Ünal Bolat

Türkiye

Ben bu kızla evlenmiştim...

"Yenge, analık şefkatiyle çocuğu zarar görmesin diye boynundaki altınları koparıp verir..."Ailemizde birden daha fazla üveylikler söz konusuydu. Daha güzel olanı da ailedeki bir ferdi hariç hepsinin birbirine saygılı hadlerini bilen kişilerden oluşmasıydı.O bir kişi de çocukluğundan beri sarhoş edici derecede alkol müptelasıydı. Aynı zamanda işin b

Limoncudan dinlediklerim

"Bir müddet sonra baş dönmeler, mide bulantıları derken zehirlendiklerini fark ediyorlar"Her pazar gidip limon aldığımız bir limoncu vardı semt pazarında... O bizim limoncumuzdu ama beraberinde de mevsimine göre mantar ve sarımsak satardı. Sarımsak da dört mevsim bulunurdu kendisinde. Hakiki Kastamonu Taşköprü sarımsağını gözü kapalı bir tek oradan

"Utanmaz mı vicdanlar"

"Çocuk olarak bizler için annesizlik ve babasızlık belki hayatın en büyük cezasıydı"Yetiştirme yurdundaki hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Biz sözde geniş bir aileydik ama konuya "aile" formatında bakacak olsaydık şayet, arkadaşlarım benim kardeşlerim sayılırdı Çünkü onlarla birlikte yiyor, birlikte eğleniyor, birlikte oyun oynuyor, bir

Çocuk ne kadar hatırlar ki

"Zihnimdeki tüm hatıraları zorluyorum. Bölük pörçük görüntüler hafızama konuyor ama..."Yetiştirme yurdundaki hatıramı anlatmaya devam ediyorum.Müdür beyin odasından çıktığımda zorluyorum yeniden çocuk beynimi Zihnimdeki tüm hatıraları zorluyorum Bölük pörçük görüntüler hafızama konmaya başlıyor Hayal meyal hatırladığım bir kadını zihnimde tanımaya

Hangi gerçek daha acı

"Boşanmışlar. Seni de bir buçuk yaşında yuvaya bırakmışlar. Bir daha arayıp soran yok..."Yetiştirme yurdundaki hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Yurt Müdürü Necati Bey izin vermez gibi de olsa kalkıp dosya ve klasörlerinin bulunduğu bölmeyi açtı:-Sana gösteremem. Ama neyi merak ediyorsan sor bakalım, dedi.-Anne ve baba ismi Niçin burada

Çocuk hâlden anlar mı

"Korkma sana zarar vermeyeceğim, bir şey söyleyeceğim, dedim Recep'e"Mehmet o gün çok ağlamış, gözleri kan çanağına dönüşmüştü. Yanıma geldi. Hıçkırıktan ne söylediği dahi anlaşılmıyordu. Zor susturdum:-Anlat bakalım, dedim.İç çekerek hıçkırığına ara verdi ve yutkundu:-Bana "p.." dedi.-Nee! Kim-Aynı yatakhanede kaldığımız Recep-Onu çağır bakalım.Re

İki avuç mısır

"Böyle yaşamaktansa ölmek daha iyiydi!Yüzbaşımla birlikte helalleştik yattık, uyuduk..."Bursa'dan Büyük Orhan'a doğru yol alıyorduk. Otobüste iki çocuk mısır cipsi yiyorken tartışıyorlardı. Kafamı çevirdim, babalarıyla göz göze geldim."Bunlar hep böyle hocam. Biz ikisiyle baş edemiyoruz. Siz nasıl hepsine tahammül ediyorsunuz" dedi.Ben de "sabırlı

O yiğitle görüştüm

"Giderken yaşadığı mutluluk, hapisten kurtulup eve dönerken yaşadığından fazlaydı"Çocuk, kadın, genç, yaşlı, hasta demeden üzerlerine bomba yağdıran, işkenceler yapan İsrail'i izlemekle yetiniyoruz. "Ne yapabiliriz ki" söyleminin arkasında sığınıp nefsimizi susturup olan bitenleri izlemekle kalıyoruz. İsrail mallarına boykot yapmayı bile beceremiyo

Bilimsel bir yöntem değil!

Ben de bunu komutanımdan öğrenmiş, "korku korkuyu bastırır!" diye duymuştum...Askerde, gerçek el bombası atış eğitimiyle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Komutanım gerçek el bombası atacağımız gün bizim yüreğimizdeki korkuyu anlayıp gerçek bombaya benzeyen ama içi boş bir sahte bomba ile hata yapmış gibi bombayı elinden düşürmüş

Korku korkuyu bastırır mı

"Çavuşum evli ve iki çocuk babasıydı. Çok çalışkandı ama heyecanlanınca kekeliyordu..."Dünkü hatıramı anlatmaya devam ediyorum... Komutan dedi ki bizlere: "Sizi tebrik ederim hayatınızın en güzel tam siperini yaptınız, yerde taş mı var, diken mi var diye bakmadınız. Evet, ne oldu diye merak ediyorsunuz Elimdeki içinde barut olmayan hakikisine çok b