Misbah Eratilla

Yeni Asya

Nurs'taki huzur

Uzun yıllar önce ilk kez Nurs'a gitmiştim. O zamanlar yollar çok kötüydü, yol ayrımlarında yön levhaları yoktu.Tahminî olarak ilerleyip Pervari'nin köylerine vardım. Yolu bulamayınca geceyi Tatvan'da geçirmek zorunda kaldım. Sonraki Nurs ziyaretimde ise büyük bir heyecanla köye geldim; her karış toprağını hasret ve sevgiyle gezdim. Köyü gezerken iç

Korkma, korkma

1943 yılında Bediüzzaman ve Nur Talebeleri, Denizli hapsine getirilir. Ardından hafız, hoca, ehl-i Kur'ân, büyük İslâm âlimi Gönenli Mehmet (Mehmet Öğütçü) de cezaevine getirilir. Hapishanede, Bediüzzaman'ın yanına gider. Bediüzzaman:"Hoş geldin Muhammed Efendi, hoş geldin. Sen burada lâzımdın. Korkma! Korkma!" der. Gönenli Mehmet: "Korkum yok efen

Mürşid-i hakikî

Bediüzzaman, talebeleriyle birlikte güzel bir Nisan günü, badem ağaçlarının çiçek açtığı bir zamanda bağ ve bahçeleri tefekkür maksadıyla dolaşmaya çıktı. Barla'nın doğu tarafındaki Eğirdir Gölü'ne uzanan yamaçlarda gezinirken birdenbire şu ayetin meali hatırına geldi:"Şimdi bak Allah'ın rahmet eserlerine! Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiy

Sadakat ve kanaat yoluyla ilerlemek

Vezirzade Mustafa, köylerinde yaygın olan seyyar manifaturacılık mesleğini yapmaktadır. Beyaz atının üzerine basma kumaşları yükleyerek köyden köye dolaşır, bu şekilde satış yaparak geçimini temin ederdi.Bir gün, manifatura mallarını iki günlük mesafedeki bir köye götürdü. O köyde yaşadığı bir olay, Mustafa'nın gönül gözünü açtı ve dünyanın gerçek

Yaman Hoca

Ahmet Nafiz Çelebi, on yıldır her namazın ardından ellerini göğe açıp büyük bir arzuyla dua ederdi: "Ya Rab! Bana bir mürşid-i kâmil nasip eyle."Bir gün İnebolu'da bir kahvehaneye uğrar. Orada, uzun paltosunun cebinde içki şişesi taşıyan, derviş kılıklı "Jandarma Mehmet" adında biri dikkatini çeker. Mehmet, kahvedekilere Kastamonu'ya sürgün gelen b

İhlâsla isteyince oluyor

Ahmet Ramazan Tuncer, içindeki manevî boşluğu doldurmak için bir şeyh arayışına girer ve bu arayış onu Emirdağ'da Bediüzzaman Said Nursî'ye götürür. Bediüzzaman'ın ona ilk sözü şu olur: "Senin aradığın bizde yok. Tahkikî iman için Risale-i Nur var; onu okuyacaksın."O andan itibaren Ahmet Ramazan, aradığını bulmuştur. Böylece çok uzun, zahmetli, mac

Otuz üç imzalı bildiri

Mustafa Hilmi Ramazanoğlu, Safranbolu'da doğdu. Kastamonu'da ortaokul öğrencisiyken, Abdullah Yeğin tarafından ilk defa Bediüzzaman Said Nursî'yi ziyaret etmek üzere götürüldü. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Tıp Fakültesi'ni kazandı.1948 yılında, İstanbul Tıp Fakültesi beşinci sınıf öğrencisiyken, Bediüzzaman ve talebelerinin Afyon Cezaevi'ne ko

Kalpleri ve akılları aydınlattı

Cebel (Sütlüce) nahiyesi müdürü İhsan Üstündağ, mal müdürü, eczacı ve Doktor Kemal'den oluşan bir heyet, bir köy meselesini görüşmek üzere Barla'ya gitmek için iskelede kayığa biner. Kayık yol alırken sohbet koyulaşır, konu dönüp dolaşıp dini meselelere gelir.Eczacı ortaya bir soru atar: "Allah varsa, neden şerri yaratmıştır" Herkes bu soruya bir ş

Risale-i Nur'un yol bulduğu akıl ve kalpler

Şeyh Ahmet Çit 1915 yılında Diyarbakır'ın Hani ilçesinde doğdu.Silvanlı Molla Yahya-ı Ferdandi'nin klasik medresesinde eğitime başladı. Uzun bir medrese eğitiminden sonra icazetini Molla Yahya'dan aldı. Mollalıktan sonra tasavvufî eğitimini de Mardin'in İdo köyünden Şeyh İzzettin'den aldı. Böylece hem şeyh, hem seyda yani zülcenaheyn biri idi. Sonr

Küçük Isparta'nın sebatı ve dirayeti

1943 yılının sıcak bir Ağustos günüydü. Denizli'nin Çivril ilçesi Homa nahiyesinde, Atıf Egemen'in üzerinde 5. Şua Risalesi'nin bulunmasıyla birlikte başlayan tutuklamalar, küçük bir kıvılcım gibi yayıldı.Aynı günlerde İnebolu emniyeti, semerci Dursun Özdemir'in evine baskın düzenledi ve Bediüzzaman Said Nursî'nin "Hücumat-ı Sitte" adlı eseri bulun