Abdüllatif Uyan

Türkiye

Büyükler imtihan edilmez!

Tus, yâni Meşhed şehrinde yaşayan velîlerdenEbû Bekr-i Nessachazretleri, Meşhed şehrinde doğdu. Aynı yerde vefât etti.Bu zâtın zamânında bir "hoca" vardı ki, kötü olarak tanıyordu bu Allah dostu olan velî zâtı.Başkalarına aldanmıştı.Bir gün kendi kendine;"Gideyim, şu kimseye bâzı dînî suâller sorup imtihan edeyim. Hem öyle zor şeyler sorayım ki, bi

"Üzülmeyin, sevinin çocuklar!"

Kuhistan'da yetişen velîlerdenEbû Bekr-i Kisâîhazretlerinin dergâhı her gün dolup taşardı.Ancak zamanla dar geldi dergâh. Genişletmek istedi mübârek. Ama şu işe bakın ki, dergâhın iki yanındaki evlerde oturan kimseler, kıymetini bilmiyorlardı bu zâtın.Satmadılar evlerini...Büyük velî, çok para teklîf etti. Yine râzı edemedi. Talebeler geldiler hoca

"Gerçek mümin nasıl olur efendim"

Nişâbur'da yetişen velîlerdenEbû Bekr El Ferrâhazretleri "rahmetullahi aleyh", 980 senesinde aynı yerde vefât etti.Bir gün bu zâta;"Efendim, kişinin amellerine, neye göre ecir ve sevap verilir" diye sordular.Gelen kişilere baktı.Ve şöyle cevapladı:"Kişinin ameline, o işe verdiği ehemmiyet miktârınca, onu işlerken yaptığı hatâlara üzülmesi miktârınc

"Babanın duâsını ve rızasını al!.."

Nişâbur velîlerindenEbû Bekr el Ferrâhazretleri hakkında, bir sevdiği şöyle anlatıyor:Bir zaman "nâfile hacca"gitmek üzere yola çıktık.Nişâbur'a vardığımızda, Ebû Bekr el-Ferrâ ile görüşmek istedim.Ama yalnız değildim.Arkadaşlarım vardı.Onlarla istişâre ettim.Arkadaşlarım;"Onu ziyâret edersen anne babanın rızâsını alman için seni geri gönderir. Hac

"Müslüman demek, namaz demektir!"

Nişâbur'da yetişen velîlerdenEbû Bekr El Ferrâhazretleri, 980 senesinde Nişâbur'da vefât etti.Bu zâtın bir talebesi sefere çıktı bir gün. O zamanki şartlarda zor ve zahmetliydi yolculuk.Her yerde suyoktu.Abdest ve namazda zorluklar yaşanırdı. Bu genç talebe, sefer dönüşü geldi hocasının yanına.Velî zâtın ilk suâli"namaz"dan oldu.Ve o talebeye;"Yol

"Senin bir derdin mi var evlât"

Anadolu Evliyâsındanİsmavlı Dedezamânında bir genç, yolda bir kızgördü. Kızın güzelliği yaktı gönlünü.Âşık oldu bir anda.Bir daha göremedi.Göremedi ama, gündüz hayâlindeydi o kız; gece rüyâsında.Unutmak istiyordu.Ama ne mümkün.Bunalıma girmek üzereydi...Açtı ellerini."Yâ Rabbî! Kurtar beni bu sıkıntıdan, zîra dayanamıyorum artık"diye yalvardı.Ve çı

"En faydalı şey nedir efendim"

Halep'te yetişen velîlerdenEbû Bekr bin Ebû Vefâhazretleri, 1583 senesinde vefât etti.Bu zâtın zamânında fakîr bir Müslüman hastalandı bir gün.Kimsesi yoktu garibin.Hastalığı günden güneağırlaştı! Çâresizlik içinde kıvranırken rüyâ gördü bir gece...Nûr yüzlü bir kişi,oturdu başucuna.Tanımadığı bu sevimli kişi, bu büyük velîden başkası değildi.Elini

"Ben yalnız değilim ki!"

Şam'da yetişen EvliyâdanEbû Bekr-i Dükkîhazretleri, 100 yaşını geçmiş olarak Şam'da vefât etti.Gündüzü ilimle geçirirdi,geceyi de ibâdetle...Emânete çok titizdi.Meselâ birinden aldığı kalemi sâhibine vermeyi unutunca bir günlük yolu geri giderek onu sâhibine verdiği meşhurdur.Ayrıca da;Resûlullah Efendimizin ve Eshâb-ı kirâm'ın hayatlarını çok okur

"Üç gündür açız amca!"

Bursa velîlerindenTokatlı Hayreddîn Efendi, Edirne'de doğdu. 1608 senesinde Bursa'da vefât etti.Çok şefkatli, çok cömertve yardımsever bir zâttı.Şöyle ki;Umre için yola çıktı bir gün. Yol arkadaşları da vardı yanında. Henüz şehirden çıkmamışlardı ki, yolda bir kızçocuğunugördü.Çok acıdı hâline.Üstü başı yırtıktı. Bir çöplükten yiyecek artığı topluy

"Ben, her şerbeti severim..."

Yemen velîlerindenEbû Bekr bin Abdurrahman Sekkafhazretleri, Terîm'de vefât etti.O devirde birkaç genç, şeytana uyup kıra gittiler bir gün. Eğlenip içki içeceklerdi orada.Yine de kimseye görünmemek için tenhâ yer seçtiler. Biliyorlardı fenâ bir iş yaptıklarını.Olacak bu ya...Tam içki içerlerken, bu zât uzaktan gördü bu gençleri.İçki içtiklerini anl