Ragıp Karadayı

Türkiye

"Katlanılan sıkıntılar, rahmet olarak üzerlerine yağmış..."

"Efendim, bu işte bir yanlışlık var galiba, içeride sizin bahsettiğiniz vasıflarda bir kız yok, tam tersi bir hanımefendi var!.."Sabit hazretleri, ahirete kul hakkıyla gitmemek için görünüşte pek de cazip olmayan bu teklifi kabul etmiş. Hemen düğün hazırlığı yapılmış ve kısa zamanda da gelin getirilmiş.Sabit hazretlerinin ilk gece odaya girmesiyle

"Burada bir incelik var,onu anlatacağımBehlül..."

"Bu muhterem insan, Sabit Efendi, genç iken, diğer bir ifadeyle delikanlılık yaşlarındayken senin gibi gezintiye çıkmış..."Harun Reşid:- İmam-ı A'zam'ın babası Sabit, rahmetullahi aleyh, küçük yaştan beri ahlakı pek temiz, takvâ ehli ve verâ sahibi biriymiş. Yüzü gayet nurlu, zühdü, salahı ve ilmi pek çok mübarek bir zatmış.- Oğlu da ona çekmiş dem

Kulaklarımı çınlatacak kadar derin bir sessizlik hâkimdi!..

Durgun suya bakabilseydim görürdüm yüzümün aldığı korkunç şekli; rengimin bembeyaz kesildiğini...Birkaç adım ötesinde paldır küldür yuvarlanmaya başlayan şeye; nefesi tutulmuş, gözleri kocaman açılmış hâlde baktım. Bir insandı bu! Evet yanlış duymadınız iki ayaklı; senin gibi benim gibi... Kim bilir ne hedefleri, idealleri vardı bunun... Çalı çırpı

Nerede o beklediğim şey

Her zaman olduğu gibi yine kafam başka yerlerde ve pek dalgındım.Öylesine yakıcı sıcak, öylesine bunaltıcıydı ki; boncuk boncuk ter akıyordu alnımdan yanaklarıma doğru. Rüzgâr sanki bize küsmüş, hepten susmuştu; ne bir dal ne bir yaprak kımıldıyordu.Havanın ve zayıf bedenimin ağırlığına dayanamıyordum; pes etmeme ramak kalmıştı, üç beş adım sonra n

"Hesabımı düzeltmek için peşine takılıyorumBehlül!"

"Ben o kadar incelikten anlamam Sultan'ım. 'BİR KOLTUKTA İKİ KARPUZ TAŞINMAZ!'Ya dünya ya ahiret Hesabını ona göre yap!"Behlül:- Etrafına ibretle bakacak olursanız çok rahat anlayacak ve pek de şaşıracaksınız Sultan'ım: Şu iki ayaklı mahluk; canavar mı desem, insan mı ne Tam emin değilim! Yeryüzündeki en derin uykuda olan mahluktur bence.- Yani ins

"Oh ne âlâ cevap! 'Delilik' de işin içinden sıyrıl!.."

"Bazılarına göre muziplik yapan, insanları güldüren, güldürürken de derin derin düşündüren adamın adıdırBehlül Dânâ."Harun Reşid:- Yine malumunuz Dânâ, ''çok bilen'' yani medrese lisanıyla ''âlim'' demektir. Senin de o taşıdığın sıfata, kisvene münasip bir hayat sürmeni istiyorum Behlül. Çoluk çocuğun içinde işin ne Sultanlar senin peşinde sen de ç

"Deliler nasıl konuşurlar ki Farklı lisanları mı var!."

Oyunlarını merak ettiğimi tahmin eden çocuklar, hemen işe koyuldu, yaptıklarını bana göstermeye çalıştılar.Çocuk dedi ki:- Hiç deli gibi konuşmuyorsun ama!- Deliler nasıl konuşurlar ki Farklı lisanları mı var- Yani beklediğimiz cevabı vermezler. Akıllarına ne gelirse, abuk sabuk şeyler söylerler!- Ben de zaten öyleyim çocuklar! Her neyse! Peki, siz

Nasıl olduysa kendimiDicle kıyısında buldum yine...

Sabah sabah aklım başımda değildi yine. Diyeceksiniz ki ne vakit oldu ki Ne söyleseniz haklısınız.Ya hayır konuş, ya da sus, uzak dur kötülükten!Ne derlerse desinler, sen vazgeçme iyilikten!Birlikten kuvvet doğrar, medet umma ikilikten.Çok aldatır lain şeytan, uyanın hâli yaman,Hem de hilesi pek çoktur, tükenmez hiçbir zaman.Cennette üzüntü hiç yok

"Ey güzel kalpli güzel insan, Hatim hangi evde kalır"

"Hatim denilen adam da senin gibi güçlü kuvvetli, yiğit biridir. Görüp tanıyınca belki kıyıp öldüremezsin. Ben sana onun yerini tarif edeyim!.."İyilik ve hizmet etmekten zevk duyduğu anlaşılan ev sahibi demiş ki:"İşin nedir Bu hususta sana bir yardımım dokunabilir mi""Ey asil kişi, sen çok cömertsin, iyilikseversin, senden sır çıkmayacağı belli. Ha

"Peki, onun iyiliğine karşı sen ne yaptın"

"Kendisinin ihtiyaç duyduğu bir şeyi ilk defa gördüğü misafirine ikram etmeyi çok insan yapamaz. Aklından bile geçirmez!.."O cömert gence dedim ki: 'Hiç olacak şey mi Benim için, varın yoğun olan yedi koyunu da kestin. Ben senden böyle bir şey mi istedim ya da ima mı ettim Malumunuz, sadece koyun böbreğini sevdiğimi söyledim...' dediğimde; ne dese