Yesevizade Alparslan Yasa

Milat

MUSTAFA KEMÂL'İN UYDURMA ŞECERELERİ VE HAKÎKÎ MENSÛBİYETİ (123)

"Saat 12.55'te Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, katafalkın arkasından Türk milletine hitaben bir konuşma yaparken: 'Atatürk, şimdi seni, kurtardığın vatanın her köşesinden gelen topraklara gömüyoruz. Fakat hakiki yerin Türk milletinin minnet dolu sinesidir. Nur içinde yat.' " (Fotoğraflarla Etnografya'dan Anıtkabir'e, Haz.: Muammer Bedii Taylak, Ankara:

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (122)

"(Şimdi) saat dokuzu beş geçiyor. Şu anda verilen 'tî' işareti ile bütün Ankarayı dolduran kalabalık ihtiram duruşundadır. "Katafalktaki tabut bu ihtiram duruşunu müteakip 12 er tarafından alınmış ve muvakkat kabir önünde bekleyen top arabasına verilmiştir. Bu dakikada şehrin üç merkezine yerleştirilmiş olan toplar ateş etmektedir. Bu top atışı beş

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (121)

Özden'in ikinci asparagası "Ve 10 Kasım 1953. Genç Yekta Güngör Özden takımını giydi. Kravatını taktı. Devamı: '- Tabut önde, arkasında solda İnönü, ortada Koraltan, sağda Menderes, Bakanlar Kurulu korteji ve kâbus gibi bir sessizlik vardı. Kuşların kanat sesi, askerlerin ayak sesi, bando sesi ve hıçkırıklar... Atatürk'ü böyle bir matem müziği için

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (120)

Yekta Güngör Özden'in asparagasları Mustafa Kemâl'in cenâzesi, naaşının tahnît edilmesi, "cenâze namazı", naaşının Anıtkabr'e nakli esnâsındaki hâli gibi belli başlı suâllere verilecek cevâblar hülâsaten böyledir. Hâlbuki, bir zamânlar Devletin zirve makâmlarından birini işgâl eden bir zât, üstelik 91 yaşına gelmişken, yânî Allâh'a hesâb vermiye bu

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (119)

Bizzât "Mutlak Şef" tarafından "Allâh-ü Ekber!" demenin bile suç ("İrticâ") îlân edildiği bir devirde, sahîh bir cenâze namazı kılınmış olması mümkün müdür Böylece, islâmî teâmüle aykırı olarak mumyalandıktan sonra, müteveffâ, İslâma karşı hadsiz derecede husûmet beslediği için, namazı da kılınmamıştır. Resmî Cenâze Programı'nda böyle bir madde yok

Mustafa kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (118)

4. Alt Fasıl: Kemâlperestliğe Yakın Mâzîden Nümûneler Resmî ideoloji yapılmış, tabu hâline getirilmiş Kemalizm, bir asırdır Memleketimizde hüküm sürüyor… Devlet zoruyle… Devletin bütün imkânları seferber edilerek… Millî Eğitim Temel Kânûnu, bütün Maârife, her vatandaşı Kemalizm îmânıyle yetiştirmeyi başlıca bir vazîfe olarak veriyor… Resmî-husûsî

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (117)

ÇALIŞMAMIZIN SEYRİ HAKKINDA BİR TAVZÎH Bâzı okurlarımız, bize, işbu araştırmamızın şimdiye kadar tefrika edilen kısımlarında Mustafa Kemâl'in şeceresini göremediklerini, buna ne zamân sıra geleceğini sordular. Bu sebeble, bu husûsu tavzîh etmemiz lüzûmlu görünüyor. Bizim bu çalışmadan başlıca gâyemiz, sâdece, Mustafa Kemâl'in şeceresini vesîkalarla

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (116)

Mustafa Kemâl, "Kur'ân, nihâyet, serbest vezinde bir şiirdir! Allâh tarafından vahyedilmiş olamaz! Muhammed'in kendi sözleridir!" diyordu 1932 Ocak-Şubat aylarında (1350 Ramazanında) Dolmabahçe'deki "Öztürkce İbâdet Vâsıtasıyle Dîn İnkılâbı" çalışmalarının pek mühim bir şâhidi de, Hâfız Âsım Şâkir Efendi'dir (Gören; 1900 - 1990). Onun hâtıra ve şah

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (115)

Hâfız Âsım Efendi'nin M. Âkif'e dâir hâtırası: "İstiklâl Marşı bir daha yazılamaz!" "Mehmed Âkif de Kemalist Propagandanın İstismâr Mevzûu" başlıklı 3. Alt Faslı, Mehmed Âkif'in Mısır'a gitme ve Memlekete Meâl'ini getirmeme sebebi hakkında, kendisinin çok yakın arkadaşlarından olan rahmetli Şefik Kolaylı'nın şu yukarıda naklettiğimiz hâtırası ile b

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (114)

Mehmed Âkif: "Ben, Vatanını satmış ve memlekete ihânet etmiş adamlar gibi muamele görmeğe tahammül edemiyorum ve işte bundan dolayı gidiyorum!" " '- Pendik – Bakteriyolojihanesi Müdürü iken', diye söze başlıyan Şefik Kolaylı [şöyle devâm etti]: 'Bir Cumartesi günü idi. Yanında Prof. Fazlı Yegül de vardı. Yarın Mısır'a gideceğini ve arzı vedaa geldi