Ömer Erdem

Karar

Lakin ama fakat şöyle ki!

Bütün dünyada pop kültürün yıkımlarını yaşıyoruz. Kapitalizm ve ona eş mesleklerin icadı pop kültür esasında üretmeye ve onu fütursuzca pazarlamaya dayanır. Politikadan kültür sanata, şehircilikten gündelik yaşama değin bir yığın saçaklanma gösteren pop kültür, popülist politikacılar, güdümlü medyacılar, sanatçılar, din adamları ve asıl vahimi günl

Diyarbakır ve Savur'dan serpintiler…

Geçen hafta sonunu Diyarbakır'da geçirdim. Şehirlerin kendisine has çekimi vardır fakat her gittiğimde Diyarbakır başka bir çehresiyle gözükmüştür bana. Son kırk yılın Türk- Kürt gerilimi sadece yüzlere değil köşelere, sur burçlarına hatta havada dolaşan seslere bile siniyordu. Böyle olunca çehre güzelliğini tam gösteremiyor hatta panikle sükunet a

Yetmiş bin, 70.000! Yazı ve rakamla değil sadece... Ötesi...

Barışı kim istemez Kimin yüreği savaş savaş diye atar Hem nerede görülmüş herhangi bir savaşın insana rahat getirdiği Hangi savunma amacı dışındaki savaş haklı ve farklı olabilirVarsa bir hüner bir toplumu savaştan beri tutmaktır. Hele çağımızda klasik karakteri hepten kaybolmuştur harp etmenin. Silahlar, cepheler değişmiş haklıyı haksızdan ayıraca

Amaçsızlıktan açık amaca*

Sohbetlerimiz asla bir amaç doğrultusunda gerçekleşmedi' diye yazar Borges, Diyaloglar 1 için yazdığı sunuşta. Böylece, gerçek bir yazı adamına, söz sahibine yazıdan, düşünceden, özgünlük ve özgürlükten öte bir erek olmadığını da vurgulamış sayılır. Edebiyat, salt edebiyat her daim merkezdedir Borges için. O. Ferrari, 'Borgesle diyalog, edebiyatın

Esersizlerin gürültüsü

Kendimi tutamayıp kavak ağaçlarını misal verecektim onları tasvir için geri durdum. Tamam dedim meyve vermez kavaklar, baharda yazda, güzde kışta hışırdayıp durmakta üstlerine yoktur ama unutma kehribar sarısını altın varaklar halinden kim daha güzel saçabilir toprağa Baharın duru yeşiliyle gelen yaşam iştiyakını ve güzün içli vedasını üstündeki ka

İnsanın gücü hakikatin gücü…

Hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük, kardeşlik gibi onlarca kavram ayaklar altında daha bir ezildi 21.yy'ın başlamasıyla. Oysa onlar adına ne savaşlar verilmiş ne emekler harcanmış ne hayatlar feda edilmişti. Kapitalizmin doğuşundaki adaletsizlik ve insan iten maya 21.yy'da bir büyük varlık sorununa dönüştü. İdealize ettiği ve kapladığı alanı dol

Eşitlik ilkesine ne oldu

Eşitlik ideali diyecektim ilkin sonra vaz geçtim. Ne de olsa ideal içinde imkansızlığı da barındırıyor. Bir şey olmadığı zaman idealleştirilir çünkü çoğunlukla. Bekleyişi ise sonsuza dek sürebilir. Gerçeklik ise daha ayakları yere basan bir kavram. Bu sebepten 'eşitlik ilkesine ne oldu' diye sormak niçin hala eşitlik yok hükmünü de içeriyor. İnsanı

Göz nuru…Gözümün ufku…

Emek ile beraber göz nurunun anılması boşuna değil. Eski zamanlar emeksiz, gayretsiz hayatta kalmanın daha imkansız olduğu devirlerdir sonuçta. Sadece incelik isteyen sanatlar, meslekler değil neredeyse her iş her uğraş emek isterdi. Modern zamanlar emeğin yönü kadar niteliğini de değiştirdi. Bugün emek denilince sanki alt bir kategori kastediliyor

Domates çocuklara ateş eder mi

Çocukken kadınların bahar başında güzden sekilere sakladıkları tohum keselerini özenle açışlarını sonra fidanlıkta yetiştirilecek fideler için hazırlanmalarını zevkle izlerdim. Birbirlerine yardımcı olmak için birkaç kadın birlikte girişirdi bu seramoniye. Kimin salatalık kimin kabak kimin patlıcan tohumuna ihtiyacı var belli olur, eksikler tamamla

'Her şey çalışıyor: Asıl tekinsiz olan da bu…'*

Efsanevi söyleşi bu kez Almanca aslından, Kaan H. Ökten'in duru Türkçesi ile okurla buluştu. Daha çok Heidegger'in üniversite rektörlüğü sırasında Nazilere verdiği destek ve Yahudileri dışladığı savının sorgusuna dönüşen meşhur metin pek çok yönden okumaya imkan veriyor aslında. İlkin, söylenmelidir ki 'der spiegel' bir yayın organı olmaktan öte bi