Ragıp Karadayı

Türkiye

"Tez anana söyle,kuymak yapsın, çay demlesin..."

Babacığım, kulübe misali hanemize vardığında üşümüş olmalı ki; ellerini üfleyerek ısıtmaya çalışıyordu.Sınıf öğretmenimin sorduğu suallere cevap yetiştirirken, yan odada annemin telaşlanmasından babamın geldiğini anlamıştım. Hemen avluya koştum. Maksadım; hocamla fazla baş başa kalıp elleri önde nefes almadan durmaktan ve sorduğu, aklımın o an için

"Hayırdır inşallah, bu vakittebu havada kim gelirki.."

Kapıyı açınca bir de ne göreyim!Ali Rıza öğretmenim hanımıyla önümde dikilmiyor mu Belli etmesem de utandım, kızarıp bozardım!..Ilık meltemler, hafiften çiseleyen yağmurlar ile yeşilliklere bürünen ağaçlar, sert esen rüzgârlara boyun eğmiş, cıvıldaşarak, neşeyle uçuşan serçeler; ya duvar deliklerine sinmiş, ya da saçaklar altında, çıplak söğüt ve k

Haydi kendiniz için de birçiçek olmayı deneyin!..

Bu azim ve gayretle yeni çiçeklere hasret tomurcuk oldum. İyilerden olmak, ümit vermek, şifa dağıtmak, huzur ve saadet olmak için...Şairlere ilham, âşıklara buket, çimene renk olan bir çiçek. O çiçek, boş yere mi çizildi İş olsun diye öylesine mi bekliyor Hayır! Hayat dolu insanları o çiçeğe benzetiyorsunuz. Buna samimiyetle inanıyorum. Bu güzel ta

"Her yerde, her zemin ve durumda dürüst olmalıyım"

Yalnız karnının doyurulmasını düşünen açlığa mahkûm bir Afrikalı gibi, yarım yamalak yazılmış romanın sonunu merak ediyordum.Yine eski defterimden boş sayfa buldum, gürültü ile kopardım. "Şu an hissettiklerimi kısaca yazıyorum. Dürüstçe, değiştirmeden..."Yel esip savuruyor,Gün vurup kavuruyor,"Haydi yaz" dediğimde,Öyle mahsun duruyor!Hakikaten ne h

"Korkma, endişe etme! Büyük düşün!.."

Belki de ilk kez titreyen adımlarıma eşlik eden merdivenin yüksekliğini ve beni yorduğunu bu kadar yakından hissediyordum.O münferit beyaz sayfalar, her seferinde yara bere içinde kalan; ama direnen bir muharip kadar cesur duruyorlardı karşımda. Lisan-ı hâlle sanki bana diyorlardı ki:"Yerinde olsam, acele etmem!"Ben de: "Çok şaşkınım! Nefsim kendin

"Aklıma öyle farklı bir şey gelmiyor"

Büyüklerimin "Ragıp Abi yazsın, Ragıp Abi çizsin" sözü kulaklarımda çınladı.Henüz adını bile koyamadığım eserin, bu başlangıç safhasında pek hazırlıksız yakalanmıştım. Muhabbet dolu bakışlarla süzdü beni:- Kitabın ismi ne olacak- Hatırat- Olmaz! Hem çok kullanılmış bir isim. Hem herkesin kolay düşünebileceği bir şey. Daha cazip bir şey bul.- Aklıma

O, kendiniailesine adamış fedakâr bir insandı...

Bunca sessizlik ortasında bile mevzuya girmeye cesaret edemiyordum. Bir anlık duraklama, beni iç âlemimden kopardı.Bu zihin karışıklığı içindeyken refikam çıkageldi. "Yine dalmışsın! Ne düşünüyorsun" deyince, sadece "hiç" diyebildim. İnsan kalabalıklarına karışmayan hayat arkadaşımın suallerine, sadece "dostlar alışverişte görsün" diye iştirak ediy

Yazmak çok zor, fakat okumak daha da zor!

YENİ ROMANTarihî, sosyal ve çocuk romanlarının usta kalemiRagıp KaradayıTürkiye okurları için yazdı.KUL OLDUĞUMU ANLADIMABDİÂCİZBugünbaşladıkİçimde kıpırdanan bir şeyler vardı, bazen hüzünleniyor, bazen tebessüm ediyordum. Bu hâlimi gören olsaydı mutlaka "deli" derdi.Umumiyetle sabah erkenden kalkardım. O gün de öyle oldu. Namazımı kıldım, gidip ba

"Kim umar senden vefâyı,Yalan dünyâ değil misin"

"Bir asır daha yaşayamadım diye ağlamak, bir asır evvel yaşayamadığıma ağlamak kadar beyhudedir..."Ölümüm çokyaklaştı, ensemde hissediyorum nefesini! Tıpkı dedemin mevta şeklini almışım. Hep onu görüyorum. Bütün vefat edenler hanemi doldurmuş...Bak işte ellerime hâkim olamıyorum ha bire titriyor, başım dönüyor, gözlerim kararıyor! Sen de görüyor mu

Ölümünden az önce odada bir sessizlik oldu

Babamı böyle ağlarken hiç görmemiştim. Sessizce ölüye yaklaştı, gözlerini kapattı. O sırada ölünün yüzü soğumaktaydı.Üstünde ne varsa her şeyi, yorganının kaldırılmasını istedi. O bile ağır geliyordu demek. Odadakiler yardım seferberliğindeydi, hatta iç gömleğini bile çıkardılar. Kemiklerine kadar kurumuş elleri, ayakları, içeri çökmüş karnı, kabar