Ünal Bolat

Türkiye

İşimiz bizim "demoloji!"

"Üniversite müfredatında olmayan kendimize has kapsamlı bir eğitim sürecidir bu..."Malum, bizim işimiz, demoloji ile pazarlama. Demo yaparak pazarlamak yani... Bu kelime bize ait... Demo yapanlara... Üretmek, işi geliştirmek ve çoğalmak. Bu da bu işi yapacak sahadan zeki insanları bulmakla mümkün. Bu kişileri; gazete ilanlarından, reklamlarla ya da

Bastıra bastıra silmek...

"Ben zaten bastıra bastıra siliyorum. Özel bir çözüm söyleyeceksiniz sandım!.."Bir gün sokak aralarından metrobüse doğru yürürken,çisil çisil yağan yağmurun altında, elinde sarı havluyla kırmızı arabasını silen bir adam dikkatimi çekti. Yavaşça yaklaştım ve sordum:"Bu yağmurun altında, bu arabayı bu bezle silerek kuru tutma şansınız var mı"Adam teb

Attım at gözlüklerini

"İğne vurulmayı bekleyen 40 kişi kadardık. Bana üç kişi kaldığında ameliyat önlüğü giydirdiler."Bursa'ya Yenişehir Hastanesine gittiğim hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Hastane yeni yapılmış, gayet güzel. Doktor Veysel Bey "amcayı niye beklettiniz" dedi. "Hemen Şevket Yılmaz İhtisas Hastanesine sevk ediyorum", dedi. Randevu filan derke

'Çoban Naim'in hatırası...

"Baba korktum, karnın çöktü göğsün yukarı çıktı. Vücut serum almıyordu" filan dedi...Hatırlayanlar vardır, bu köşede hatıralarımı yayınladınız. Her yazımda belirtiyorum ki ben ilkokul mezunuyum. 1956 yılında İznik Tacir Köyünde doğmuşum. 18 yıl çobanlık yaptım.1982'de gazetemizi tanıdım. Hayatım değişti. Rahmetli Saim Abileri, Vehbi Abileri tanıdım

"Gözünü sevem laborghinim!"

"Fişi prize takıp düğmeye basınca robot bir anda çalışmaya başladı."Burdur'un kenar mahallelerinden birinde, adı gibi "kokulu" bir sokakta, temizlik robotu tanıtımı için bir aileye misafir olduk. Sokak adını, hayvancılıkla geçinen, yazın gübre, kışın saman kokan evlerinden almıştı. Betonun yerini toprak, klimanın yerini, ağaçların arasında serin ye

Şansa bak!..

"Artık pideyi almıştım. Fırından yeni çıkmış. Kıymalı, yumurtalı pide hem de tereyağlı."Cuma namazına gitmiştim. Olay bu ya geçenlerde mahallede ölen birinin mevlidini yapmak istemişler. Herkes gelir diye de cuma namazına denk getirmişler. Hep beraber cuma namazını kıldık ama ben çıkmadım. Ben her cuma kaza namazı kılarım o gün de kaza namazı kılıp

Ecel gelmiş, arı bahane!

Olay sorulduğunda, "ecel gelmiş, arı bahane oldu" diyenler arasında hekimler bile var...Hasan Amcanın yaşadığı akıl almaz akla hayale gelmez arı sokma vakasını anlatmaya bugün de devam ediyorum...Hasan Amca akşam karanlığında kaşıkla ağzına aldığı kompostoyu yutmaya kalmadan "boğazımı bir şey soktu. Galiba arı!" der ve sızlanmaya, çok geçmeden de n

Kompostoya arı düşmüş!

"Ormana çalışmaya girenleri sevindiren özelliği yardımseverliği ve imece yaptırmasıydı..."Komşumuz Hasan, hem komşumuz ve akrabamızdı. Zor kolay her işte yardıma koşar, gücü yetse de yetmese de herkese yardım yapmaya çalışırdı. Öyle zamanlar olmuştu ki kendi işini bırakıp yardıma koşmuştu. Çok iyi hatırlıyorum, 1966 yılı sıcak bir yaz gününde hasta

Gözlerime inanamadım!

"Alışverişin orta yerinde, gözümün takıldığı bir noktada yüreğim hop etti, inanamadım!.."Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Teyzemlerin durumu iyiydi. Eniştem tüccardı. Cumartesi günü semt pazarı kurulurmuş. Teyzem, istersem onunla birlikte pazara gidebileceğimi söyleyince sevindim.Teyzemin, benim yaşımdaki kızı Ayfer, "Hatice, sana hikây

"Madem gizlice sordun!.."

"Gereksiz merakım yüzünden, Ayla öğretmenimize, Alaaddin Bey'i sormuştum."Alaaddin Bey'i hep aynı elbiseyle görürdük. Rengi biraz açılmış kahverengi elbisesiyle...Ama hiçbir zaman bu elbiseyi ütüsüz, buruşuk veya çamurlu göremezdik. Hele ayakkabıları...En çamurlu zamanlarda bile, okul kapısından adım atarken ayakkabıları pırıl pırıldı. Sanki halı ü