Abdüllatif Uyan

Türkiye

Güzel huylu olmak nedir

Tâbiîn'den olup, Irak'ta yetişenBekr bin Abdullah Müzenîhazretlerine, birisi kötü sözler söyledi.O, cevap vermedi.Ve sükût etti.Bu defâ adam daha da "çirkin sözler" söylemeye başladı.O, yine sustu.Yanındakiler;"Efendim, o adam size hakâret ediyor, siz susuyorsunuz. Susmayın, siz de ona bir şeyler söyleyin, hakâret edin" dediler.Onlara cevâben;"O, b

"Ben hâkimlik yapamam!"

Tâbiîn'den olup, Irak'ta yetişenBekr bin Abdullah Müzenîhazretlerini, bir zaman kadıhâkim yapmak istediler bir beldeye.O, cevâben;"Ben hâkimlik yapamam"dedi.Ve kabul etmedi.Isrâr ettiklerinde;"Doğru söylüyorum, ben hâkimlik yapamam"dedi.Onlar yine;"Yaparsın" dediler.O zaman da;"Ben size, hâkimlik yapamam, diyorum. Doğru söylediğime inanıyorsanız me

Herkes tarafından sevilmek...

Tâbiîn'den olup, Irak'ta yetişenBekr bin Abdullah Müzenîhazretleri, bir gün sevdikleriyle oturmuş, onlarla sohbet ediyordu.Bir ara onlara;"İyi amellerimin içinde en değerlisi, Allah dostlarına karşı olan sevgim ve muhabbetimdir"buyurdu. Çok mütevâzı idi.Bir gün Arafat'a çıktı.O kalabalığı görünce;"Bunca insanın arasında eğer ben olmasaydım, Allahü

"En akıllı insan kimdir"

Irak evliyâsındanBekâ bin Bâtûhazretleri bir sohbetinde;"Allahü teâlâ bizi âhiret için yarattı. Böyleyken bir mümin âhireti bırakıp dünyâya sarılırsa âkıbeti ne olur"buyurdu.Ve şöyle devam etti:"Dünyâ, çok vefâsızdır. Bir üzüntü bir sevinç. Böyle bir yalancıya insan aldanır mı hiç.. Bak, ömrün azalıyor, ölüme gidiyorsun. Hazırlığın bile yok, niçin

Evliyâya sû-i zan etmek!..

Irak'ta yetişen evliyâdan Bekâ bin Bâtûhazretleri devrinde üç âlim, bu zâtın ziyâretine geldiler bir akşam.Oturup sohbet ettiler.Derken yatsı ezanı okundu.Ve namaza kalktılar...Bekâ hazretleri imâm oldu. Bu üç âlim, kıraatini beğenmediler bu zâtın.Hattâ "okuması tecvîde uygun değil" dediler içlerinden."Bu zât tecvîd bilmiyor, böyle velî olur mu" di

"Sustur şuâsileri!"

Bekâ bin Bâtûhazretleri, Irak'ta yetişen evliyâdandır.Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, bu zâtı çok sever ve methederdi kendisini.Bu zât bir gün sâhilde dinleniyordu.O esnâda uzaktan bir gemiyi gördü.Ancak gemidekilerden bâzısı içki içip ve nâra atarak rahatsız ediyorlardı diğer yolcuları.Bekâ bin Bâtû hazretleri, bunu firâsetle anlayıp çok ü

"Bize ne oldu böyle"

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerini çok seven talebeler, bir evde toplandılar.Gâye, sohbet etmekti.Ve ondan bahsetmekti.Çünkü onu çok seviyor;"âah, şimdi hocamız da olsaydı, mübârek ağzından nice hikmetler dökülürdü"diyorlardı.Ev sâhibi sütlaç yaptı.Getirip ortaya koydu.Ve;"Haydi buyurun, hep birlikte yiyelim"dedi.Gelip oturdular.Fakat o da ne!Hiçbiri y

Sevgi ve samîmiyet bitti!..

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin talebesinden Mevlânâ Ârif şöyle anlatıyor:Bir kış günü, hocamla birlikte bir yere gidiyorduk.Hava pek soğuk değildi.Biraz yol gidince birden sertleşti hava.Sonra "kar fırtınası"na dönüştü.Öyle ki;Göz gözü görmüyordu.Soğuk ve kar, kasıpkavuruyordu her yeri.Buna rağmen ayakkabıbile yoktu ayağımda.Yalın ayak yürüyordum.

"Benim duâmdan ne olurki!.."

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin Seyyid Burhâneddîn adında bir talebesi vardı ki, çok severdi bu büyükzâtı.O anlatıyor:Bir gün, hocamın bağda olduğu bir saatte, kendilerine balıkgötürüp hediye ettim.Kabul buyurdu hediyemi.Ateş yakıp pişirmek istedik.Ve başladık hazırlığa.Ancak hava karardı birden. Üstelik de yağmur bulutlarıbelirdi gökyüzünde.Sonra

"Hocamın himmeti olmasa"

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi anlatıyor:Bir gün hocamı ziyâret maksadıyla evden çıktım. Yolumun üzerinde bir ırmakvardı.Ve her zaman köprüden geçip giderdim hocamın evine.Yine öyle yapacaktım.Ama köprü uzak geldi.Kendi kendime;"Suyun üstünden yürüyerek gideyim"dedim.Büyük bir cesâretle ve Allah'a güvenerek ırma