Bilgin Abi'nin günlük defterinden (22)

Ân diyarı (106)

Şu dünyanın hâline bak Selim Ali! Bir gündem bitmeden öteki...

Yaşamaya vakit ayırabiliyor musun bu lüzumsuz adamların gevezeliğinden. Bu, insan hakkına girenlere hakkın helâl midir Nedir bu bunların insan tanımazlığı Bu gevezelik bir kanser gibi sarmış her yanımızı.

Bu böyle mi gidecek, Bilgin Abi

Zaten Bilgin Abi'nin sevmediği şeylerdendi bu lafı uzatmak. "Zalim propaganda" da diyordu bu işe. Pamuk şekeri, saman alevi, serap çağa mı düştük; sanal dedikleri!

Şöyle mırıldanırcasına bir şeyler dökülüyordu dilinden; o değilden: "Boş Attar; yumurta tartar." diyordu. Hımmm!

Eski sarı defterleri karıştıran eski bakkallar pek kalmadıysa da... onlardan tevarüs fotoğraflar var. En iyisi dedi Bilgin Abi: "Hayatı ıskalamamak. Hayatımızı çalma peşine düşenlere yüz vermemek, onlarla yüz göz olmamak; her ân hayatı görmek gibi işimiz var zira."

Neyse Selim Ali bu hayat kaçkınları hep olacak; sen kaçma cıvıl yaşamak dolu hayatın davetinden. Sen şu günlük defterine bu hafta hayattan damlayanlarla serinlet bizi.

KIRIK HAYALLER

Dünyayı uzun bildiğimizden...

Kırılmaz sandığımızdan aynaları...

Ve daha başka başka şaşılıklarımızdan...

Öyle çok ki elimizde...

Böyle böyle (bunlardan) hayal kırıklıkları...

MUHABBET

Yunus:

"Gelin tanış olalım; işi kolay kılalım.

Sevelim, sevilelim; dünya kimseye kalmaz." demiş mi; demiş. Sen niye işi zorlaştırıyorsun Yunus'tan öte bir özelliğin mi var İnsan dediğin; munis olur, kolaylık gösterir, aklını ve kalbini beraber dinler. İnsan dediğin; insan olur.

BURASI DÜNYA

Burası dünya; bil de; fazla üzülme; her yanın ayrılık, ölüm; sürprizi bol bir yer. Malı mülkü ağır; taşıyabileceksen yüklen!

PARA VE ÖLÜM

Para; kaç para eder;

Ölüm kapıya dayanınca!

DEĞİŞİK

Değişik düşünenlere "değişik" bakarsanız; değişik şeyler çıkmaz ortaya.

BEKLEYİŞ

Ümidimiz mi çoğalıyor; korkumuz mu

Yüreğimizde biriken ne

Baharı beklerken; kışlar sökün ediyor.