Ünal Bolat

Türkiye

Hangi yaşımı söyleyeyim

"Köylünün mektubuna güzeldestanlar, mâniler yazmada yetenekli birisiydim..."Bana kaç yaşımda olduğumu sordukları zaman, cevap vermekte zorlanırım. Çünkü her şeyden önce doğum tarihim belli değildir. Bu konudaki sorulara "psikolojik yaşım yirmi, biyolojik yaşım yetmiş beş, sağlık yaşım elli, antropolojik yaşım ise -ki bence en önemli olanıdır-on bin

Öfke, dürüst bir duygudur...

Gerze limanı yürüyüş parkurunda duvara bir karikatür çizilmiş. Üzerinde "keşke" yazıyordu. Gördüğüm her şey bizim kendi yorumumuzla anlam kazanır değil mi Tepkimiz de hâliyle sevip sevmediğimize bağlı olmaktadır. Yaklaşık herkesin pişmanlıkları olmuştur. Biz de diyoruz ki keşke sabırsızlıklarımıza, kızgınlıklarımıza, mazur edebiyatı yapıp kendimizi

O gece hâlâ sır!..

"Hasan ne kadar ısrar edip yalvarsa da Tevfik, o gece neden kaçtığını asla söylemez"Hatırama bugün de devam ediyorum. Her kafadan bir ses bir soru çıkmaktadır. Derken "Şuna bir bakın bakalım beyler" sözüyle herkes birer ikişer çevreye dağılır. Öldü mü kaldı mı başına bir hâl geldi mi diyerek damat aranmaya başlanır.Bakmadık yer bırakılmaz. Damat Te

Kayıp damat!..

"Cami cemaati ve Hasan Çavuş, dışarıda Tevfik'i bekler ama Tevfik gelmek bilmez..."İşinde son derece başarılı çevresinde sevilen terbiyeli, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan, kimsenin kalbini kırmayan; Kütahya'nın hem sayılı hem saygın kundura tamircilerinden biriydi. Bir gün babası kendisine dedi ki:-Bak oğlum yaşını başını aldın. İşin de var

Köyüm eski köyüm değil...

"Canım anam beni öyle içli içli ağlar görünce pek telaşlandı, kucaklayıp bağrına bastı..."Altı yaşımı henüz tamamlamıştım ki masal ülkesine benzettiğim köyümden ayrıldım. Kars'ın Karahamza Köyü...Daha 5 yaşımdayken yemyeşil çayırlarında kazları yayardık. Gürül gürül deresine entarimiz ve alt pijamamızla atlar suyun içine batar batar çıkardık. Evden

Yavuz Bülent Bakiler

"Meğer yağmurdan fark edemediğimiz bir çukura girip çıkmışız, aracın lastiği yarılmış."Hatırama bugün de devam ediyorum... Yavuz Bülent bakiler hiç mazeret belirtmeden belki de torunu yaşındaki bana "muhterem hocam, şeref duyarım" diyerek davetimizi kabul etti.Bizzat evinden aldık, okulumuza getirdik, konferansını verdi; çiçek ve hediyelerimizi tak

Bir çınarın ardından...

"Tesadüfen bir programda dinlemeye başladım. Hayran kaldım, tabii ki Türkçesine..."İsmini, liseli yıllarımda babamdan hep duyardım lakin gıyabında muhabbetim olmasına rağmen hiçbir eserini tam manasıyla okumamıştım. Üniversiteye başladıktan sonra okunacak yazarlar listesinin başlarına kaydetmiştim. Birkaç yazı kitabını okudum sırası gelince. Tek ka

Kan grubum uyduğu hâlde...

"Unutmayalım ki hat her zaman uzun veya kısa vadede yanlışlarımızın bedelini ödetir."Bir gün dayımla karşılaştığımızda Karadeniz kıyısında bir şehre gideceğini, oradan arabaya sebze yükleyeceğini ve kendisine yol arkadaşı olmamı istedi. Öyle ya büyük nehirler havzasında sebze yetişene kadar her şey ateş pahasıydı. Orada bir şey dikkatimi çekti. Paz

Yastığın kenarına bırakılan para

Mezun olduğum gün cebimde beş kuruş yoktu. Arkadaşlarım yastığımın kenarına gizlice para bırakırdı. Utanırdım ama o destekler olmasa ayakta kalamazdım.Günlerce iş aradım, kilometrelerce yürüdüm.Bir gün her zamanki gibi başım eğik eve dönerken yerde bir altın küpe buldum. Kimbilir kim kaybetmişti... Benim sevindiğim kadar onu kaybeden belki benden ç

Gözlerinin içi gülüyordu

"Galiba kapatmaya gidiyoruz" denilince gözlüğünü çıkarıp hüngür hüngür ağlamıştı...2021 yılının Ekim ayında Süleyman abimizi kaybettik. Bolu'ya ilk geldiğim günlerde yolda karşılaşıp tanışmıştık; heybetiyle o günü hâlâ hatırlıyorum...Aradan yıllar geçti ama unutmak mümkün mü Nice yaşanmışlıklar var, hangisini dile getirmek istesem hayalimde gözümde