Prof. Dr. Osman Kemal Kayra

Türkiye

Yakın târihten ders aldık mı

Kültür yozlaşması öyle bir şeydir ki, bir küp temiz (tâhir) suya bir damla necâset koymak gibidir. O tertemiz su hemen necîs olur. İşte Tanzîmât'la bu yapıldı. Su bir kere necîs olmuştu. Bu necîs suyu birkaç kez boşaltarak tekrar tâhir etmek mümkünkenGenç Osmanlılar, Jön TürklerveİTCdef'alarca suya necâset koydu.Artık dünyâda yeni bir akım hızla ge

Yeni Türk inkılâbı, ihtilâli veya devrimi

Genç Osmanlılar, Jön Türkler ve İTC'nin faâliyetleri sonucunda yeni bir devlet kurulmuştu. Devlet yeni ama millet yine aynı milletti. Emr-i vâkî ile millet değişemez. Çünkü milletin altyapısını kültür oluşturur. 5000 yıllık Türkistan uzantısı olan bir devleti hemen Batılı yapmak o kadar da kolay değildi. O hâlde âcilen değişimler devreye girmeliydi

Kime göre eski, kime göre yeni

Çin ve Rusya, 20. asrın en sıra dışı rejimini yâni komünizmi idârî şekil olarak aldı. Genelde dinlere savaş açtılar, ibâdethâneleri baskı altına aldılar ve diğer devletlerle iletişimi asgarî seviyeye indirdiler;fakat alfabelerini değiştirmediler ve dile de müdâhale etmediler.Esâsında eski diye bir kavram oluşmayıp sâdece medenî temâyüllerde birtakı

Tefrîkada birlik olmak

Osmanlının son döneminde edebiyat denince tahrîkin ideolojik deklarasyonu romanlardı. Tanzîmât'ın ortalarıyla berâber bir roman furyası başladı. Osmanlıda önceleri roman ve hikâye yoktu. Osmanlı estetik tablomuzun en renkli göstergesi dîvân şiiri idi.Osmanlıda çıkan her yeni şey devlete muhâlefet hâlindeydi. Yeni yetme muhâlifler devletle devamlı b

Besle kargayı

Özellikle İngilizlerin beslediği Osmanlı kargaları, sâhibinin gözlerini oymuştur. İttihâtçı zulmünün sıfır noktasının bunlardan başladığını bilmeliyiz. Kimdir bu nankör takımı Halktan mıdırlar, zadegândan mıdırlar, ricâlden midirler, kimdir bu nankörlerSultan II. Abdülhamîd'e "Sultânım, Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne'yi, mühendishâneleriaçtınız ama yar

Tarih içinde ayrı bir tarih

Bazı Osmanlı aydınlarını hayran bırakan birkaç manken ve bir opera oldu. 1930'dan sonra bunların hepsini yaptık. Oratoryolar da besteledik, tiyatrolar da sahneye koyduk. Opera galaları da yaptık. Balolar da tertipledik. Bunlar hepsi bizi kültür olarak Batılı yaptı. Ama yeni yazılan târihimizde bizim kültürümüz hangi sayfalarda gizli kaldıBatılı zım

Çağdaşlar ama medenide değiller insan da!..

Batı'da yapılan keşiflerde ilmî tecessüs, faydalı olma gibi sâikler mutlakâ vardı. Fakat sonra egemen sınıf o bilgileri insanların aleyhine kullanmadı mı Meselâ Nobel'i ve dinamiti düşünelim. Alfred Nobel dinamiti 1867'de buldu ve onu nitelikli patlayıcı olarak açıkladı. Peki, genelde bu şekilde mi kullanıldıABD'deki kölelik zamanlarından bir tasvi

Şaşırtıcı değişim

Toplumlar da yıllarca yapılanmış bünyelerini kolay kolay değiştirmezler. Dıştan bir müdahaleye karşı iki savunma silâhı hemen devreye girer: Kültür ve din. Bunlar tahrip edilmedikçe o millet kolay kolay bozulmaz. Tabii bunların bozulması o kadar kolay değildir; yıllarca uğraşmak gerekir.Fir'avunların piramitleri yaptırırken insan emeğini insanın va

Roman ve romantizmle bozulan toplum

Osmanlı aydınları(!) Batı'yı tanıdıkça onların edebî türlerini önce tercüme ettiler; gazetelerde bunları tefrîka etmeye giriştiler. Sonra özellikle Fransız romanlarının sür'atle neşrine başladılar. Toplumun değişmesinde gazete ve romanın çok büyük rolü olmuştur.Milletlerin târihleri kadar eski edebiyatları da vardır. Târih, yaşananları bâzen aynen,

Kime şikâyet edeyim

Bir asker devlet olan Osmanlıda, nice muazzam galibiyetlere damga vuran Yeniçerilerin zamanla bozulması, devleti çok güç durumda bırakmıştır. Ulemâ bozulan Yeniçeri'ye doğrudan muhâlif olamamıştır. Yeniçeri ile başlayan bozulma, sarayda, ulemâda, a'yanda ve nihâyet halkta Batılılaşma ile kurtulma ham hayallerini giderek kuvvetlendirmiştirOsmanlı so