Bazı hayatlar var; insan dinlerken de okurken de izlerken de tekrar tekrar hayrete düşüyor. Bunlar sahiden bu dünyada, bu ülkede, bu devirde mi yaşandı Bir mesleğe karşı bu derece tutkulu olmak, zorluklar karşısında böyle inatçı durmak ve bunun sonucunu alabilmek mümkündü demek. Yıldız Kenter'in hayatı başında gelir bunların, benim gözümde. "Masal
Sanırım artık "iklim krizi" hepimize bir şey ifade etmeye başladı, sonuçlarını her alanda yaşayıp görerek ikna olduk. "Karbon ayak izi" diye bir şeyi de biliyoruz, faaliyetlerimizle dünyaya verdiğimiz zararın ölçüsü en basit anlamda. Ve dünyadaki karbon ayak izinin yüzde 8'i gıda atığı kaynaklı. Sayılarla devam edersek, her üç gıdadan biri çöpe atı
Nasıl korkunç şeylerin "normalleştiği", ne acayip ne vahşi, ne ürkütücü zamanlar yaşıyoruz. Bir anda alevleniveren şiddetli kavgalar, birbirlerinin hiçbir farklılığına saygısı tahammülü olmayan insanlar, sokak ortasında işlenen cinayetler; insan gerçekten evden çıkarken başına neler gelebileceğini tahmin edemiyor. Bir insan üç kişiyi güpegündüz, s
"Tek kişilik oyun, oynaması izlemesinden daha cazip bir şey olsa gerek" cümlesini sıkça kuran bir tiyatro izleyicisiyim ben. Eğer çok özel bir performans değilse karşınızdaki, sizi koltuğunuzdan sahneye bağlaması çok kolay olmuyor. Ama bazen de bir oyun izliyorsunuz, bütün o iddialarınızı alıp götürüyor, 70 - 80 dakika gibi bir sürenin nasıl geçtiğ
Olması gereken olunca, mesela şikâyet edilen bir tacizci ceza alınca insanın içi bir umutla doluyor. Dün Milliyet'te Elif Altın'ın haberini okurken olduğu gibi. Demek olabiliyor.Bu arada önce şunu söylemek isterim: Aslında haber değeri bile olmaması gereken bir olay bu. İstanbul'da bir otobüste, E.K. isimli bir kadının yanına M.Ş. isimli bir adam o
Bir süredir kurmacalardan çok daha etkileyici, çok daha şaşırtıcı belgesellere rastlıyorum. Hayat aslında ne kadar zengin, ne kadar güçlü insan hikâyeleri çıkarıyor karşınıza. 25. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali'nde de uzun süre aklımdan çıkmayacak olan Nermin'i tanıdım, "Acı ve Tatlı" adlı belgesel sayesinde. Nermin Başak, 1963 yılında işçi
Her film festivalinin, ardında farklı heyecanlar ve yeni keşiflerin yanı sıra "Gene kadınlar ne kadar azdı perdede" hissi bıraktığı ülkemizde 25 yıl boyunca bir "kadın filmleri festivali" düzenlemek ne kadar önemli ve değerli bir şey, 25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde geçirdiğim dört günün sonunda ilk kurmam gereken cümle b
Uzun zamandır bir albüm için yapmadığım şeyi yaptım, onu dinlemeyi erteledim. Tadını çıkarabileceğim rahat bir ana. Öyle bir yerden bir yere koştururken, kulaklıkla olsun istemedim "Elli Buçuk" ile tanışmam. On iki yıl aradan sonra gelen yepyeni Ortaçgil şarkıları daha özel bir buluşmayı hak ediyordu. Çok da haklıymışım. "Günaydın'la başladık yeni
Artık taksi bağlantılı herhangi bir olaya şaşırmama kararı alalı epey olmuştu. Şunu kabullenmiştim: Bu araç, canı istediği zaman istediği kişiyi alıp tabii ki yine kendi istediği yere götürmeye yarıyordu. Otostopun paralısı gibi düşünün. Ve tabii ki aldığı paradan da memnun olmayanı. Eğer bir taksiye kabul edilecek kadar şanslıysanız yolculuğunuz b
Kumkapı'daki Surp Vortvots Vorodman Ermeni Kilisesi'nin bahçesi ağzına kadar dolu. Birazdan içeri gireceğiz ve bu topraklarda filizlenip bütün dünyaya ulaşan meyveler vermiş bir "ağacın", büyük bir müzisyen, müzikolog, eşsiz bir ses, koro şefi ve rahip olan Gomidas Vartabed'in hikâyesine tanık olacağız. Yolcu Tiyatro'nun ve "Gomidas" oyununu yazıp
© 2016