, yo; kravatı var! Adamın Türkçesi yok! Parası, diploması var! Adamın Türkçesi yok! Bi' havası var, bi' havası! Adamın Türkçesi yok! Yok işte; zorla değil ya! Adamın Türkçesi yok! Etrafı dolu dolu, haa! Adamın Türkçesi yok! Kerli ferli, özel de şoförlü! Adamın Türkçesi yok! İşi götürüyor ya! Adamın Türkçesi

Pahalı yaşamaklar; ucuz hayatlar

-Bu fakirde emeği olanlara teşekkür ve helallik ile-Lahmacuna bayılırım. Açlığın o nazik dostu... Onun o kendine has bin bir çeşit karışım kokusu... Dur hele, biraz seyret... Ateşle aşkı daha yeni biten bu maceraya çok da "yiyici" gözle bakma! Tefekkürün payını unutma! Hele karın, kışın içindeysek... fırına yakın bir masa da tercihimdir. O şiirli,

Lahmacun

-Bu fakirde emeği olanlara teşekkür ve helallik ile-Lahmacuna bayılırım. Açlığın o nazik dostu... Onun o kendine has bin bir çeşit karışım kokusu... Dur hele, biraz seyret... Ateşle aşkı daha yeni biten bu maceraya çok da "yiyici" gözle bakma! Tefekkürün payını unutma! Hele karın, kışın içindeysek... fırına yakın bir masa da tercihimdir. O şiirli,

Tek tip eğitim ya da at gözlüğü

Okullardan şair, yazar yetişiyor mu; yetişmiyor! Mimar ve saire de Sanat, hayatı her ân yeniden anlamanın yollarını kor önümüze. Bu olmayınca sıradanlık sırada demektir.Bu sıralardan şair, yazar, bestekâr çıkmaması değil; çıkması anormal olurdu. Zira sanatın hammaddesi hürriyettir. Bizde bir türlü olamayan işte bu hammaddedir. Hürriyetin olmadığı y

Yaşamak tefekkür demek

-Düşünmüyorsan yoksun!-Her şeye yeni-den bakıyor gibi bakamazsan; çok şeyi kaçırırsın. Ve ne çok şey gözlerimizin önünden kayıp giderken biz bitmez işlerin telâşesinde karanlıkta bir nokta gibi kayboluyoruz. Haydi; bak; şu bulutların keyfine; yeniden yeniye. Alnına değen rüzgârı gör! Okşa; aha şuracıktaki gökyüzünü! Şehrin çığlıklarını duyma! Şu

Son Mektup'u okurken

İ'tizar: Bu satırlar, bu Son Mektup'u okurken bu fakirin altını çizdiklerinden ufacık bir demet Elbet daha sepete konacak çok meyve var. Gerisi size kalmış.Hem risale oku hem de lisan-ı münasiple konuşma; olmaz! Hem Risale oku hem de asık suratlı ol; olmaz ki... Hem risale oku hem de kuş seslerine kulak kesilme, kedilerden habersiz yaşa, yıldızla

Söz candan "çıkarsa"

-Bir vesile ile ifrat tefritten itidalliğe davetiye-yi tuhfe-yi Aliye-Söz candan çıkarsa... İksir olur, amber, can olur. Ya candan "çıkarsa..." Azap olur, gazap olur, zehrolur. Can Abi, üzme kendini! Afâk boğabilir düşüncelerimizi... Abi, daha Birinci Söz'de... O girişte bile... Nefsine sesleniyor müellif dört kere. "Bil ey nefsim!" İnsanın çok ke

Kömür Gözlüm

"Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz." diyerek helal parayı ruhumuza kazıyan Madenci Yasin Çelik'e rahmetle(1) Sen hiç yanarak öldün mü! Gördün mü ateşin bir canavar gibi... Aç kurtlar gibi sana döndüğünü! Sen hiç cehennem gördün mü! Buharlaştın mı orada bir damla su gibi... Simsiyah küle döndün mü! Sen hiç tonlarca zehir yuttun mu! Gökyüzüne