Ömer Erdem

Karar

Yıldız Ramazanoğlu'nun kayıtları

Günler geçer. Olaylar olayları izler. Gündem değişir. Görüntüler unutulur. Dünyanın devranı her gün yeni bir oyun bulur. Eğer hafıza olmasaydı eğer 'kayıtlar' tutulmasaydı insanın inkarlarının sonu da gelmezdi. Bunca olup bitene, çırılçıplak, gün gibi açık, gözlerimizin önünde yaşananlar düşünüldüğünde ve bırakın failleri bütün bunlara şahit olanla

Neden insan bir türlü medenileşemiyor

Ali Şeriati 'insan' ile 'beşer' arasında fark olduğundan söz eder. Diğer canlı varlıklara yakın tarafımızı beşer olmakla ilişkilendirirken onlardan ayrılan yönümüzü insan olmanın içine koyar. Söz doğadan açıldığında, tabi varlıklar, olaylar, binbir türlü canlılar sayıldığında, konuşan ve yazan bir varlık olarak insan kendisini yüceltip durur. Biyol

Suriye güvercin gözlü ülke ya da Şam'a dönüş...

Mevlana, Şam çarşısında simsiyah keçeden bir elbise içinde Şems'in gözlerini görünce o güne kadar okuyup yazdığı, görüp yaşadığı, yazıp çizdiği her şeyin birden bire anlamsızlığını fark etmişti. Şems kadar Şam da semboldü şüphesiz fakat mekan ile insan arasındaki derin bağı duymak açısından Şam'ı bir kez olsun görmek yeterliydi. Adonis, Nizar Kabba

Kitaplar diyarında bir cevelan

Benim gibi bir kitap tutkunuysanız çoktan başınız dönmüş, hayata dair hesaplarda şaşırmış ve her gün eve çantasında şu kadar kitapla dönmenin şevkiyle zamanın köşelerine sıkışıp durursunuz. Her zaman okuyacak kitaplar fazladır ve vakit kısıtlıdır. Bir süre sonra da koyacak yer bulamazsınız. Bazısında gönlünüz çoğunda gözünüz kalır. Ömrüm paralel tr

Gençleri çökertmek

Tarık Buğra 12 Eylül öncesi dönemin kaotizmini ve gençlik harcama yöntemlerini yansıtmak için 'Gençliğim Eyvah' romanını yazmıştı. Biçim ve estetik yönden eksiklikler taşısa da amaçları bakımından ilginç bir eserdir hala. Oğlumuz, Havuçlu Pilav Meselesi öykülerinin yazarı her tür insan kırılmasına içten karşı olduğu için de yönelmişti belki de bu r

Esrarengiz İstanbul

İstanbul önüne sıfatları koymaya başladığınızda nefesiniz kesilir. Aziz, güzel, sevgili, biricik, eşsiz, kadim, köhne, eski, inci, altın, mücevher, büyülü,kutsal, kahpe daha nicesini saydıkça sayarsınız. Fakat bir şehrin önüne 'esrarengiz' sıfatını yerleştirdiğinizde işin cephesi hayli genişler. Esrarengizlik bir dizi imayla ilerler, olumluyla olum

Biz düşünmezsek

Orhan Veli'nin Böcekler şiirindeki ' Düşünme Arzu et sade! Bak böcekler de öyle yapıyor' mısraları yanlış anlaşılmaya kurban gitmiş gibidir. 'Arzu et sade' mısraındaki ünlem, duyguya vurgu yaptığı kadar bu hal içre olmayı alttan alta eleştirmeye yarar. Geçmişe dair pek çok inan ve alışkınlığa temelden karşı olan Orhan Veli, geçmişin düşünce görünüm

Sistem yoksa insan var

Binalar, duvarlar, araçlar, yollar, makinalar, paralar, propaganda aygıtları, medya platformları yapılabilir ve yönlendirilebilir hemen her şey tek başına bir anlam ifade etmez hayatta. Bir şeyin iş olmasıyla eylem olması arasında nitelik farkı vardır ve eylem insan düşüncesinin en soylu hareketidir. Eylemin hayattan çekilip yerini itaatkar uyuşukl

Varlığı sevilip konuşulmayan 'şey'e isim aramak...

Bir kişinin ismini hatırlayamadığınızda karşınızdakinden yardım istercesine 'şey ne yapıyor' hani o var ya diye sorarsınız. Şey, çağrışımların anaforunda berraklaşacak yer arar bir süre. 'Ha, şeyden, 'danden bahsediyor olmalısın' diyerek sizi kurtarır muhatabınız ve böylece özne sıkıştığı yerden çıkarılmış olur. Daha çok nesneler için kullanılıyorm

Trenle yolculuk eden adam...

İşte yan yana boy atmış yaprakları sonbahar kehribarı kavaklarSis sadece duman değil titreşimli ve buğulu bir zaman alayı gibi yayılıyor yukarılara. Her şey bir anlık. Görünüyor, geride kalıp kayboluyor. Göz neyi yakalamış zihin neyi kaydetmişse onunla yetinecek. Kentin merkezinden, beton, demir ve çelik, trafik ve insan telaşı denilen bulamaçtan ç