Misbah Eratilla

Yeni Asya

Unutulmayan Süleyman

Süleyman Taşkıran askere gitti. Bir süre sonra Ankara'da katıldığı kurs sonrası onbaşı oldu.Ardından Isparta'nın Senirkent ilçesine bağlı Büyükkabaca Köyü'ne karakol komutanı olarak atandı. Karakolda toplam dört asker vardı. Büyükkabaca Köyü, Barla-amdağı'na yakındı; amdağı'ndan Eğirdir Gölü'ne bakıldığında köy görülüyordu. Bediüzzaman Said Nursî,

Korktu desinler

Bediüzzaman'ın talebelerinden Molla Hamit ve Esasuddin, Erek Dağı'ndaki harabe bir kilisede hayatlarını sürdürüyorlardı.Bir gün Kör Hüseyin Paşa, iki hizmetçisiyle birlikte Bediüzzaman'ı ziyarete geldi. Önce atlarını harabe kilisenin kapısının önündeki ağaçlara bağladılar, sonra içeri girdiler. Hüseyin Paşa, Bediüzzaman'ın elini öptükten sonra diz

Ta'likat kitabının hikâyesi

Birinci Dünya Savaşı öncesinde köyde imamlık yapan Molla Habib, Bediüzzaman tarafından Van'daki Horhor Medresesi'ne yardımcı olarak davet edilir. Daha önce aynı medresede talebelik yapan Molla Habib, bu daveti memnuniyetle kabul eder.Savaşın ayak seslerinin duyulduğu çalkantılı günlerde, Van'daki Horhor Medresesi'nde Bediüzzaman talebelerine dersle

İsimsiz kahraman

Şehmus Uçar, Hisar Köyü İlkokulundan mezun olduktan sonra ortaokula gitmedi ve tarla işlerinde çalışarak ailesine yardımcı oldu.Delikanlılığa adım attığı yıllarda, Siverekli Hüseyin adında bir karayolu işçisi köydeki ustalara marangozlukla ilgili resmî işler yaptırıyordu. Köye getirdiği iş sayesinde köylülerle yakın dostluk kurmuş, bu dostluk vesil

Tamamen değişen hayat

Mahmut Aydın, Bediüzzaman'ı ziyaret ettiğinde, Üstad karyolasında oturuyordu. Sırtına bir yastık koymuşlardı, üzeri yarıya kadar yorganla örtülüydü. Mahmut Aydın ve arkadaşı elini öpüp tahta zemine oturdular. Bediüzzaman, Mahmut'a:"Nerelisin, nereden geliyorsunuz, ne yapıyorsunuz" diye sordu. Mahmut Aydın, Lice'li olduğunu ve medresede talebelik ya

Bir kedinin irşadı

Hâfız Mehmet Gül, Risale-i Nur'la tanışmadan önce mahallesindeki camide fahrî imamlık yapıyordu. 1938 yılında Fihrist Risalesi'ni yazarak hizmete başlaması, onun için yeni bir dönemin başlangıcı oldu.Görev yaptığı camide Türkçe ezan okuyan Hâfız Mehmet Gül, bir gün oğlu Süleyman'a, "Oğlum, bu Türkçe ezanı ezberle. Bazen bana yardımcı olursun" diyer

Radyodaki sevab

Hamid Kuralkan, sanat okulundan mezun olduktan sonra Karabük'te sanat okulu öğretmeni olarak göreve başladı.1952 yılında ailesinin isteği ile nakil olarak Van sanat okuluna öğretmen olarak geldi. Özel yeteneğe sahip Hamid Kuralkan, Van'da ilk defa bir radyo ve elektrik tamir atölyesi açtı. Okuldan sonra atölyede radyo tamiri yaptı. Hamid Kuralkan,

Okula ilk adım ve dil engeli

Her insanın hayatında ilk günler unutulmazdır. Ancak bazıları için bu ilk günler, neşe ve heyecandan çok korku ve yabancılık duygusuyla hatırlanır. Serhat'ın okulla tanışma hikâyesi tam da böyleydi.Okulun açıldığı ilk gün, korkudan iştahı kesildiği için kahvaltı bile yapamamıştı. Annesiyle birlikte okul bahçesine adım attığında, bahçedeki kalabalık

Bir dost, bin umut

O yıl okulu bırakmayı düşünüyordu. Bir iş bulup anne ve kardeşlerine bakmak istiyordu.İl genelinde yapılan sınavda iyi bir derece almıştı. Anadolu Lisesi'nin hazırlık sınıfını bitirdiği yaz tatilinde babası, faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti. Hayatının en büyük travmasını o zaman yaşamıştı. Uzun süre annesi, babasının yokluğuyla tek başına

Öğrenci sınıfta niye sıkılır

Süleyman bütün gün sınıfta sırasında oturdu. Oturmak onu çok yormuştu. Öğretmen ise gün boyu ayakta, tahtanın başında bir şeyler yazıp çizdi. Bazen de sınıf içinde gezinerek ders anlatı.Bazen de sorduğu sorunun cevabını yazan öğrencilerin yazılarına göz gezdirdi. Bazen de öğrencilerin dikkatini çekmek için espri yaptı. İlk dersten itibaren hiç hare