Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Zemherîr nedir yâ Resûlallah"

Hâce Muhammed Mâsumhazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin oğludur. Bu zât şöyle anlatıyor:Efendimiz aleyhisselâm, Eshâb-ı kirâma buyurmuşlar ki:Hava sıcak olduğunda, Allahü teâlâ kullarının kalplerine bakar.Yer ehlini dinler.Gök ehlini dinler.Bir kişinin"Lâ ilâhe illallah!..Bugün ne kadar da sıcak. Allah'ım! Beni cehennemin harâretinden koru"dedi

"Tatlı narbulursam yerim"

İbrâhim Havvâshazretleri Bağdat'ta yaşayıp, Rey şehrinde vefât etti. Bir gün tepsi içinde "nar" görmüştü bir dükkânda.Sorup "ekşi" olduğunu öğrendi.Onun canı "tatlı nar" istiyordu.Ekşisini yemedi.Kendi kendine;"Tatlısını bulursam o zaman yerim"diye düşündü.Oradan ayrıldı.Ve "tatlı nar" düşüncesiyle ilerledi...Az sonra birini gördü.Çok ağır hastaydı

"Aç mısın, susuz musun"

İbrâhim Havvâshazretleri Bağdat'ta yaşayıp, Rey şehrinde vefât etti.Bir talebesiyle yolculuğa çıktı bir gün. Yedi gün yedi gece hiçbir şey yemeden yürüdüler.Ancak talebe acıktı.Gücü tâkatitükendi.Hocası onu gördü.Hâline acıyıp sordu:"Evlâdım! Ne oldu sana böyle. Aç mısın, susuz musun"Talebe cevâben;"Hem susuzum, hem açım hocam. Bir şey yemezsem yür

"İmânın esâsı nedir efendim"

İbrâhim Havvâshazretleri Bağdat'ta yaşayıp, Rey şehrinde vefât etti.Bir gün biri sordu ki:"Îmânın esâsı nedir"O kişiye baktı."Bu, anlatmakla olmaz. Yaşamakla olur. Ben Mekke'ye gidiyorum. Sende gel. Yolda cevâbını öğrenirsin"buyurdu.Adam "peki" dedi.Ve birlikte yola çıktılar...Yemekleri gâipten geliyordu...Derken önlerine bir "çöl" çıktı.Bu çölde i

"Kardeşin Hızır'ın selâmı var"

İbrâhim Havvâshazretleri Bağdat'ta yaşayıp, Rey şehrinde vefât etti.Bir gün Ravda-yı mübâreki ziyârete giderken çölde "vahşî hayvanları" gördü ki, susuzluktan tâkatları, güçleri kalmamıştı.Acıdı onlara.Bir şeyler yapmalıydı...Bir kayaya hafifçe dokundu.Allah'ın izniyle "su" fışkırdı kayadan.Çölde susuz kalmış ne kadar hayvan varsa ânında oraya üşüş

"Hangimizin dîni hak"

İbrâhim Havvâshazretleri, Hac yolunda bir "râhiple" karşılaştı...Yürüyüp hasbihâl ettiler.Önlerine bir "nehir" geldi.Râhip, bu zâta;"Senin dînin mi hak, benimki mi Tecrübeyle anlayabiliriz"dedi."Nasıl anlarız"Çok kolay. Şu suyun üzerinden hangimiz yürüyüp karşıya geçerse onun dîninin hak olduğu anlaşılır. Deneyelim mi""Olur, deneyelim."Önce râhip y

"Her sıkıntıya katlan!.."

İbrâhim Havvâshazretleri Bağdat'ta yaşayıp, Rey şehrinde vefât etti. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin talebesidir.Bir gün birlikte Hac yoluna çıkarlar.Çıkmadan üstâdı sorar:"İbrâhim! Yol boyunca birimizin emîr olması lâzım, sünnettir. Hangimiz emîr olsun""Siz olun efendim.""Emîr ben isem sen bana uyacaksın, tamam mı""Tamam efendim."Ve yola çıkarlar.B

"İtirazetmekşeytan sıfatıdır!"

Şîraz'da yaşayan Allah dostlarındanMuhammed ibni Hafifhazretleri, bir talebesini diğerlerinden çok sever, onlar da sebebini merak ederlerdi.Bir gün bu zâta;"Efendim, filân arkadaşımızı niçin çok seversiniz" dediler.O esnâda dergâhın önünde bir deveyatıyordu.İbni Hafif hazretleri bir talebeye seslenip;"Ahmed oğlum! Şu deveyi kaldır da dergâhın damın

"Bunlar hırsız değil..."

Şîraz'da doğup orada yaşayanİbni Hafifhazretleri zamânında iki arkadaş vardı ki, nerede bir evliyâ zâtınolduğunu duysalar, oraya koşarlardı hemen. Bir gün de"İbni Hafîf"ismini duydular.Ve o beldeye vardılar.Kapısını çaldılar.Hizmetçisi çıktı:"Buyurun, kimi aradınız""İbni Hafîf hazretlerine gelmiştik.""Evde yok, sultânın yanında.""Peki" dediler.Anca

Tek düşüncesi âhiretti...

Hübeyret-ül Basrîhazretleri, Bağdat civârında yaşamış Allah dostudur. Bir gece aşk-ı ilâhîyle ağlıyordu ki, bir "ses" duydu...Gâipten geliyordu...Kulak verip dinledi."Ey Hübeyre! Bütün günahların mağfiret edildi. Git, Huzeyfe-i Mer'aşî'ye hizmet et"deniyordu.Bu "mânevî işâreti" aldı.Aynı gün düştü yola...Ve gidip katıldı bu zâtın sohbetine.Bir sene