Nil Karaibrahimgil

Hürriyet

Kayalar ve rüzgâr

Dün yüzerken, bir kaya mağarasına girdim. Milyon yıllık bir taşın kucağı.İçindeki ışığa doğru yüzdüm. Sonra oradan küçük bir geçiş buldum. Oradan yüzerek geçerken, karnım neredeyse kayalara değecekti. Geçtim orayı. Minik bir göle vardım. Bu koca kayanın eşlikçisi olmak, beni bütün zamanlardaki bütün canlılıkla birleştirdi. Bir Kızılderili gibi o de

Sonumuz mu geliyor

Chicago Üniversitesi'nde yeni bir ders açılmış geçen dönem.Dersin adı: Sonumuz mu geliyor Derste, insanlığın karşı karşıya olduğu varoluşsal riskler işleniyor. Nükleer silahlar, iklim krizi, biyolojik silahlar, yapay zekaBu dersi astrofizik profesörü Daniel Holz ve bilgisayar mühendisi sosyolog James Evans beraber veriyorlar. Derse, bu konulardaki

Bırak gitsin

Okuduğum kitapta adam, bir sigara içmek için New York'taki Metropolitan Müzesi'nin kaldırımına çıktı.Yanına bir evsiz yaklaştı."Bu havuz, para atılıp dilek dilenen bir havuz mu" diye sordu. Bizim adam, çekimser, "At sen" dedi. Onu bir an evvel başından savuşturmak istiyordu.Evsiz adam atarken, "Senin için de bir dilek dileyeceğim" dedi.Sonra da "Am

Koca koca konular, minik minik itiraflar

Küçük küçük şeyleri koca koca yaşıyoruz. Sonra koca koca şeyleri koca koca yaşayınca, küçük şeyler küçülüp gerçek boyutuna kavuşuyor!Deve cüce oynar gibi.Bazen kendime şaşıyorum. İçimde, aslında küçük olduğunu bildiğim bir şeyin nasıl büyük kırmızı alarmlara, uykusuzluklara ve endişelere yol açtığını dışarıdan bir göz gibi izliyorum.Diyorum ki, akl

Eğlenmek mümkün mü

Kitapçıda gezerken, "The Power of Fun" (Eğlenmenin Gücü) diye bir kitaba rastladım. Nedense, neredeyse söylemesi ayıp bu kelimeyi hayatımızdan apar topar çıkardığımızı düşündüm.Bayağıdır 'eğlence' kelimesi hayata hafif kaçar oldu. Dünyayı virüsler sardı, sonra ıstıraplar ve şimdi de gitgide ısınmanın tehditleri. Her yandan bir şey batıyor gibi bütü

Hayatın bedava biletleri

Geçen sabah bir kuş senfonisine uyandım.Merlin uygulamamı açıp, bu hangi kuşun şarkısıymış diye bakınca, 'büyük baştankara, çıtkuşu ve kara başlı ötleğen'in beraber söylediği çıktı ortaya.Nasıl güzel bir konserdi size anlatamam.Dakikalarca dinledim. Bilet alıp da bir konsere gelmiş gibiydim.İyi ki penceremde bir akçaağaç vardı da, gün doğuşu kuş ko

Cancağızım Davul ve Annelik

Heyecanlı günler."Cancağızım" şarkımı kasımdan beri dizimin dibinden ayırmazken, geçen cuma hayata, sizlere bıraktım.Bir nevi doğum.Gurur duyduğum, üzerine titrediğim, sırf kendim duymak için yüzlerce kere çalıp söylediğim bir şarkı.Serdar da "Klibinde davul çalar mısın" dediğinde, şarkının beni götüreceği yerler, yaşatacağı duygular bitmemiş diye

Güvenliğe kalp bıraktım

Geçenlerde yanlışlıkla birinin "Güvenliğe kart bıraktım" cümlesini, "Güvenliğe kalp bıraktım" diye anladım.Ve bu çok hoşuma gitti. Demek güvenliği sevmişdiye düşündüm.Bu düşüncelere bu kadar hızla ve doğal bir şekilde nasıl gelebildiğimi anlamanız için ben olmanız gerekir.Hayatı fantastik bir kurgu gibi yaşıyorum.Memnunum.Değiştiremiyorum da zaten.

Bekle...

Her şey olurken, sanki hep olacakmış gibi geliyor nedense.Bu bebek hep ağlayacak, bu yara hep kanayacak, bu cümle hiç susmayacak.Halbuki hepimiz çok iyi biliyoruz ki zaman, bol deterjanlı bir bulaşık süngeri gibi hepsini silip süpürüveriyor.Tezgaha yeni şeyler koyuyor.Kıpkırmızı bir elma, kırık bir bardak, sulanmak isteyen bir çiçek... Bu sefer de

Kendi çocukluğum mu oğlumun çocukluğu mu

Kendi çocukluğumla oğlumun çocukluğunu karşılaştırdığımda, devasa farklar görüyorum. Hangisi daha iyi bilmiyorum. Yoksa iyi kötü değil de, farklı mı demeli bilmiyorum.Z kuşağına, onların diline, ihtiyaçlarına, dünyasına her gün uyumlanmaya çalışan bir 80'ler çocuğuyum. Yeni çağların uçan taksisinde Sezen çalan bir taksi şoförü gibi düşünün beni.Müş