Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Sesli ağlamayın!"

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin sevdiği sâlih bir Müslüman vefât etmişti...Büyük velî bâzı talebesini alıp evine tâziyeye gitti o kimsenin. Yakınları, yüksek sesle ağlıyorlar ve feryat ediyorlardı!Çok üzüldü!Ve o kişilere;"Böyle yapmayınız! Zîrâ sesli ağlamak, ölüye azâb, eziyet verir"dedi.Ve talebelerine;"Ben vefât edersem siz sakın böyle yapmayın

"Bunda da sünnete uyduk"

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin kabr-i şerîfi, Buhâra'nın kasr-ı ârifan köyündedir.Sevdiklerinden bir grup Müslüman Beytullah'ta tavaf yapıyor, bu zât da bulunuyordu orada.Onlar, Mina'da kurbankeserken bu büyük zât;"Bizim de kurban kesmemiz lâzım, ama biz belki oğlumuzu kurban ederiz"buyurdu.Bu sözü hepsi de işitti.Ama bir şey anlamadılar.Bir hikme

Söz dinleyen kazanır...

Büyük velîBehâeddîn-i Buhârîhazretlerinin tebesinden Alâeddîn-i Attâr hazretleri anlatıyor:Bir gün hocamız Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, dergâhın odunluğuna şöyle bir baktılar.Sonra bize;"Çokça odun toplayıp odunluğu doldurun, hattâ acele edin ki, hiç belli olmaz. Birden kış bastırırsa yakacaksız kalır, sıkıntı çekeriz"buyurdu.Biz talebeler;"Başüs

Genç tüccar...

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretlerinin kabr-i şerîfi Buhâra'nın kasr-ı ârifan köyündedir.Bir sohbetinde şunu anlattı:Bir gün Kâbe'nin yanında oturuyordum.Ak sakallı, ihtiyarbir kişiyi gördüm.Kâbe örtüsüne sarılmış ağlıyor ve"Yâ Rabbî! Yâ İlâhî!.."diye yalvarıp gözlerinden kanlı yaşlar akıtıyordu.Kalbine bir nazar ettim.Dünyâ işiyle

Tüccar talebe...

Evliyânın büyüklerindeninBehâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi anlatıyor:Ben hocamı henüz tanımazken bir sandığın içinde yüz altınsaklıyor, ve "bununla ticâret yapayım" diye düşünüyordum.Başladım ticârete.Hazır elbise aldım.Ve köy köy gezip satmaya başladım.O köylerin birinde bulunurken,"bu köye bir evliyâ zât gelmiş"diye işittim birinden.Ço

Niyet hâlis olunca...

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri bir dostunun evinde sohbet ediyordu. Ordakilere;"Şu anda bir kişi, Tirmiz'den yola çıktı... Maksadı, 'kâmil bir rehber' bulmaktır. O, bu yola hâlis niyetle çıktığı için yakında maksûduna kavuşur"buyurdu.Birbirimize baktık.Hiçbir şey anlamadık.Sohbet devam ediyordu ki, kapı önünde bir atlıgelip, ân

Rüyâ ve hakîkat...

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi anlatıyor:Bir gece Resûlullah'ı gördüm rüyâda.Çok sevinip;"Yâ Resûlallah! Çoktandır sizi görmemiştim" diye arz ettim. Yanında olan zâtı gösterip;"Beni göremezsen, bu zâtı gör"buyurdu.O anda uyandım.Çok duygulandım.O zâtın sûretini, şeklini zihnimde canlandırıp unutmamak için bir kitap kapağının arkasına

Şeytan niçinsevinmiş

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine;Sâlihlerden biri vardı.Bu zât şeytanı görüp;"Senin gibi mel'un olmak istiyorum, ne yapayım" diye sordu.Şeytan sevinip;"Benim gibi olmak istersen namaza önem verme ve doğru yalan, her şeye yemîn et" dedi.O kişi bunu duydu.Ve kendi kendine;"Hiçbir namazı bırakmayac

"Bostanıniçin sulamıyorsun"

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi şöyle anlatıyor:Kasr-ı ârifan'da,bir bostanım vardı.Orada sebze meyve yetiştiriyordum...Derken sulama zamânı geldi.Ama bir damla su yoktu nehirde."Ne yapacağım" diye düşünüyordum ki, hocam teşrîf etti...Etrâfa şöyle bir bakıp sordu:"Sulama vakti gelmedi mi""Geldi efendim.""Peki, ni

"Maksadın nedir evlâdım"

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri, bir gün dergâhta oturuyordu.Bir gençgirdi içeri.Ve büyük bir edeple;"Efendim, eğer kabul ederseniz ben de talebeniz olmak istiyorum" diye arz etti bu zâta.Büyük velî sordu:"Maksadın nedir evlâdım"Cevâbında;"Feyiz alıp kalp gözümün açılmasını istiyorum efendim" dedi.Behâeddîn-i Buhârî;"Pekâlâ"dedi