M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

Hürriyetimiz yerlerde sürünüyor

Bugün, yani 3 Mayıs, gûyâ "Dünya Basın Hürriyeti Günü"dür. Şimdilerde buna "sözde" demek daha doğru olur.Zira, Türkiye'de yaşayan bir basın mensubu olarak söyleyelim ki, demokrasi tarihimizde basın hürriyetinin bu derece kısıtlandığı ve adeta ayaklar altında paspasa çevrildiği başka hiçbir dönemi bilmiyor ve hatırlamıyoruz. Ezcümle: 4-5 senedir bas

Hayal ile hakikatin farkı

ÖNSÖZAşağıdaki yazı ilk olarak 2 Mayıs 2011'de yine bu köşede yayınlandı. Yazının konusu, o tarihte başbakan olan Erdoğan'ın 11 Haziran 2011'de yapılacak genel seçim için kullanmış olduğu en büyük kozu Kanal İstanbul'a dair. "Hafriyata 2 sene sonra başlanacak" sözü verilmişti. O sözün üzerinden 13 sene geçti. O tarihte bu söze inanarak teveccüh gös

1950'lerdeki siyasî ittifaklar

Nisbeten hür ve demokratik şartlar altında 14 Mayıs 1950'de yapılan genel seçimleri kazanarak tek başına iktidar olan Demokrat Parti'nin birinci derecede gelen rakibi Halk Partisiydi.Ayrıca, Demokratları içerden bölmeye, cân evinden vurup takattan düşürmeye çalışan iki siyasî teşekkül daha vardı: Bunlardan biri, 1948'de kurulan Millet Partisiydi. D

Hükûmetin kalbi sancılanıyor

Siyaset, bürokrasi, yönetim itibariyle, Ankara merkezdir. Hükûmet de merkezin kalbi mesabesindedir. Tam yüz yıldır, durum böyle. İstanbul'un birçok yönden birinci olması, bu realiteyi değiştirmez.İstanbul, Bizans ve Osmanlı'nın kalbi ve başkenti idi. Hâlen de, dünyanın en gözde şehirlerinden biridir. Ankara, sadece hükûmet ve Meclis itibariyle değ

Darbe-muhtıra, kime-neye yaradı

Irkçılık ve ayrımcılık gibi, darbeler ve muhtıralar da muzırdır, merduttur, lânetliktir... Kimden ve nereden gelirse gelsin, bunların her ikisi de tarihin kara lekesi ve insanlığın yüz karasıdır.Bizdeki darbe ve muhtıralar tarihine baktığımızda şunu görüyoruz: 1700'lü yılların başından günümüze kadar vuku bulunan hemen bütün darbe, kargaşa ve asker

Daha fazla germenin faydası yok

Nasıl "Derman haddi geçtiğinde dert getiriyor" ise, gerilim de haddi geçerse zıddına inkılâp eder ve bir müddet sonra sahibine zarar vermeye başlar.Seçim günü (14 Mayıs) yaklaştıkça, görüyoruz ki gerilim de artıyor. Gerginliğin normal seyrinde bir artış hızı-ivmesi olduğu gibi, bir de kasten ve plânlayarak gerginliği tırmandıranlar var. İşte, şu ka

Sultanahmet Camii siyaset arenası mıdır

Ramazan Bayramı, bu sene Cuma gününe (21 Nisan'a) denk geldi. Biri senelik, biri haftalık olarak iki bayramın sevincini bir arada yaşama şansına sahip olduk. Ama, o şansı maalesef hakkıyla kullanamadık.Bayram sevinci, kelimenin tam anlamıyla kursağımızda kaldı. Zira, Bayramın sevinci, Cumanın kudsiyeti, hatta dünyaca meşhur bir caminin (Sultanahmet

Demokraside ümit de tükenmez

Merhum Süleyman Demirel'in meşhûr "Demokraside çare tükenmez" sözünü duymayan, bilmeyen çok az kişi vardır.Biz de o söze bir nazire olarak diyoruz ki: Demokraside ümit de tükenmez. Evet, demokrasinin yerleşip kökleşerek çoğunluk tarafından sahiplenildiği bir toplumun geleceğine dair daima ümitvar olmak lâzım. Ümitsizliğe hiç hacet yok. Çünkü, demok

Hak dâvâ edip kuvvete sarılmak

Hak, daima lazım. Her hâl ve şart altında lüzumlu ve de faydalı bir ulviyet.Kuvvet ise, aklın elinde olduğu zaman faydalı. Aksi halde, muzır bir âlet olur, büyük zarar verir. Kuvvet, hakka galip gelmemeli, üstüne çıkmamalı; onun emrinde olmalı ve muavin vaziyetinde bulunmalı. Demek ki, hak da lazım, kuvvet de. Lâkin, değer sıralaması hiç değişmemel

Her partide namazlı-başörtülü seçmen var

Seçim sürecini âfet bölgesinde geçiriyoruz. Olanı-biteni gözlemlerken, bir taraftan da halkın nabzını yakından tutmaya çalışıyoruz.Demokrasi tarihimizde ilk defa olmak üzere, garip olduğu kadar çapraz geçişlere ve marjinal ittifaklara şahit oluyoruz. 14 Mayıs gecesi tecelli edecek sonuç tablosunu, herkes gibi biz de merak ediyoruz. Normal bir seçi