A. Yağmur Tunalı

Karar

Memleket yangın yeri yangını çıkaran biziz

Yaşadıklarımız âfet ama tabiî âfet değil. Âfetlere karşı tedbir düşünmek insanlığın savunma refleksinin gereğidir. Hayret ki bizi o tedbirlerden de alıkoyan âfet yaratıcılığın fren mekanizmaları var. Derin düşüncelere gerek yok. Yüzünden bakınca bile yaradılışa ters bir durum var. Nehrin suyu tersine akıyor.Savunmasız görünüşümüzün sebeplerini düşü

Dünya delilere kaldı

Trump, tam serseri mayın. Putin'in ondan kalır yanı yok diyenler de çok. Bazı bakımlardan benzese de akıllı deli diyenler de epeyce var. Şimdi yıldızının sönmüş göründüğüne bakmayınız. Adam Rusya'nın büyük şansı.Eski ve yeni örneklere bakarak diktatörün de akıllısı makbul. Mao'dan beri Çin öyle. O toplum başka türlü yönetilemezdi denemez. Sopasız k

Niyazi Sayın'ın hür nefesi

Niyazi Sayın, imkânsızın sınırlarında gezinen bir sanatçıydı. Neyzen, ebrucu, fotografçı ve tesbih sanatkârıydı. İlgileri ve merakları sayılsa bunlara eklenecek onlarca çıkar. Hocası Necmeddin Okyay gibi on parmağında on hüner olanlardandır. Klasik sıfatlandırmayla 'hezarfen'dir. Ney açar, gül yetiştirir, kuş meraklısıdır ve kafeslerini yapar, bahç

Açılımlarla her yerimiz açıldı

Türkiye'de açılım benzeri söz ve davranışlar, her zaman ayrımcılığı, kampçılığı ve bölücülüğü tetikledi. Daha baştan yazdık: Son açılımda da farklı olmayacağı belliydi.Bir kere bu işler böyle yapılmaz. Devlet, egemenliğin bölüşülmesini hedef alan çıkışlara karşı yapısı gereği temel değerlerini kıskançlıkla korur. Biz bunu unutmuş görünüyoruz. Sonra

Yavuz Bülent öyle de ya biz

İnsan ve toplum bütünüyle önümüzdedir. Hayat akar ve biz yaşar geçeriz. Bazı anlarda durur ve orada kalabiliriz. Bütüne bakamaz hale geleceğimiz bir körlük yerleşir. Toplumlarda bu tür darlıklar kavga getirir. Kamplaşma kaçınılmaz olur. Bizde olan budur.İnsanın insanla ilgili bu türden bir takıntısı olağandır. Marifet, orada kalmamak ve bütünü görm

Gücü yeten yetene

Türkiye'nin bu kadar ağır bir hukuksuzluk dönemi geçirmediğini söylemek yanlış değildir. Yaşadığımız dönemlerde görmedik. Kanuna uymaz işler ve yandan dolanmalar hep olmuştur. Bazı konulardadır ve her zaman belli oranlarda olur. İstisnadır ve suç kabul edilir. Yönetimde yanlışlar, hukuk dışılıklar bugünkü gibi hemen her alana yayılmış değildir. Nor

Batı'ya düşman Batı'yla beraber

Son milletvekili seçimlerinden önce birçok aydın ve siyasetçi Bat'ının Erdoğan'ı gözden çıkardığını söylemişti. Ben o kanaatte değildim. Birçok kere yazdım. Çeşitli sebeplerle, düşündükleri düzen için bu kadar uygun bir partner bulamayacakları kanaatindeydim. Hâlâ aynı görüşteyim.Batı ile uyuşmanın bozulduğuna dair bugün için de bir işaret yoktur.

Âgâh Oktay Güner için bazı düşünceler

Âgâh Oktay Güner, bir devrin önde gelen isimlerindendi. Siyasetçiydi. İktisatçıydı. Yazar ve hatipti. Hepsinde de, derece farkıyla ortanın üzerinde varlık göstermeyi bilenlerdendi. Kolay iş değildir. Planlı programlı çalışma ister. Toplum önüne çıkan iddialı bir siyasi figürün göstereceği gayret çok yönlüdür. Bu konuda örnek gösterilecek bir isimdi

"Yalanlarla yaşıyoruz"

Kafamızda düzen yok, kendimize göre değişen kurgular var. Sağımızda da, solumuzda da böyle. Dinden yürüyenlerimizde görülmemiş derecede sapma örnekleriyle böyle. İşimize gelmediği için ana yollar ve ana konulardan kaçıyoruz."İşimize gelmediği için" deyişime dikkat! Kuralların geçerli olmadığı bir memleket haline geldik. Buradan her tür bozgunculuk

26 Ağustos da Bizim 30 Ağustos da

Krizler yaratan kimlik siyaseti kafa karıştırmakla kalmaz, birliğe kezzap suyu döker. Şüphesi bile ayırır, böler. Devlet-millet hayatında farklıklara değil, beraberliğe, bir olana, bir araya getirene bakılır. Onu tartıştıracak farklılıkları öne çıkarmak ayrımcılığın sinsi yüzüdür. "Biz her şeyi beraber yaptık" diyerek egemen güce karşı saldırıya ge