Ragıp Karadayı

Türkiye

Haydi kendiniz için de birçiçek olmayı deneyin!..

Bu azim ve gayretle yeni çiçeklere hasret tomurcuk oldum. İyilerden olmak, ümit vermek, şifa dağıtmak, huzur ve saadet olmak için...Şairlere ilham, âşıklara buket, çimene renk olan bir çiçek. O çiçek, boş yere mi çizildi İş olsun diye öylesine mi bekliyor Hayır! Hayat dolu insanları o çiçeğe benzetiyorsunuz. Buna samimiyetle inanıyorum. Bu güzel ta

"Her yerde, her zemin ve durumda dürüst olmalıyım"

Yalnız karnının doyurulmasını düşünen açlığa mahkûm bir Afrikalı gibi, yarım yamalak yazılmış romanın sonunu merak ediyordum.Yine eski defterimden boş sayfa buldum, gürültü ile kopardım. "Şu an hissettiklerimi kısaca yazıyorum. Dürüstçe, değiştirmeden..."Yel esip savuruyor,Gün vurup kavuruyor,"Haydi yaz" dediğimde,Öyle mahsun duruyor!Hakikaten ne h

"Korkma, endişe etme! Büyük düşün!.."

Belki de ilk kez titreyen adımlarıma eşlik eden merdivenin yüksekliğini ve beni yorduğunu bu kadar yakından hissediyordum.O münferit beyaz sayfalar, her seferinde yara bere içinde kalan; ama direnen bir muharip kadar cesur duruyorlardı karşımda. Lisan-ı hâlle sanki bana diyorlardı ki:"Yerinde olsam, acele etmem!"Ben de: "Çok şaşkınım! Nefsim kendin

"Aklıma öyle farklı bir şey gelmiyor"

Büyüklerimin "Ragıp Abi yazsın, Ragıp Abi çizsin" sözü kulaklarımda çınladı.Henüz adını bile koyamadığım eserin, bu başlangıç safhasında pek hazırlıksız yakalanmıştım. Muhabbet dolu bakışlarla süzdü beni:- Kitabın ismi ne olacak- Hatırat- Olmaz! Hem çok kullanılmış bir isim. Hem herkesin kolay düşünebileceği bir şey. Daha cazip bir şey bul.- Aklıma

O, kendiniailesine adamış fedakâr bir insandı...

Bunca sessizlik ortasında bile mevzuya girmeye cesaret edemiyordum. Bir anlık duraklama, beni iç âlemimden kopardı.Bu zihin karışıklığı içindeyken refikam çıkageldi. "Yine dalmışsın! Ne düşünüyorsun" deyince, sadece "hiç" diyebildim. İnsan kalabalıklarına karışmayan hayat arkadaşımın suallerine, sadece "dostlar alışverişte görsün" diye iştirak ediy

Yazmak çok zor, fakat okumak daha da zor!

YENİ ROMANTarihî, sosyal ve çocuk romanlarının usta kalemiRagıp KaradayıTürkiye okurları için yazdı.KUL OLDUĞUMU ANLADIMABDİÂCİZBugünbaşladıkİçimde kıpırdanan bir şeyler vardı, bazen hüzünleniyor, bazen tebessüm ediyordum. Bu hâlimi gören olsaydı mutlaka "deli" derdi.Umumiyetle sabah erkenden kalkardım. O gün de öyle oldu. Namazımı kıldım, gidip ba

"Kim umar senden vefâyı,Yalan dünyâ değil misin"

"Bir asır daha yaşayamadım diye ağlamak, bir asır evvel yaşayamadığıma ağlamak kadar beyhudedir..."Ölümüm çokyaklaştı, ensemde hissediyorum nefesini! Tıpkı dedemin mevta şeklini almışım. Hep onu görüyorum. Bütün vefat edenler hanemi doldurmuş...Bak işte ellerime hâkim olamıyorum ha bire titriyor, başım dönüyor, gözlerim kararıyor! Sen de görüyor mu

Ölümünden az önce odada bir sessizlik oldu

Babamı böyle ağlarken hiç görmemiştim. Sessizce ölüye yaklaştı, gözlerini kapattı. O sırada ölünün yüzü soğumaktaydı.Üstünde ne varsa her şeyi, yorganının kaldırılmasını istedi. O bile ağır geliyordu demek. Odadakiler yardım seferberliğindeydi, hatta iç gömleğini bile çıkardılar. Kemiklerine kadar kurumuş elleri, ayakları, içeri çökmüş karnı, kabar

Müşfik,son derece sevimli bir yüzü vardı dedemin...

Küçükken ilk gördüğüm ölü ve gittiğim ilk kabir dedeminkiydi. Yemyeşil ağaçların gölgesi düşmüştü mezarların üstüne.Toprağın derinliklerine hiçbir şey götüremiyorduk, götürsek de bizle birlikte çürüyüp yılanlara, çıyanlara, kurtlara, solucanlara ve daha nice adını bilmediğimiz muhtelif böceklere yem olacaktık. "Ne yaman adammış! Ne büyük kahramandı

Âlim cahil her insan, tabuta biner bir gün...

Aklım erdiği günlerden beri ahirete gidenleri gördüm, "Boş ver, hayatını yaşa" da demedim! Aksine "Bir gün sıra bana gelecek!" dedim.Mecnun'um diyen kimse, hep kan ağlasa bile,Leyla'ya kavuşamaz, çölde çekmeden çile.Çalış sebebe yapış, son ne dilersen dile! Ne hancı kalır, ne han, hepsi silinip gider, İyi kötü her insan, tabuta binip gider.Gözden a