Ragıp Karadayı

Türkiye

Unutma ki;İslâmiyet'e hizmet insanlığa hizmet demektir...

"Siz de şahid olmuşsunuzdur, herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için çalıştığını söyler..."Elimde olsaydı bir an evvel ölüp bu dünyadan ve içindekilerden kurtulmak isterdim. Sevgili Peygamberimizin bir hadis-işerifleri aklıma geldi. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)şöyle buyuruyorlardı: "Ani ölüm, m

Çok bekledim gelir diyeama bir daha dönmedi

Umumiyetle havayı geldiği gibi, rüzgârı estiği gibi, misafiri de olduğu gibi kabul ederdim ama bu başkaydı.Harun Reşid Sultan'ım "Senin bahçen sınırsız" demiş latife buyurmuşlardı. Ay ışığında gördüğüm kadarıyla ağaçların arasında biri debeleniyordu. Cılız bir sesle "Yardım et!" dedi. Göğsüne bıçak mı ne saplanıştı Bakamıyordum kara toprak üzerinde

"Ben deli olmayayımda ya ne olaydım!."

Bir gün Dicle'nin durgun sularına bakarken beyazlaşan sakallarımı gördüm.Ev ısınıyor derken, bakarsın kömür biter,İşler yola girerken, sayılı ömür biter.Ahretderdi olmayan, çok pişman olur, gider! Doğru yolu bulmazsan, bellolmazsağı solu! Ne yol incinsin senden, ne de sen incit yolu!Akıllı olan kimse, her şeyden alır bir ders,Ahmak olana ise, iyi ş

"Yine bana taş mı atarsın,kafamı karıştırma Behlül!"

Akıp giden derya misali nehir, bir de Harun Reşid Sultan'ım teşrif etmişse dert, belâ musibet mi kalırmışBehlül Dânâ:- Yeryüzü iki sınıf kimseye çok hayret eder Sultan'ım. Biri, ölümden gafil olarak yatağını süsleyip uykuya dalandır. Yeryüzü kendi hâl lisanı ile o kimseye, "Ey insan! Şu nazik bedenin yataksız olarak, arada bir perde bulunmadan, ben

"Hakkında şikâyet var Behlül! Birtüccarıniflâsına sebep olmuşsun!"

"Adamcağız tavsiyelerine uymuş, dediklerini yapmış o ticaretten de iflâs etmiş. Şimdi perişan. 'Ona itimat etmiştim, beni kandırdı' diyor."Harun Reşid:- Taş mı yoksa kuş tüyünden bir şilte mi Orasını kimse bilemez.- Bana taş mı atıyorsun- Ne haddime!- Pek, niçin geldiğimi sormuyorsun- Estağfirullah! Mülk sahibine, niçin geldiği suâl edilir mi- Hakk

Hayallerimle beraber, hislerim de yıkılıp moloz yığınına döndü!

Arşa yükselen acılarımı yerinde müşâhede ettim ve bir o kadar da ders çıkardım...Hatalarımı tashih ettim, kusurlarımı epey düzelttim...Ne demişti muhterem Hocam:"Mâneviyat inşâ ederken, evvelâ kalbin ve zihnin temizlenip boşaltılması lazım evladım..." Tohum atacağın yeri, evvelâ çeriden çöpten temizliyor, sonra da düzgünce yerleştiriyorsun. Bu işle

"İnsanoğlu noksanoğlu" desek de oldukça karmaşık bir mahluk!

Çok tabuları yıktığımı, nefsimi perişan ettiğimi sandığımda daha kuvvetlice çıkıp geliyordu önüme bu nefis denilen iç düşman!Hayatımın bu faslı nispeten kolaydı. Asıl zorluk, sonrasıydı, yani işin ucunda "Meseleyi biliyorum!" diye ortaya çıkıp nefsinin zebunu olmak da vardı. Atıp tutmanın ötesine ebedîsaadete giden yolu bırakmamalıydım. Maksadım oy

Yaptıklarıma fedakârlık demeyeutanır oldum bundan sonra...

Büyüklerimden duymuştum: "Kelebeğin kaderi, çiçeklerin tohumlarının taşınmasını sağlarken can vermekmiş."Renklerin itinayla yan yana gelişine, yıldır yıldır ışıyan parlaklığına, tarifi yapılanmayan desenlerine hayranlık duymamak elimde değildi. İnsan sayısız mahlukattan yalnız kelebeğe kalp gözüyle bakabilseydi, bizleri yoktan var eden Rabbimizin k

"Çok canımı acıtsa da doğru söylüyorsun Behlül!.."

Harun Reşid: "Âmîn âmin, ecmâin. Bu güzel duâlara can-ı gönülden iştirak ediyorum. Bunları niçin anlattın Behlül"Harun Reşid:- Çok canımı acıtsa da doğru söylüyorsun Behlül!- Sevgili Peygambersallallahü aleyhi ve sellemi anlamayanlar ise ne durumda olurlarsa olsunlar her bakımdan sapıtmış demektir. Ömrümüzün kalanında Hak teâlâ, Sevgili Peygamber E

"Sen neler söylüyorsun Behlül"

Eğer bir cemiyet ya da milleto şanlı Peygamber Efendimizi tam olarak anlayamamışsa...Behlül Dânâ:- Sırası mıydı, değil miydi bilmem Sultan'ım Eğer bir millet, Sevgili PeygamberEfendimizin, sallallahü aleyhi ve sellemin sadece; boyunu posunu, kilosunu, yani şemâil-i şerifini, saçını ve nasıl taradığını merak ediyor da faizi nasıl ayakları altına ald