Ragıp Karadayı

Türkiye

"Kaş yapıyorum derken göz çıkarmak" bu muydu acaba!

Hem çevreyi, hem insanları seyrederek; başlama noktasına kadar geldim. Diğer arkadaşlarımdan kimseleri göremiyordum.Karlar eser kavurur,Ortalığı savurur,Girilmiyor yanına,Bu ne kibir, ne gururKadın erkek ibadet etmek niyetiyle yollara dökülmüş ama harama düşmekten kurtaramıyor… "Kaş yapıyorum derken göz çıkarmak" buna mı diyorlar, diye aklıma gelmi

Geçici kurulan çarşıanababa günü gibi;insan kaynıyordu...

Kitaplar kalın ve ağır olduğundan ancak ikişer adet alabildik ve süratle insanların arasına dağıldık. Oldukça heyecanlıydım...İftarımızı yaptık, Hırka-i Şerif Câmiinin bahçesinde buluştuk. Kolilerle getirdiğimiz İLMİHÂL kitaplarını, ekibin bildiği münasip bir yere koyduk.Taşıyabileceğimiz kadar da yanımıza aldık.Sokakları, caddeleri paylaştık. Bu m

Gönül hakikate erdikten beri…

Mutluluğun resmini görmek istiyorsan bana bak ve yaşadığın bu bezginlik ve yorgunluğu unut!..Kar karışımı yağmur incecik, sokak lambalarının üstüne yağan başka bir ışık gibi iniyordu. Yerler, ince yağmuru buradan alıp hızla az öteye, Haliç'e kadar sürükleyip döküveriyordu. Kuşlar, güvercinler boyunlarını içlerine çekmişler, tüyleri ıslak kedicikler

"Allah'ım, ne garip kulların var" dedim içimden...

Dergâha yakın bir mekânda bu adam için de çok duâ ettim. Zira duâ edilene mi, edene mi fayda verir bilinmez. Bu adam aklımdan hiç çıkmadı...Hey Allah'ım ne kulların var, sabahın nurunda, soğukta menfaatsiz kitap dağıtıyor.Kim bilir ne derdi var, ne sıkıntısı var veya nasıl bir ihlası varNasıl bir ihlası var ki; acaba bir kişi daha kurtulur mu diye

Hiç konuşmadan muhabbetle anlaşmak buydu galiba..

"Bu güzel insan kimdir" diye beklemeden sol koluma yığdığım yüzlerce "NAMAZ KİTABI"nısağ elimle alabildiğim kadar aldım, uzattım.Çıkıntısı şuurlu olarak kesilmiş olduğu belli olan kalpağın altından çıkmış, koyu kumral saçlar, düzgün alnını süslüyor, onda bir derviş intibaı uyandırıyordu. Böylesine göze çarpan, fidan gibi düz duruşlu ve ak benizli o

Bu kış günü, sıkı giyinerek erkenden yerimizi almıştık

Önümüzde tarihîEyüp Sultan Cami-i şerifi, minareleri, kubbesi, asırlık çınarlar; başını bulutlara kadar uzatıyor gibiydi.Bir grup arkadaşımla her hafta, sabah namazını müteakiben Eyüp Sultan Camii önünde, ölmüşlerimizin hayrına bilâ ücret, ücretsiz Namaz kitabı dağıtıyoruz.Bu kış günü sıkı giyinerek erkenden yerimizi almıştık.Bulunduğumuz yer deniz

"Bulutlar ağlamazsa bahçeler nasıl gülsün" buyurmuşlar...

İnsan kaybettiği için ağlamaz; hakikati gördüğü için ağlar. Kaybettiği için değil, hakîkate duyduğu hasret yüzünden yaşlarını tutamaz...Her biri mesleğinde hatırı sayılır bir yere gelmiş can kardeşlerimi ve aile efratlarını can-ı gönülden tebrik ediyorum. Ayrıca telefonla sevincimizi paylaşan Gökhan Yağcı, Hatice Fidan kardeşlerimize, bizi takip ed

Talebem,beklemediği bir suâl karşısında durakladı!

Talebelerimden birine sordum:"Niçin ben O kadar öğretmeniniz oldu. Benim adıma sevinebileceğim bir durum lakin merakım da had safhada."Nursel Şahin: Yarı ev sahipliği de yapan kardeşimiz, kocasını yurt dışına gönderip bugünü kaçırmayanlardan. Nefis ikramlarını saymak istemiyoruz.Jale Yılmaz: Bu toplantının asıl mimarı... Fedakârlığını saymakla biti

Buğulanmış gözlerdeki hasret ve sevinci görmeye değerdi...

Biliyorlardı ki Gemlik bugünbir başka güzellikteydi...Göğüslerinde çatırdayarak alevlenen sımsıcak ateşin olağanüstü ışıltıları gözlerine yansıyordu...Dağlara kar yayılır,Kar üstünde kayılır,Çarşıya inme sakın!O da bizden sayılır.Yol yorgunluğu, yaşanan sıkıntılar kimsenin umurunda değildi. Onlar, sımsıcak yuvalarından, bütün zorluklara rağmen çıkı

O kadar tedirginlik içindeyim ki...

Neler de aklıma gelmiyordu ki. Sevinecek miydim, yoksa geldiğime bin pişman mı olacaktım...Beklentiler büyük, herkesin kafasında çok şey var vesselam. Talebelerim birbirlerini merak ededursunlar ben bir başka âlemdeydim ki sormayın."Ya tanıyamazsam çocukları, ayıp olmaz mı","Ya biri çıkıp 'Hocam sen bana şöyle bir kötülük etmiştin…" deyip söze başl