Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (14)

Ân diyarı (98)Selim Ali, sana da garip gelecek ama Bilgin Abi diyor ki dünya hızlı adımlarla ilerliyor. Yollar, köprüler, yepyeni evler... Hız, yenilik ve saireler de... insanlık bir şeyi unuttuğunun farkında değil. En ufak ayrıntıların üstünde debelenen çağda o unutulan "yaşamak"mış! Geriye ne kaldı diyeceksin de... yaşamak unutulunca ölüm akla ge

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (13)

Ân diyarı (97)Selim Ali, Bilgin Abi konuşurken not tutarsan hayatı biraz daha tutmuş olacaksın. Yazmak insanın kendisiyle karşılaşması aslında. Tamam; işin başı okumak da... kelimeleri arkadaş eylemek ev yapmak gibi olsa gerek. Taş üstüne taş koymanın keyfini ustalara sor. Mimar Sinan'ın bir dağı oyar gibi Süleymaniye Külliyesini bitirdikten so

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (11)

Ân diyarı (95)-İrfan Mektebi'nin talebesine yol selâmetliği ile güle güle...- Muhsin Demirel de gitti, Selim Ali! Dünya biraz daha şiirsiz, biraz daha hatsız, biraz daha hattatsız, biraz daha İstanbul beyefendisiz kaldı. Çığlık ve biraz çılgın ve biraz tek başına yürüyen bir adamdı. Net bir sûretti. Dünya ile çok da arası yoktu. İstanbul'a bunca

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (9)

Ân diyarı (93)Selim Ali, günler su gibi akıyor, sözünü söyler dururuz da o su yani zaman aynasında kendimize bakabilsek çok şey hâl yoluna girecek de... yok! Acele geliş gidişlerin arasında bu bakışlara zaman kalmıyor. Yine bir esef, iç geçiriş, derin bir sessizlik ve hayat -kalmaz ya- kaldığı yerden devam ediyor. O sudaki, şu zamandaki yazıları

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (8)

Ân diyarı (92)-DÜNDEN DEVAM- DİLSİZ ŞEYTAN Haksızlık karşısında nice "yazar, çizer, düşünür"lerin "yazmaz, çizmez, düşünmez" olduğunu gördüm. Hatta arkadaşlarımdan çoğunun... Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, diye bellememiş miydik! ALIŞMIŞ VE KUDURMUŞ Hırsızlık, yalan, yağma... bir başladı mı arkası gelir. Alışmış kudurmuştan beterdi

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (8)

Ân diyarı (92)Bilgin Abi okumanın ve yazmanın insanı genç, diri, dinamik, ânî gelişmelere hazır hâle getireceğini söylerdi. Aslında her ân ânî gelişme değil mi Selim Ali! Sürprizsiz bir ân var mı! Yaşamanın kendisi sürpriz. Alıp verdiğimiz nefesler "günlüğümüz"ona bakarsan. Yazarlar da yaşadıklarının çok çok azını zapturapt altına alıyor. Akan ırma

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (7) - Ân diyarı (91)

Selim Ali'nin canı sıkkındı. Hayat durmuş muydu bir yerlerdeBir de hep aynı yüzlerle yüz yüze gelmenin verdiği o eksi enerji... Zamanlar birbirine mi benziyordu Doğan, batan günler: "Tekrarını ömrün eder ilan." dediği miydi şairin Anlaşılan böyle durumlarda Bilgin Abi'nin günlüklerine dalıp giderek rahatlayacaktı. İyi de oluyor; birçok konuya öteki

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (6) - Ân diyarı (90)

İnsan aynada kendini seyretmek ister. Sessizce o misal ya da masal âlemle konuşur.Günlük de işte bir ayna Selim Ali. O aynaya bir aynaya bakar gibi bakamasak da her şeyi bırakamazsak da... sisli puslu da olsa bir ayna işte! Akan zaman içinden oltamıza takılanların toplanıp ayıklanması desek yeridir. Bilgin Abi'nin oltasına neler takıldıysa, bizim d

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (5) - Ân diyarı (89)

Selim Ali yazmak rahatlatıyor. Yazmak aslında içe yapılan sıkı bir yolculukPatika yolda yürümek gibi... Yolun nereye çıkacağını da bilmiyorsanız bu da ayrı bir heyecan. Yazı işte böyle bir yol... Günlükler hele; patikanın patikası... Takılalım bakalım bu günlükler bizi hangi yollara götürecek! ACELE VE SÜKÛNET İnsan acelecidir. Burası hikmet dünyas

Bilgin Abi'nin günlük defterinden (4) - Ân diyarı (88)

Bilgin Abi günlükleriyle geleceğe ışık tutuyor, Selim Ali.Hatıralar geçmişin haritasını önümüze korken; günlük sayfalarını her çevirdiğimizde önümüze "yarın" aslında "şimdi" çıkar. Hatıra... hatırla(t)mak... Tatlısı, acısıyla... Günlük ter ü tazeliğin yarınlara hediyesi... İkisi de insanlığa bir fedakarlığın meyvesi... Bugün yine o tazecik meyveler