Ebru Erke

Hürriyet

Toprağın altındaki servet

Alba beyaz trüfü sadece bir mantar değil; bir statü sembolü. Her yıl sonbaharda toprağın altından çıkarılan bu biçimsiz, solgun mantar, dünyanın dört bir yanından şefleri, koleksiyonerleri ve yatırımcıları aynı kasabada buluşturuyor.Beyaz trüf mantarı, her yıl İtalya'nın kuzeyindeki Alba kasabasını lüksün kalbine dönüştürüyor. Ve ben her gittiğimde

Bir fikrin derinleşme hali: Gastromasa'nın 10 yılı

Artık dünyada adı geçen gastronomi konferanslarından biri olan Gastromasa'nın kurucusu Gökmen Sözen'le Türkiye gastronomisinin son 10 yılını ve bir fikrin nasıl bir ülkenin mutfak anlatısına dönüştüğünü konuştuk. Sözen'e göre artık bir tabak yemek, yalnızca damak zevkiyle değil, etik değerlerle de ölçülüyor.Bazı fikirler bir anda parlamaz; yavaşça,

Çam balı en özgün ürünlerimizden

Yalnızca bir ürün değil, aynı zamanda bir ekosistemin dili o. Yoğun, reçinemsi tadı; odunsu, karamelimsi ve hafif tuzlu notalar taşır. Her damlasında doğanın ritmi, Anadolu insanının emeği ve sabrı vardır. Neredeyse tamamı ülkemizde üretilen çam balına sahip çıkmalıyız. Ancak böyle dünyanın gözü bu ürüne çevrilir.Her fırsatta söylüyorum ve söylemey

Lüks artık paranın satın alamayacağı bir duygu

Gastronomide lüksün anlamı değişti. Artık mesele özel malzemelerle yapılan pahalı menüler değil; kaynağını bildiğimiz, doğaya saygılı, taze gıdaya ulaşmak. Kırklareli, longoz ormanlarının göbeğindeki Food&Wood Restaurant'da kurulan sofra tam da böyleydi; yeni çağın 'iyi yaşam' tarifini sunuyordu.Lüksün tanımı değişti, her alanda... Gastronomi de da

'Bir peynirin doğduğu yer onun ilk kimliğidir'

Fransa'da peyniri olgunlaştırma bir zanaat olarak kabul edilir. Bu işi yapanlara 'affineur' denir. Bir affineur'ün işi peynire şekil vermek değil, zaten içinde var olan potansiyeli görünür kılmaktır. İş teknikten çok sezgiye dayanır, bu da yıllar içinde gelişir. Bu işi en iyi yapanlardan biri olan Jean-François Antony yakında İstanbul'a geliyor. El

Üç şef, üç sofra, tek dil

Paris'in zarafeti, Londra'nın tekniği ve İstanbul'un duygusu aynı menüde buluştu. Üç şef, üç şehir, tek hikâye... Gastronomide sesini kaybetmeden birlikte konuşabilmenin mümkün olduğunu bizlere kanıtlayan bir akşamı anlatacağım size bu hafta.Son zamanlarda 'four hands' ya da 'six hands' şef buluşmaları neredeyse gastronominin sosyal oyunu halini al

Yerel ürünler, global teknikler

Tek başına yerellik nostaljiye, küresel teknik kimliksizliğe düşebilir. Türk gastronomisinin önündeki asıl sınav bu; kendini dünyaya anlatabilmek için doğru dili bulabilmek. Şef Serhat Eliçora yerel ürünlerin değerini öne çıkarırken yabancı tekniklerin malzemeyi nasıl farklı bir boyuta taşıyabileceğini en güzel gösterenlerden biri.Bir yemek yazarın

Türkiye'de sessiz kahve devrimi

Çay bizim vazgeçilmezimiz, onsuz yapamayız fakat artık ikinci bir damar var; kahve... Türkiye hâlâ bir çay ülkesi ama kahve mutfaklardan ekonomiye, sosyal hayattan teknolojiye uzanan sessiz bir devrimle yeni bir kimlik inşa ediyor.Türkiye dendiğinde akla önce çay gelir. Demli bir çayın etrafında dönen sohbetler, ince belli bardakların camından süzü

Rota yeniden oluşturuluyor...

Bir dönem sadece İskender kebap ve kestane şekeriyle anılan Bursa, gastronomisini artık üretim, zanaat ve göç belleği üzerinden, çokkatmanlı bir çerçeveyle sunuyor. Tarihimizin bereketli duraklarından olan bu şehri gerçek mutfak kültürüyle daha çok konuşmanın vakti geldi.Bursa yüzyıllar boyunca imparatorluğun 'saray ambarı' olarak anılan, mutfak ta

Viyadük altından şehir sofrasına: Terminal Kadıköy

İstanbul, Kadıköy'de kurulan bu zengin sofraya herkes davetli. Yıllar boyu atıl kalmış bir alan başarıyla dinamik bir kent parçacığına çevrilmiş; gastronominin, kültürün ve kamusal buluşmaların yeni adresi olmuş. Terminal Kadıköy'e; açık alan ağırlıklı, yeme-içme odaklı bu merkeze yakından bakalım.Projeyi ilk dinlediğimde içimden 'deli işi' dedim.