Korkumdan gidip de bakmaya cesaret edemiyordum!..

Betim benzim solmuş, ne yapacağımı bilemiyordum! Zaten topu topu birkaç saniye içinde olmuştu her şey.

Gencinrahat hareketleri dikkatimi çekti. Pencerenin daracık pervazına çıkmış, bir eliyle pencerenin pervazından tutuyor, diğer eliyle sıkı sıkıya kavradığı kitabını hızlı hızlı okuyor, ezberlemeye çalışıyordu. Bazen elini boşlukta tutuyor, havada helezonlar çiziyordu. Cübbesinin üzerinde eski, kemik rengi bir hırka vardı. Keyfinden olsa gerek genç talebe, kıpır kıpırdı. Muvaffak olabilmek için çok hırslı olduğu apaçık belli oluyordu. Bir ara pencerenin en üst köşesinden sarkan bir yaprağa uzandı; uzanınca da tersteki bacağını dal gibi yana açıp denge arayan ip cambazları gibi havaya kaldırdı. Bu hâlinden ürktüm, gözlerimi kapadım. Düşüp bir yerlerini kıracak diye içim kalktı. İşte tam yana bacağını kaldırdığı anda, rüzgârla doluverdi cübbesi, kabardı, şişti ve birdenbire tersine döndü, havalanıverdi sadece "güm" diye bir ses işittim. Hepten aklım başımdan gitti! Önce inanamadım! Tam da önümde cereyan etti bütün bunlar! Kanatlarını iki yana açmış, beyaz bir leylek gibi uçuverdi. Sonra sonra gayr-i ihtiyari bütün kuvvetimi topladım pencereye koştum. Bir de ne göreyim; kavruk tenli yeni talebe sere serpe uzanmış yatmıyor mu çimenlerin üzerinde!..Şuurumu kaybetmiş gibi "ÖLMÜŞ!" diye bağırdığımı hatırlıyorum. Sesimi duyan talebeler odaya üşüştü...

Betim benzim solmuş, ne yapacağımı bilemiyordum! Zaten topu topu birkaç saniye içinde olmuştu her şey. Sonra ne mi oldu Gelenlere açık pencereyi gösterdim. Ben, korkumdan gidip yeniden bakmaya cesaret edemiyordum. Onlar başlarını uzatarak aşağı baktılar! "Hani, ne var Korkulacak bir şey yok!" dediler. İçimden "Nasıl olur Biraz önce önümde cereyan etti hadise!" Tam bakmaya gidiyordum ki düşen çocuk, hiçbir şey olmamış gibi, olup bitenleri mesele etmeden, sakince içeri giriverdi... Yürüdüpencereyi kapattı, rahlesinin başına oturdu. Ben, başımı abartılı bir biçimde kitaplarıma eğmiş, terli avuçlarımı rahlemin tahta çıkıntısına yapıştırmış, ders çalışıyormuşum gibi yapıyordum. Olan bitenden bihabermişim gibi. Ama oradaymışım, yokmuşum, görmüşüm görmemişim zerre umurunda değildi. Zararsız sübyanın tekiydim çünkü! Ne düşündüyse "Biz ders çalışacağız" dedi, içeridekileri dışarı çıkarttı. 'Trak!' diye kapıyı kapattı!..