Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

Hürriyet olmadan asla! - Ân diyarı (80)

Vesayet niye bitmiyor Bilgin Abi Esaret yaniHamaset, istibdat, ben bilirim bensen ne bilirsin sen, inat, kin, nefret, düşmanlık, insanın insana ettiği, zalimlerin, münafıkların çalıp çırpması, narası, hırsı, şu pis cehalet, yakamıza yapışık fukaralık... niye böyle bitmeyecek gibi durur da durur Cem Karaca'nın kulakları doyuran, dolduran kalın ve o

Şimdisizler için - Ân diyarı (79)

Bilgin Abi, dünü olmayanın bugünü; bugünü olmayanın da yarını olmaz, diyordu. Hatıraların silinmesini;hafızanın silinmesi olarak görürdü.Öyle ya dün bugüne; bugün yarına aynaydı. Bugün bir köprüydü aslında. Bugünden kasıt da "şimdi" derdi, sık sık. Bir gün, nerelisiniz, diye soran birisine "Ş" büyük diyerek "Şimdili"yim demişti. Şimdi'de yaşamayan

Hasretin gözyaşları

"Bunca varlık var iken; gitmez gönül darlığı." denilen; bu zamanlar mı Bilgin AbiHer şeyin bu kadar "hızlı" değişeceği hayalimize gelir miydi Kara trenlerin, mektupların, kağnıların, taş değirmenlerin, kar kuyularından su çektiğimiz günlerin hasreti hep içimde... "Mektubuma başlarken..." diye başlayan mektuplar vardı; öldü. Büyüklerin ellerinden,

İçimizin uzaklığı - Ân diyarı (77)

Sana biraz açılayım Selim Ali.Hem okuyup hem çalışıyordum. Sonra işte (böyle) ne tam okuyabildim ne çalıştım. Edebiyatçı mı ilim adamı mı ticaret erbabı mı siyasetçi mi olacaktım... karıştı. Hep olan hiç olurmuş ya... Meğer birçok aile gibi -ki bu, yüzde seksen, doksan...- biz de fakirmişiz; çok fakir... Bütün okullar bitti ama okulların "okul"

Patika ve hürriyet - Ân diyarı (76)

Yalnızlığın kalabalıklaştığı sadelikTenhalığın uzayıp gittiğiKendi başınalık... Suların en berrak hâli... Bulutlardan, pamuklardan (daha bir) aklık... Sabah dinginliği ve ferahlık... Sessizliğin uzayan sesi... Dalıp gidilen tefekkürlük... Dünyanın en kısa, en uzun yolu... Hürriyetin o gülen yüzü... İnsanlığın en eski izi patika diyordu, Bilg

Aynalar değişirken - Ân diyarı (75)

Bugün arkadaşlarla hayatı ve ölümü konuştuk.İkisine de ne kadar yabanî olduğumuzu... İkisi ikiz mi acaba Bilgin Abi Çok zaman ayıramadığım bundan mı Öylesine ölüme gidiyor ki hayatlar... Bugün; birdenbire dün oluyor. Düne ve yarına gidebilir misin Selim Ali Bir bilet al, deseler; hangisine alırsın. Bana sorarsan ben hep 'şimdi'ye alırım. Öteki

Selim Ali'nin bir günü - Ân diyarı (74)

Bugün hiçbir şey yapmadı Selim Ali. Günler geçip gidiyor, dedi, kendi kendine. Elde var hiç.Albümleri karıştırdı bir ara. İlkokuldan tek bir fotoğrafa uzun uzun daldı. Ağladı belki! Uzaklara bakan bir çocuk vardı ön tarafta. O kendisiydi. "Günler gelip geçmekteler... Kuşlar gibi uçmaktalar..." Eli, babasının o küçük radyosuna gitti. Bir acıklı tür

Bir gün belki ölebiliriz!

Ölümü tahminler listesine al Selim Ali."Öleceğin kimse bilmez." diyorsa şair; kimseler ölüme koştuğunun farkında değil demek! Şundan diyorum bunları. Babam öldü de... Onu görünce aklıma ölüm gelmezdi hiç. Hep koşar, hep çalışır, hep biriktirirdi. Bugünün yarını vardı da... O yarın ölüm"müş meğer! Otursana biraz babacağım. "Ölünce çok yatacağız."

Kendinle tanışmalısın! - Ân diyarı (72)

Kuş sesleri nerde Selim AliBenim çocukluğumda köyde, bağda olmasak da şehirde kuşlar vardı. Şimdi de var ama tek tük... Sabahın o er vakitlerinde nasıl da cümbüşe dururlardı. Uzun uzun dinler, seyrederdim serçeleri. Balköpüğü, benekli, yerinde duramayan o minicik rüyacıklar uçup gitmiş; iyi mi! Nereye gitti o beste, o koro, o sabah şenlikleri, te

Tarih: Dünden ziyade yarın (mı) - Ân diyarı (71)

Hesapların, her şeyin bu kadar şaşacağınıDünyanın bu kadar sanallaşacağını... Helal ve haramın bu kadar karışacağını... Yalanlarla doğruların canciğer kuzu sarması olacağını... Kimi yakınlarınızın ne kadar uzak... Kimi uzakların ne kadar yakın duracağını bu kadar tahmin edemezdim Selim Ali. Yaşamak çok uzaklara düştü bu arada. Mevsimleri unuttuk; g