Asu Maro

Milliyet

Hayalet eko otelin tuhaf hikâyesi

Naturland adı size bir şey söylüyor mu Bu aslında insanın yaşını ortaya çıkaran sorulardan biri. Çünkü Naturland Eko Park ve Resort Otel, Antalya Kemer'de 1991 yılında turizme açılan bir 'eko tatil köyü'. Daha ekolojik tatil, ekolojik tarım, ekolojik hayat tanımları o kadar da hayatımıza girmemişken, dünyanın ilk ekolojik otellerinden. 1988 yılında

Ege'den yola çıkan film rüzgârı

Yılın o dönemi diye bir şey var, yazın bitmekte oluşunu üzücü bir şey olmaktan çıkarıyor. Nedir, film festivallerinin sıraya girişi. Pazartesi İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali'nin kapanışı yapıldı, dün Ayvalık'ın rüzgârı, dalgası ve tarihi mirasını logosuna taşıyan Ayvalık Uluslararası Film Festivali Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiya

Gölge kadınlar ve önlerindeki duvarlar

Yeri geldikçe dile getirdiğim gibi sinemada, ekranda, sahnede kadın karakterlerin hikâyelerinin az anlatılıyor olmasıyla ilgili hep bir şikâyetim var. Hani çok klişe bir cümle vardır; röportajlarda sıkça kurulur; "Herkes kendisinden bir şey bulacak". Ben bulamıyorum işte. Hâlâöyle dünyalar kuruluyor ki kadın fon perdesinden hâllice, karakter demeye

Tesadüfün iğne deliği mi

Yıl 1986, bir oyun izledim, şaşırarak ve büyülenerek izlediğim ilk oyun olarak geçmiş kişisel tarihime; Ortaoyuncular'dan "İçinden Tramvay Geçen Şarkı". Öncesinde İstiklal Caddesi'nde Nazi subayı kılıklı oyuncular "Kimlik bitte" diye yolumuzu kesiyor, kimse "kimsiniz" diye sormuyor, kuzu kuzu çıkarıyor, bu kısım bir sosyal deney olarak epey ses get

Bir hayat sevdalısına veda

Kuruçeşme'deki barında 2000'li yılların başında tanımıştım Ece'yi. Uzaktan çekinerek izlediğimi hatırlıyorum bu heybetli kadını. Bir ruh 'heybeti' sözünü ettiğim, çekinirsiniz önce genelde. Ne kadar kocaman bir kalbi olduğunu, o kalbe neleri neleri sığdırdığını sonradan görürsünüz. Dikkatli bakarsanız. Çünkü o her şeye dikkatli bakar, özenli bakar.

Boğaz'a karşı sanatsal karşılaşmalar

Devasa sahnelerde karşımıza büyük, daha büyük, en büyük prodüksiyonların çıktığı, bunların bir kısmının da gümbür gümbür gelip sessizce yok olduğu bir devirdeyiz. Çünkü yaratıcılık devasa sahnelere, görkemli dekorlara, pahalı ses ve ışık oyunlarına ihtiyaç duyan bir şey değil. Anlamını sade bir tasarım, yalın bir anlatımda bulan çok değerli işler y

Başkalarının acısı

Daha ilkokuldaydım, bir arkadaşımın babası ölmüştü, çevremde tanık olduğum ilk anne baba ölümü olmalı. Bir zaman sonra kızın sokağa çıkarken makyaj yapmış olmasının eleştiri konusu olduğunu hatırlıyorum. Daha sosyal medya yok ama komşu teyze heyeti var, neyin nasıl yaşanması gerektiğine karar veren. "Aaa süslenmiş püslenmiş çıkmış, daha şurada kaç

Bir tık'ın peşinde

"Ama bir noktada bir eleştirmen kitaba yakından bakar. Aykırı bir eleştiri yazısı yazar çünkü tıklama sayısı peşindeki editörler aykırı yorumlardan yanadır her zaman. Ya hepimiz yanıldıysak Şüphe tohumları ekmek işte bu kadar kolay. Sırf tartışmak için tartışan netandaşlar hikâyede boşluklar arar. Karakter suikastleri başlar. Hep birlikte çamura yu

Ne istediğini bilen modern kadın

Film – dizi piyasasında 'kadın işi' diye bir tabir var son yıllarda. 'Normali' erkek işi olduğu ve sürekli kadınların kenar süsü olduğu işler üretildiği için buna bir isim konması gerekti. Ne yapalım, bir kadının odakta olduğu hikâyeler anlatalım. Gelgelelim bunlar da yine – bir erkek tarafından yazılsa da yazılmasa da - erkek bakışıyla anlatılmaya

İkonik diziye tatsız final

İlk bölümünü bugün gibi hatırlarım (muhtemelen 10 kere izlemiş olmamın da bunda payı var); genç bir İngiliz kadın gazeteci Londra'dan New York'a taşınıyor. Bir galeri açılışında yakışıklı bir bankacıyla tanışıyor. 'İlk görüşte aşk!' ve tam iki hafta sürecek bir rüya... Her anları beraber geçiyor, gelecek planları, büyük büyük sözler ve sonunda bera