Şemseddin Çakır

Yeni Asya

Mu'cizeler ve âcizeler (1)

Bilinmesi gereken çok önemli gerçeklerden biri de, âcizelerin mu'cizeleri anlayamadığıdır.Mucize, Allah'ın (cc) elçisini fiilî tasdikidir. Yani peygamberliğin bir ispatıdır, hatta hayat dahi bir mucizedir. Onun için, Recaizade Mahmut Ekrem der ki: "Bir kitabullah-ı âzamdır seraser kâinat, Hangi harfi yoklasan manası hep Allah çıkar." Fakat insanla

İnsî ve cinnî şeytanlar

Şeytanı, şeceresi veya soyu ile tanımak için, atası olan İblis'i de bilmemiz gerekir.İblis'in asıl adı Azazil olup, meleklerin içinde kalıp onların ileri gelenlerinden biri iken, ilmiyle dalâlete düşüp Allah'ın (cc) emrine rağmen Hz. Adem'e (as) secde etmediği için rahmetten kovulan, şeytan ordusunun atası ve kumandanı olan cin taifesinden bir asid

Rasyonalite meselesi - 2

Tarihdeki diğer rasyonalite ve hezimetler kısaca şunlardır: 2. İslam filozoflarının Aristo'ya çömezlik yapması da, ehli imanı şok eden olaylardandır. Fakat o devrin müceddidi İmam Gazali, Kur'ân-ı Azimüşşan'dan aldığı ilhamla onların belini kırmıştır. Demek bu ilhamı, değil her mü'min, her âlim de alamıyor demektir.Üçüncüsü de, ondokuzuncu asırdaki

Rasyonalite meselesi -1

Rasyonalite, "akılcılık" diye tanımlanır. Fakat rasyonalist, "akılcı" geçinenlerin çoğunun, akıldan haberi yoktur. O halde onların güvendiği, onun uğruna her şeyi feda ettikleri ve her şey zannettikleri akıl nedir, işe oradan başlayalım.İbn-i Arabi "Akıl; mutlak gerçek değil bir sınırlamadır" diye tanımlar. Demek akıl muhit değildir. İhata edemediğ

Müessir-i Hakikî - 2

Yani şu kâinatın mevti mümkündür. "Çünkü bir şey kanun-u tekamülde dahil ise o şeyde alaküllihal neşv ü nema vardır.Neşv ü nema ve büyümek varsa ona alaküllihal bir ömr-ü fıtri vardır. Ömrü-ü fıtrisi var ise alaküllihal bir ecel-i fıtrisi vardır. Gayet geniş bir istikra ve teşebbüs ile sabittir ki, öyle şeyler mevtin pençesinden kendini kurtaramaz.

Müessir-i Hakiki - 1

Bilindiği gibi, normalinde, hiçbir akl-ı selim Allah'ı (cc) inkar edemez.Fakat mesele sıfatlarına, sınırsız ve şeriksiz tasarrufâtına gelince, daha doğrusu marifetullahın derinliklerine inip zirvelerine çıktıkça, müessir-i hakiki mevzusu, dar akıllarca tam anlaşılamayıp, zamanla bazı dökülmeler olmuştur. Adeta Efendimiz'in (asm), Miraçtan döndüğünd

Marifet-i İlahî bürhanlarından "Nur"

Nur, isim veya terim olarak belki de en çok kullandığımız, hayran ve hasret kaldığımız bir nimettir. Ancak ne tutabiliyor, ne de hissedebiliyoruz. Fakat varlığından hiç tereddüdümüz yoktur.Zira, şuur hayatın nuru, hayat vücudun nurudur. Fakat biz vücudu görür, ne şuuru, ne de hayatı göremeyiz. O nuru biz, icabında bir nurani yüzde, bir de imani özd

Marifetin bürhanlarından hava unsuru

Marifetullahın ikinci delili hava olup, hissedilir fakat ne görülür, ne de tutulur.Ancak ona karşı yüzünü ağzını ruhunla o rahmet nesimine karşı teveccüh etmek veya mukabil tutmak lazımdır. Yoksa "padişah teşrif etmez hane mamur olmadan" kabilinden o nimetlerden istifade etmek için belli kural ve kaidelere uymak şarttır. Zahmetsiz rahmet olmaz. Onu

Marifetullahın bürhanları

Malum, marifetullah, Allah'ı (cc) tanımak ve bilmek demektir. Hemen imandan sonra gelir. Sırasıyla şöyledir: İmanı billah, marifetullah ve muhabbetullah.Hani "Allahümme erinel Hakka Hakkan verzuknâ ittibâ'ahu" (Allah'ım bizi hakka hakkıyla vakıf eyleyip ittiba ile merzuk eyle) duasının asıl hedefi bu olsa gerektir. Yani bu imanla muhabbetullah hakk

Mazimiz ve hal-i pür melâlimiz -2

Bu ebedi birlikler, değil nesil ve milletleri, küreleri bir birbirine bağlayacak güçtedir.Fakat çakıl taşı hükmünde olmayan ırkçılık ve bölgecilik gibi bir kolektif egoizm uğruna cihan baha, Cebel-i Uhut azametindeki ve Kabe hürmetindeki İslam kardeşliği feda edilmiştir. Bir millete ve insanlığa bundan daha büyük felaket olamaz. Demek bir şey nasıl