Ragıp Karadayı

Türkiye

Kulaklarımı çınlatacak kadar derin bir sessizlik hâkimdi!..

Durgun suya bakabilseydim görürdüm yüzümün aldığı korkunç şekli; rengimin bembeyaz kesildiğini...Birkaç adım ötesinde paldır küldür yuvarlanmaya başlayan şeye; nefesi tutulmuş, gözleri kocaman açılmış hâlde baktım. Bir insandı bu! Evet yanlış duymadınız iki ayaklı; senin gibi benim gibi... Kim bilir ne hedefleri, idealleri vardı bunun... Çalı çırpı

Nerede o beklediğim şey

Her zaman olduğu gibi yine kafam başka yerlerde ve pek dalgındım.Öylesine yakıcı sıcak, öylesine bunaltıcıydı ki; boncuk boncuk ter akıyordu alnımdan yanaklarıma doğru. Rüzgâr sanki bize küsmüş, hepten susmuştu; ne bir dal ne bir yaprak kımıldıyordu.Havanın ve zayıf bedenimin ağırlığına dayanamıyordum; pes etmeme ramak kalmıştı, üç beş adım sonra n

"Hesabımı düzeltmek için peşine takılıyorumBehlül!"

"Ben o kadar incelikten anlamam Sultan'ım. 'BİR KOLTUKTA İKİ KARPUZ TAŞINMAZ!'Ya dünya ya ahiret Hesabını ona göre yap!"Behlül:- Etrafına ibretle bakacak olursanız çok rahat anlayacak ve pek de şaşıracaksınız Sultan'ım: Şu iki ayaklı mahluk; canavar mı desem, insan mı ne Tam emin değilim! Yeryüzündeki en derin uykuda olan mahluktur bence.- Yani ins

"Oh ne âlâ cevap! 'Delilik' de işin içinden sıyrıl!.."

"Bazılarına göre muziplik yapan, insanları güldüren, güldürürken de derin derin düşündüren adamın adıdırBehlül Dânâ."Harun Reşid:- Yine malumunuz Dânâ, ''çok bilen'' yani medrese lisanıyla ''âlim'' demektir. Senin de o taşıdığın sıfata, kisvene münasip bir hayat sürmeni istiyorum Behlül. Çoluk çocuğun içinde işin ne Sultanlar senin peşinde sen de ç

"Deliler nasıl konuşurlar ki Farklı lisanları mı var!."

Oyunlarını merak ettiğimi tahmin eden çocuklar, hemen işe koyuldu, yaptıklarını bana göstermeye çalıştılar.Çocuk dedi ki:- Hiç deli gibi konuşmuyorsun ama!- Deliler nasıl konuşurlar ki Farklı lisanları mı var- Yani beklediğimiz cevabı vermezler. Akıllarına ne gelirse, abuk sabuk şeyler söylerler!- Ben de zaten öyleyim çocuklar! Her neyse! Peki, siz

Nasıl olduysa kendimiDicle kıyısında buldum yine...

Sabah sabah aklım başımda değildi yine. Diyeceksiniz ki ne vakit oldu ki Ne söyleseniz haklısınız.Ya hayır konuş, ya da sus, uzak dur kötülükten!Ne derlerse desinler, sen vazgeçme iyilikten!Birlikten kuvvet doğrar, medet umma ikilikten.Çok aldatır lain şeytan, uyanın hâli yaman,Hem de hilesi pek çoktur, tükenmez hiçbir zaman.Cennette üzüntü hiç yok

"Ey güzel kalpli güzel insan, Hatim hangi evde kalır"

"Hatim denilen adam da senin gibi güçlü kuvvetli, yiğit biridir. Görüp tanıyınca belki kıyıp öldüremezsin. Ben sana onun yerini tarif edeyim!.."İyilik ve hizmet etmekten zevk duyduğu anlaşılan ev sahibi demiş ki:"İşin nedir Bu hususta sana bir yardımım dokunabilir mi""Ey asil kişi, sen çok cömertsin, iyilikseversin, senden sır çıkmayacağı belli. Ha

"Peki, onun iyiliğine karşı sen ne yaptın"

"Kendisinin ihtiyaç duyduğu bir şeyi ilk defa gördüğü misafirine ikram etmeyi çok insan yapamaz. Aklından bile geçirmez!.."O cömert gence dedim ki: 'Hiç olacak şey mi Benim için, varın yoğun olan yedi koyunu da kestin. Ben senden böyle bir şey mi istedim ya da ima mı ettim Malumunuz, sadece koyun böbreğini sevdiğimi söyledim...' dediğimde; ne dese

"Senden cömert kimse var mı"

"Hâtem-i Taî isminde dillere destan çok cömert biri varmış, duydunuz mu Sultan'ım"Halife Harun Reşid:- Zaten dinlemek için keyfimi bozmuştum.- Cömertlik parayı, malı, hayırlı, iyi yerlere, ihtiyacı olanlara dağıtmaktan lezzet almaktır Sultan'ım.- Öyledir.- Malumunuz! İslâmiyet'in emrettiği yerlere seve seve vermek cömertliktir. İyi huyların en yüks

Şimdi söyle ey nefsim; gel desem gelir misin

İMÂN ettikten sonra İLİM, AMEL, İHLÂS ebedî kurtuluşun şifreleri olduğunu unutmayacağım. Onun için durmadan kangren yarama merhem olduğun gibi, huzur ve saadetimin habercisi olduğunu anladım. Onun için anlatıyorum bütün mahlukata! Onlar da bilsin ve yeter ki hakiki imâna gelsinler!Ey NEFSİM!Şimdi söyle ey NEFSİM; "Gel!" desem gelir misinDelilik bu