M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

Lâiklik nasıl tatbik edildi

GÜNÜN TARİHİ 6 Şubat 1837Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk anayasasının 2. Maddesi'nde "Devletin dini din-i İslâmdır" ifadesi yer alıyordu. Bu ifade 1928'de sezdirmeden çıkartıldı. Yerine hemen "lâiklik" falan da konulmadı. Böylelikle, anayasadaki din hanesi bir bakıma boş bırakılmış oldu .Tâ 6 Şubat 1937'ye kadar. Bu tarihte, lâiklik, resmen kab

Ülkede ve dünyada 4 Şubat'ın izleri (2)

Türkiye ve dünya tarihinde iz bırakan, büyük tesirler icrâ eden bazı günler vardır. İşte, "4 Şubat" da tarih seyri içindeki o ender günlerden biridir.Bir önceki yazıda kronolojik olarak verdiğimiz 4 Şubat günlerine dair tesbit ettiğimiz vukuat bilgilerinin ikinci bölümünü takdim ediyoruz. 1945: Yalta Konferansı. İngiltere, Rusya ve ABD liderlerini

Ülkede ve dünyada 4 Şubat'ın izleri (1)

Türkiye ve dünya tarihinde iz bırakan, büyük tesirler icrâ eden bazı günler vardır. İşte, "4 Şubat" da tarih seyri içindeki o ender günlerden biridir.Şimdi, kronolojik olarak tarihteki 4 Şubat günlerine dair tesbit edebildiğimiz vukuat bilgilerinin ilk bölümünü mümkün olduğunca kısaltarak takdim ediyoruz. 1783: ABD, Büyük Britanya'ya (İngiltere) k

Okuyup düşünerek yürümeli

Asıl branşım olan "tarih" ile ilgili bilgilerden sonra en fazla önem verdiğimiz konu "okumak"tır.Zira, yakînen biliyoruz ki, ümmet olarak en büyük zaafımız bu meselede temerküz ediyor. Biliyoruz ki, maddî-manevî ilerlemenin yolu yine okumaktan geçiyor. Burada şunu da ifade edelim ki, ümmî olan yani okuma-yazması olmayanlar, okumalara teveccüh edere

Okumanın lezzeti, feyzi, bereketi...

Ümmet olarak bize en zor, en ağır gelen bir meselede, en çetin bir şekilde imtihan olunuyoruz: Okuma meselesi.Okumak, ilk bakışta kolay, basit bir iş gibi görünüyor. Ama, bunu hayatımıza tatbik etmenin ve daimî okumayı ömür boyu alışkanlık haline getirmenin, şu dünya hayatında bizi en çok zorlayan bir mesele olduğunu görüyoruz. Hakikaten, ilk vahiy

Deprem korkusu; zelzele nârası

Bir İlâhî ikaz olan deprem, aynı zamanda bir arzî musibettir. Musibetler, mü'minin imanını, kâfirin de küfrünü arttırır.1939 yılı sonlarında yaşanan İzmir ve akabindeki Erzincan Zelzelesi, o tarihte tam da böylesi bir tesir hâsıl etmiş. Mütevekkil mü'minler Rabbine daha çok yaklaşmışlar. İbadetlerine daha ziyade dikkat göstermeye başlamışlar. İslâm

Yasaklar ve yalakalar

Diktatörlüklerde hürriyetler kısıtlanır, yasaklar çoğaldıkça çoğalır. O yasak, bu yasak, aha şu da yasak. Yasak üstüne yasakDiktatörlük denilen müstebid rejimlerde, yasaklar gibi yalakalık yapanların sayısında da artış görülür. Lider kadrosunun yaptığı doğru-yanlış her şeye alkış tutar. Akıl ve iradesini teslim ettiği kimselerin hiçbir söz ve icraa

Ahd-i Millî, yahut Mîsâkı Millî

GÜNÜN TARİHİ 28 Ocak 1920Son Osmanlı Meclisi Mebûsânı, 12 Ocak 1920'de işgal altındaki İstanbul'da toplandı. Erzurum ve Sivas Kongresinde, millî sınırları belirleyen kararlar, Mebûsân Meclisi'ndeki bir kapalı oturumda "Ahdı Millî Beyannâmesi" adıyla kabul edildi: 28 Ocak 1920. "Millî Yemin" anlamına gelen Meclis'in bu Beyannâmesi, 17 Şubat günü "M

Sancı, sarsıntı ve sonrası

Her sancı, yeni bir doğumun habercisidir. Doğumların çoğu müjdelidir. Fıtrî doğumlar, aynı zamanda sağlıklı, sevindirici, memnuniyet vericidir.Bununla beraber, ne yazık ki erken doğumlar, sakat ve hatta ölü doğumlar da olabiliyor. Bunlar da haliyle üzücü, can sıkıcı, hatta bazen kahredici oluyor. Üzücü olan şu ikinci doğumların müsebbibi, yine insa

Tamirat tedrici ve yorucudur

Bozmak, yakmak, yıkmak, tahrip etmek kolay.Bunlar hem kolay, hem de çok hızlı bir şekilde yapılabilecek işler. Bozmak ve yıkmak için çok üstün bir kabiliyet ve zekâ derecesi de gerekmiyor. Delinin, aptalın teki de etrafı yakıp yıkabilir. Ne var ki, aslolan tamir etmektir. Maharet isteyen, ehemmiyetli olan da budur. Yaratılmışlar âleminde, tahrip et