Haşmet Babaoğlu

Sabah

O zamanın Türkiye'si ve bugün...

Son zamanlarda Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde ve savaş sırasındaki tavrı çok konuşuluyor. Ama problemimiz şu... Okumuşlarımız bile tarihi "gösterildiği" kadarıyla bilmeyi tercih ediyor; çok anlatılan ve sevimli bulunan hikâye "hakiki" tarih sayılıyor. Medyada boy gösteren uzman yorumcu da olsanız, durum budur. Diplomasiyi şimd

Keşke yaz olsaydı, yazlık değil...

Eski yazlarımı arıyorum, dedim ya geçen gün... Hani şimdi yaz mevsimiyle aram açık ama özlem bitmiyor; hatıralar kıpırdanıp duruyor diye yazdım ya... Gençliğimi arıyorum sanıyorsunuz belki, yanılıyorsunuz. Gençliğimin uzun bir bölümü yaz mevsiminin hazlarını reddetmekle geçti; dünyayı kurtaracaktık çünkü... Denizin tuzunun tenimizde kurumasını bekl

Cumartesi Notları: Durduk yere icat!

Bugün bir daha vurgulamak istiyorum... 15 Temmuz sadece bir darbe girişimi değil, birkaç ay içinde tamamlanacak işgal ve bölme girişimiydi... Ve bu girişimin "askerleri" FETÖ'ydü ama beyni ABD ile Almanya'ydı. Şu da aklımızda tutulmalı... ABD ve Almanya'nın o günkü pozisyonlarını terk ettiklerine dair hâlâ açık ifadeleri yok. 19 Temmuz 2016'da bu

Hatırlayalım...

"Yenikapı'da havaya girdiklerine bakmayın. Üzülerek söylüyorum... Bu tayfa, 15 Temmuz gecesi tanklar geçerken alkışlayan oy depolarından ve kendilerini parti içinde iktidara getiren güçten korkarlar... O yüzden de... İlk uyarıda çark ediverirler... Yine küresel efendilerinin yoluna girip yeni 'emir ve görüşleri' beklemeye başlarlar." Bunları ne zam

Yaz nereye gitti

Güneş tam tepededir, gölge ayaklarının dibinde silinir gider; ne özlemler, ne umut! Geçmiş ve gelecek havada asılı kalır ve hayat insanı sadece "şimdiki zaman"ın nazlarını yaşamaya davet eder... Çok eski zamanlardı... Hep yukarıdaki türden cümleler yazar, yaz mevsimini, özellikle de yaz öğlelerini övgülere boğardım. "Kıyılardan çok uzaktayken bil

Bayram Notları: Anlayın işte!

Esra Elönü'nün geçen günkü yazısının başlığını gördünüz mü "İlk defa gübre çuvalı gören siyah tenli kız." Hani Haliç metrosunda siyah tenli bir aile ırkçı saldırıya maruz kalmıştı ya, Elönü işte bu olayla ilgi yazmıştı. Yazının küçük kızı tarif eden satırları beni fena sarstı: "Öyle cennet zeytini gibi parlayan şaşkınlığıyla bakıyor etrafına. Aslın

Bayram notları: Sonu nereye gider

Bu kadar az bilgi, bu kadar çok iddia... Öğrenmek için bu kadar az çaba ve oturduğumuz yerden etrafa savurduğumuz tonla soru... Anladınız, Twitter odalarından bahsediyorum. Göstere göstere ve hızla değişiyor dünya... Belirsizlikler içinde ama kökleri sarsarak... Ve "sade insanı" hırpalayarak değişiyor. Bunu bilmeyen fark etmeyen, yaşamayan var mı

Bayram notları: Dönüşte ne olacak

Çevremde tatile veya memleketine gitmeyen bir ben kaldım, sanırım. Son kalanlar da bugün gidecekler... Tam da doğruyu anlatmıyor tabii söylediğim... Kalanlar çoğunlukta ama ne medyada, ne de zihinsel tasavvurlarımızda "onlar"dan, yani kalanlardan, tatili akıllarından geçirmeyenlerden söz edilir. Lakin Arife günü Muğla girişinde on beş kilometrelik

Bayram Notları: Gördünüz mü Görmediniz!

Bilseniz, içinizden kocaman bir "yuh!" çekerdiniz; "Ne oluyoruz yahu" diye söylenirdiniz... Ama bilmiyorsunuz. Bildirilmiyor bu haberler... Ortalıkta görünmüyorlar... Birleşmiş Milletler'in resmi sayfasına konup sonra apar topar kaldırılan "Açlığın Dünyaya Faydaları" başlıklı makaleden söz ediyorum. "Dünyada Açlığı Bitirmek" ve "Açlık Sorununa Dikk

Çalışmak bu mu İşyeri bu mu

Yaz akşamları başka güzel... Hani gökyüzünün henüz mora çaldığı, çay bahçelerinden, kafelerden gelen fincan, tabak, kaşık seslerinin kulağa tatlı bir melodi gibi geldiği saatler... Ama genç arkadaşımın tadı kaçık... "Hep böyle mi sürecek" diye soruyor. Bu kaçıncı "işyerinde zorbalık" tecrübesi... Daha ne kadar süre birtakım kompleksli gerzeklerin s