"Bulutlar ağlamazsa bahçeler nasıl gülsün" buyurmuşlar...

İnsan kaybettiği için ağlamaz; hakikati gördüğü için ağlar. Kaybettiği için değil, hakîkate duyduğu hasret yüzünden yaşlarını tutamaz...

Her biri mesleğinde hatırı sayılır bir yere gelmiş can kardeşlerimi ve aile efratlarını can-ı gönülden tebrik ediyorum. Ayrıca telefonla sevincimizi paylaşan Gökhan Yağcı, Hatice Fidan kardeşlerimize, bizi takip edenlere de buradan teşekkür ediyoruz. Gelenlerden de, gelmeyenlerden de Cenab-ı Allah razı olsun. Nice güzel günlere…

Önceden haber verip,

Gelene selam olsun!

Gönlümüzü fethedip,

Alana selam olsun!

Andırırsa hilâli,

Arıyorsa helâli,

Ötüp bülbül misâli,

Gülene selam olsun!

Katlananlar zahmete,

Kavuşurlar rahmete,

Çağırılan davete,

Gelene selam olsun!

Gezmezse sağda solda,

Oynamazsa her dalda,

Çalışıp doğru yolda,

Ölene selam olsun!

Seç insanın merdini!

Kıymetli bil ferdini!

Şu Hoca'nın derdini,

Bilene selam olsun!

***

AVA GİDİP AVLANMAK!..

"Bulutlar ağlamazsa bahçeler nasıl gülsün Bulutun ağlaması ve güneşin yakması bu dünyâyı ayakta tutan sütunlardır; bu iki yakayı bir araya getirir. Güneşin kavurucu sıcaklığı ve bulutların rutubetinin bu dünyâyı tâze ve canlı tutması gibi, sen de akıl güneşini yakıcı bir parlaklıkta tut ve gözlerini de yaşlarla doldurarak parıldat" buyuruyor Mevlâna hazretleri...

İnsan kaybettiği için ağlamaz; hakikati gördüğü için ağlar. Kaybettiği için değil, hakîkate duyduğu hasret yüzünden yaşlarını tutamaz. Kaybettiği için değil, Sevgili ile kurmuş olduğu yakınlığın hasretini çektiğinden ağlar, Cennet sofralarına oturup, Allah dostlarıyla âb-ı hayat içmeyi arzuladığı için ağlar, kendi kusurlarını, noksanlarını gördüğü, eksikliğini hissettiği için ağlar. Allâhü teâlâya olan tam muhabbetin adıdır gözyaşları. Ağlamak aslında pek tarif edilemeyen yaşanan emsalsiz bir hissiyattı. Çünkü ağlatan O'dur!