Ragıp Karadayı

Türkiye

"Senden cömert kimse var mı"

"Hâtem-i Taî isminde dillere destan çok cömert biri varmış, duydunuz mu Sultan'ım"Halife Harun Reşid:- Zaten dinlemek için keyfimi bozmuştum.- Cömertlik parayı, malı, hayırlı, iyi yerlere, ihtiyacı olanlara dağıtmaktan lezzet almaktır Sultan'ım.- Öyledir.- Malumunuz! İslâmiyet'in emrettiği yerlere seve seve vermek cömertliktir. İyi huyların en yüks

Şimdi söyle ey nefsim; gel desem gelir misin

İMÂN ettikten sonra İLİM, AMEL, İHLÂS ebedî kurtuluşun şifreleri olduğunu unutmayacağım. Onun için durmadan kangren yarama merhem olduğun gibi, huzur ve saadetimin habercisi olduğunu anladım. Onun için anlatıyorum bütün mahlukata! Onlar da bilsin ve yeter ki hakiki imâna gelsinler!Ey NEFSİM!Şimdi söyle ey NEFSİM; "Gel!" desem gelir misinDelilik bu

Çoğu insan ne yaptığının farkında bile değil...

Ne evliliğin, ne iyi bir evin, ne paralı bir işin, yani ne çok kazanıp köşe dönmenin peşindeyim. Ancak ve ancak mutlak hakikatin peşindeyim.Toplumun dayattığı hayat tarzından, nihai amaç diye benimsediği şeylerden, muvaffak olma telâş ve namus anlayışından korkan biri olmuştum! Gittikçe insanlar, nakil ve akıl anlayışından uzaklaşmakta. Çoğu insan

Aslında,yalnızlığın ağırlığınıkendimle paylaşan biriyim...

Derin uykuların ötesinde, zaman zaman rüya âleminde de tek başıma kalacağımı ve çaresizliğimi hissedebiliyorum.Dünyayı tanımaya çalışırken şu veya bu şekilde yapılan tariflerin kifayetsiz kalacağını düşünüyorum, çünkü tarifin birkaç kelimeden öteye geçemeyeceğini biliyorum. "Oysa hayat ölümle, ölüm hayatla tanınıyor. Derken düşündüğüm gibi o tarifi

Nasıl bir hissiyat kihakikati anlatmaktazorlanıyorum!..

Kendi kendimle olan mücadelede bazen soluk alıyor olsam da çoğu zaman soluğumun hepten tıkandığını görüp ümitsizliğe kapılıyorum...Öyle çetin, öyle belâlı bir ömür sürüyordum ki Rabbimin rızasına muhalif bir şey yaparım diye ödüm kopuyordu. Hem sizin için hem de benim ebedi saadetim için elzem olduğundan anlatmaya ihtiyaç duyuyorum ama kolay olmuyo

"Ben Himyeri hükümdarının nazlı kızı Tace'yim..."

"Memleketimizde müthiş bir kıtlık oldu. Onun için, tahıl getirtmek üzere, birkaç adamımı, Mısır maliye nazırı olan Yusuf aleyhisselâma yolladım..."Hazret-i Yusuf'un tavsiyelerini beğenen hükümdar; Mısır'ın hazinelerinin idare işini ona bırakmış. Yani hazret-i Yusuf'a maliye nazırlığı vazifesini vermiş. O da lazım gelen tasarrufu yapıp ve iktisat yo

Esnafla istişare ettikten sonra da saraya gittik...

"Bırak gençleri, ellerini öpsünler! Sen, verdiğin misallerle onların hocası oldun zaten. Hocalık hakkı olarak müsaade Behlület!"Tam sözümü tamamlamıştım ki kır atının üzerinde Harun Reşid Sultan'ımı gördüm. Meğer o da kalabalığı görüp gelmiş. Benim konuşmamı "Bu Deli yine neler söylüyor" deyip merakla dinlemiş. Son cümleyi tamamlayınca- Kendini del

"Bize hikâye anlatma Behlül!.."

"Sakin olursanız kendinizi rahat görür, meselelerinizi kolay çözersiniz..."Rahat görüneyim diye yarısı yıkık bir duvarın üzerine çıktım. Ben herkesi gördüğüme göre onlar da beni görebiliyor olmalıydı.- Bakın komşular! Biraz önce ormanın en girilmez yerindeydim.- Korkmadın mı- Deli, o dediğin şeyin hesabını yapabilseydi zaten deli olmazdı!- Uzatma B

Nefsimle bitmeyen muharebem yeniden alevleniverdi...

Ne demişler "Verilen güzellikleri kendin görmelisin ki, başkalarının övmesi ve yermesi seni çok tesiri altına almasın."Yalnız kalmayı sevmem, tabiat merakım, çevreye olan alâkam beni şehirden ormana, ormandan medeniyetin başladığı yere götürüp getirecekti defalarca. Hesapta olmayan maymun karşıma çıktığından beri artık başka biri oldum. Nefsimle bi

'Vahşi Sükûnet'ismini herhâlde bu havasından dolayı almış!..

Burası, tarihin zihin karmaşası, hayvanatın delirdiği yer. Gelene, görene sirayet eden çılgınlık, akıl tutulmasının alışkanlığa dönüştüğü mahal.Ormandan giriş yaptıktan sonra oldukça çetin bir yürüyüşün ardından ulaşılabiliniyor. Yol yok. Onu da kendin buluyorsun tecrübelerinle. Her bir dere, çıkmaz sokak gibi. Yan yana sıralanmış mağaralardan oluş