Erbay Kücet

Milat

Artık O Türkiye Değiliz

Bir zamanlar, ufacık bir mühimmat parçası için aylarca kapı beklerdik. Bırakın üretmeyi, o bir tek parça için 'dost' bildiklerimizin eşiğinde sıramız gelsin diye dişimizle tırnağımızla sabrederdik. O günleri unutmadık. O bekleyiş, sadece bir parçanın gelmesini beklemek değil tam bağımsızlığın bekleyişiydi. Ama artık o eski Türkiye yok. Kendi gökyüz

Edirne'de Zamanın Kalbini Dinlemek

Son günlerde sanat çevrelerinde sıkça tartışılan bir konu var: Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii'nin kubbe süslemeleri. Restorasyon sürecine dair geçmişte de eleştiriler olmuştu; ancak bu kez gündeme gelen değişiklik önerileri, sanat dünyasını ikiye bölmüş durumda. Bu tartışmayı uzmanlara bırakarak, biz Edirne'de yürütülen başka

Edebiyat Ortamı'nda Kadın

Yazıya küçük bir itirafla başlamak istiyorum: "Edebiyat Ortamı" dergisinin son sayısında ilk kez Yaşar Nezihe adını duydum. Bu, benim eksikliğim mi, yoksa edebiyat eğitimi boyunca bu ismin hiç gündeme gelmemesi mi, bilemiyorum. Suçlu aramaya girmeden, konuyu bir kenara bırakıp yazıya devam edelim. Son sayısında (Eylül-Ekim 2025/106) "Edebiyatçı Kad

Ölümün Sessiz Dersleri

Geçtiğimiz gün trafikte önüme bir cenaze aracı denk geldi. Üzerinde yeşil harflerle yazılıydı: "Cenaze Nakil Aracı." İşte dedim, hayatın bütün hakikati bu aracın üzerinde yazılı. Çünkü ölüm, ne ertelenir ne de inkâr edilir. Ölümden gayrısı yalan… Günlük telaşlarımızda kendimizi unutturan o küçük hesaplar, sosyal medyaya sıkıştırdığımız sahte mutlul

Su Aktıkça Kirlenir mi

"Su aktıkça kirlenir" derler ya, bazen düşünüyorum: Acaba biz insanlar da öyle miyiz Çocukken tertemiz doğuyoruz; kalbimizde ne kin var ne öfke. Sonra büyüdükçe çevremizden aldıklarımızla, duyduklarımızla, gördüklerimizle bir şekilde bulanıyoruz. Bir bakıyorsun, suyun berraklığını korumak yerine, çamurlu bir dereye dönmüşüz. Ama mesele şu: Kirlenme

Bıçak Nereye Konulacak

Bir zamanlar, kurumların koridorlarında yankılanan protokol ve görgü eğitimleri, tuhaf bir tiyatro sahnesi gibiydi. Bir elinde beyaz eldivenlerle duran eğitmen, diğer elinde bir ders kitabıyla, amir-memur ilişkilerinden tutun da resmiyetin en ince detaylarına kadar bir medeniyet haritası çizerdi. Lakin bu haritanın en ilgi çekici, en parıltılı kısm

Yazının Erdemi, Edebiyatın Mutluluğu

İnsanlık tarihi, aslında tek bir arayışın tarihidir diyerek yazımıza giriş yapalım mı sorduk sormasına ama bu arada girişimiz de oluverdi. Söylemek istediğim aslında şu: kendini ifade etme arayışıdır. Mağara duvarlarına çizilen ilk resimlerde, bir topluluğun ateş başında anlattığı efsanelerde ya da bir şairin kaleminden dökülen mısralarda hep aynı

Dervişlik Sanatı

Toplumun çekirdeği ailedir; ailenin de temel taşı evliliktir. Evlilik, yalnızca bir sözleşme, yalnızca iki kişinin birlikte yaşamaya karar vermesi değildir. Evlilik, gönül zemininde atılan, akıl ve sabırla yeşeren bir bağdır. Tam da bu noktada, yılların süzgecinden geçmiş bir Anadolu sözü çıkar karşımıza: "Evlilikte ve dervişlikte hak aranmaz." İlk

Allah Diyen Ateist!..

Geçenlerde, televizyon ve sosyal medyada sık sık gördüğümüz, akademik unvanı olan bir isim gündem oldu. Önce kameralar karşısına geçti ve "Bilimsel olarak Tanrı'nın varlığına rastlamadım" dedi. Aradan çok zaman geçmedi; rahatsızlanıp yatağa düşünce bir video mesaj paylaştı ve şöyle dedi: "İnşallah sağlığıma kavuşur kavuşmaz Azerbaycan'a geleceğim."

Birlik ve Beraberliğin Ruhu

Bu topraklar, tarih boyunca türlü inançların, etnik kökenlerin ve kültürlerin iç içe geçtiği, birbirinden beslenerek büyüdüğü kadim bir coğrafyadır. Anadolu'nun yüreğinde; Alevi ile Sünni aynı tarlayı sürmüş, Arnavut ile Boşnak aynı sofrayı paylaşmış, Kürt ile Türk aynı cephede omuz omuza vermiştir. İşte bu çok sesli, çok renkli mozaik; Türkiye'nin