Erbay Kücet

Milat

Yüksek Duvarlar, Uzak Komşuluklar

Hepimiz, göğe uzanan çelik ve cam kulelerde, yeryüzünden kopuk devasa sitelerde, kat kat betonarme dairelerin anonimliğinde yaşıyoruz. Mekânlarımız, mimarların çizdiği kusursuz, izole birer "yaşam ünitesine" dönüştü. Kapımız zırhlı, perdelerimiz hem güneşten hem de meraktan tamamen kapalı. Güvenlikli girişler, yüz tanıma sistemleri, her daireye öze

Taşranın Çocukları Şehre Gelirken

Ülkemizin geçmiş yıllarına yayılan bir gerçekten söz edecek olursak; şimdi bazıları ne demek istiyorsun diyebilirsiniz. Şunu demek istiyorum: Devletin kapıları herkese aynı aralıktan açılmazdı. Diplomasiden üniversitelere, kültür kurumlarından bakanlıklara kadar pek çok alan, belirli çevreler tarafından paylaşılır; taşranın çocuklarına ise ancak me

Yıllar Sonrasına Kalan

Hayatın kıyısında biraz soluklanalım mı Gelin, insanın iç âleminde asırlardır süregelen o sessiz, derin yolculuğa—evliliğe—birlikte eğilelim. Sözsüz bir dua gibi başlayan, zamanla bir ömrün duasına dönüşen o yoldaşlığa… İlk zamanlar… İki ruhun birbirini tanımaya çalıştığı, kalbin bir serçe gibi çırpındığı, nefeslerin bile aynı ritimde aktığı o büyü

Tarihi Yazmak, Geçmişle Hesaplaşmak

Tarihi yazmak, sadece olup biteni anlatmak değildir; bir milletin hafızasını canlı tutma gayretidir. Çünkü hafızasını kaybeden bir toplum, yönünü de kaybeder. Bizim hafızamızsa, şu günlerde her ekranda gösterilen dizi filmlerde olduğu gibi sadece savaşlar, padişahlar, fetihler değildir; dualar, emekler, umutlar ve alın teridir. Bugün ne yazık ki ge

Geçmişin Aynasında Bugünün Gölgesi

Erbay Kücet İsraillilerin, yani Yahudilerin Araplara — özellikle de Filistinlilere — yaptığı zulüm, sadece son yılların meselesi değil. Bu hikâye onlarca yıldır, neredeyse bir asırdır aynı coğrafyada, aynı topraklarda kan ve gözyaşıyla yazılıyor. Bugün Gazze'de, dünyanın gözleri önünde yaşanan insanlık dramını anlamak isteyen herkesin eline alması

Kitap Fuarları Nefes mi

Türkiye'de artık neredeyse her şehirde bir kitap fuarı açılıyor. Son günlerde gidemesek de göremesek de İstanbul'dan Ankara'ya, Konya'dan Zonguldak'a, Çorum'dan Kocaeli'ne, Eskişehir'den Gaziantep'e kadar yüzlerce yayınevi, binlerce kitap, on binlerce okur bir araya geliyor. Medyadan takip edebildiğimiz kadarıyla kalabalıklar, imza kuyrukları, söyl

Üsküdar'da Kitabın Kalbi Atıyor

Kitap okumak, insanın kendi içine doğru çıktığı en güzel yolculuklardan biridir. Her sayfa, başka bir dünyanın kapısını aralar; her satır, bize yeni bir bakış kazandırır. Ama sadece okumak değil, yazmak da bir o kadar kıymetlidir. Çünkü yazmak, insanın kendini ifade etme biçimi olduğu kadar, bir milletin hafızasını geleceğe taşıma gayretidir. Bugün

Artık O Türkiye Değiliz

Bir zamanlar, ufacık bir mühimmat parçası için aylarca kapı beklerdik. Bırakın üretmeyi, o bir tek parça için 'dost' bildiklerimizin eşiğinde sıramız gelsin diye dişimizle tırnağımızla sabrederdik. O günleri unutmadık. O bekleyiş, sadece bir parçanın gelmesini beklemek değil tam bağımsızlığın bekleyişiydi. Ama artık o eski Türkiye yok. Kendi gökyüz

Edirne'de Zamanın Kalbini Dinlemek

Son günlerde sanat çevrelerinde sıkça tartışılan bir konu var: Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii'nin kubbe süslemeleri. Restorasyon sürecine dair geçmişte de eleştiriler olmuştu; ancak bu kez gündeme gelen değişiklik önerileri, sanat dünyasını ikiye bölmüş durumda. Bu tartışmayı uzmanlara bırakarak, biz Edirne'de yürütülen başka

Edebiyat Ortamı'nda Kadın

Yazıya küçük bir itirafla başlamak istiyorum: "Edebiyat Ortamı" dergisinin son sayısında ilk kez Yaşar Nezihe adını duydum. Bu, benim eksikliğim mi, yoksa edebiyat eğitimi boyunca bu ismin hiç gündeme gelmemesi mi, bilemiyorum. Suçlu aramaya girmeden, konuyu bir kenara bırakıp yazıya devam edelim. Son sayısında (Eylül-Ekim 2025/106) "Edebiyatçı Kad