Misbah Eratilla

Yeni Asya

Okula ilk adım ve dil engeli

Her insanın hayatında ilk günler unutulmazdır. Ancak bazıları için bu ilk günler, neşe ve heyecandan çok korku ve yabancılık duygusuyla hatırlanır. Serhat'ın okulla tanışma hikâyesi tam da böyleydi.Okulun açıldığı ilk gün, korkudan iştahı kesildiği için kahvaltı bile yapamamıştı. Annesiyle birlikte okul bahçesine adım attığında, bahçedeki kalabalık

Bir dost, bin umut

O yıl okulu bırakmayı düşünüyordu. Bir iş bulup anne ve kardeşlerine bakmak istiyordu.İl genelinde yapılan sınavda iyi bir derece almıştı. Anadolu Lisesi'nin hazırlık sınıfını bitirdiği yaz tatilinde babası, faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti. Hayatının en büyük travmasını o zaman yaşamıştı. Uzun süre annesi, babasının yokluğuyla tek başına

Öğrenci sınıfta niye sıkılır

Süleyman bütün gün sınıfta sırasında oturdu. Oturmak onu çok yormuştu. Öğretmen ise gün boyu ayakta, tahtanın başında bir şeyler yazıp çizdi. Bazen de sınıf içinde gezinerek ders anlatı.Bazen de sorduğu sorunun cevabını yazan öğrencilerin yazılarına göz gezdirdi. Bazen de öğrencilerin dikkatini çekmek için espri yaptı. İlk dersten itibaren hiç hare

Onu tanıyamamıştım

Abdurrahman Yargın, Antalya'nın Gözene nahiyesinde jandarma olarak askerlik yapmaktadır. Asker arkadaşı Burdurlu Mehmet Onbaşı ona, "Burada senin hemşerin, derin bir hoca var. Sen onu tanıyor musun" diye sorunca, tanımadığını söyler ve ekler: "Askerden önce Said-i Kürdî diye birini duydum."Bir gün Abdurrahman, Karacaören köyüne görevli olarak gider

Nurs'taki huzur

Uzun yıllar önce ilk kez Nurs'a gitmiştim. O zamanlar yollar çok kötüydü, yol ayrımlarında yön levhaları yoktu.Tahminî olarak ilerleyip Pervari'nin köylerine vardım. Yolu bulamayınca geceyi Tatvan'da geçirmek zorunda kaldım. Sonraki Nurs ziyaretimde ise büyük bir heyecanla köye geldim; her karış toprağını hasret ve sevgiyle gezdim. Köyü gezerken iç

Korkma, korkma

1943 yılında Bediüzzaman ve Nur Talebeleri, Denizli hapsine getirilir. Ardından hafız, hoca, ehl-i Kur'ân, büyük İslâm âlimi Gönenli Mehmet (Mehmet Öğütçü) de cezaevine getirilir. Hapishanede, Bediüzzaman'ın yanına gider. Bediüzzaman:"Hoş geldin Muhammed Efendi, hoş geldin. Sen burada lâzımdın. Korkma! Korkma!" der. Gönenli Mehmet: "Korkum yok efen

Mürşid-i hakikî

Bediüzzaman, talebeleriyle birlikte güzel bir Nisan günü, badem ağaçlarının çiçek açtığı bir zamanda bağ ve bahçeleri tefekkür maksadıyla dolaşmaya çıktı. Barla'nın doğu tarafındaki Eğirdir Gölü'ne uzanan yamaçlarda gezinirken birdenbire şu ayetin meali hatırına geldi:"Şimdi bak Allah'ın rahmet eserlerine! Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiy

Sadakat ve kanaat yoluyla ilerlemek

Vezirzade Mustafa, köylerinde yaygın olan seyyar manifaturacılık mesleğini yapmaktadır. Beyaz atının üzerine basma kumaşları yükleyerek köyden köye dolaşır, bu şekilde satış yaparak geçimini temin ederdi.Bir gün, manifatura mallarını iki günlük mesafedeki bir köye götürdü. O köyde yaşadığı bir olay, Mustafa'nın gönül gözünü açtı ve dünyanın gerçek

Yaman Hoca

Ahmet Nafiz Çelebi, on yıldır her namazın ardından ellerini göğe açıp büyük bir arzuyla dua ederdi: "Ya Rab! Bana bir mürşid-i kâmil nasip eyle."Bir gün İnebolu'da bir kahvehaneye uğrar. Orada, uzun paltosunun cebinde içki şişesi taşıyan, derviş kılıklı "Jandarma Mehmet" adında biri dikkatini çeker. Mehmet, kahvedekilere Kastamonu'ya sürgün gelen b

İhlâsla isteyince oluyor

Ahmet Ramazan Tuncer, içindeki manevî boşluğu doldurmak için bir şeyh arayışına girer ve bu arayış onu Emirdağ'da Bediüzzaman Said Nursî'ye götürür. Bediüzzaman'ın ona ilk sözü şu olur: "Senin aradığın bizde yok. Tahkikî iman için Risale-i Nur var; onu okuyacaksın."O andan itibaren Ahmet Ramazan, aradığını bulmuştur. Böylece çok uzun, zahmetli, mac