Nil Karaibrahimgil

Hürriyet

Büyükler olmasaydı, her şey çocukluk olsaydı

Biz büyükler yönetmesek, çocukluk dünyanın en güzel ve en eğlenceli ülkesi olurdu.Her yere su kaydırakları, trambolinler, futbol sahaları ve koşacakları sonsuz kırlar koyarlardı.Ağaçlara tırmanırlar, bütün kedileri severler ve bütün çikolataları yerlerdi.Gökyüzünde her daim bir gökkuşağı asılı durur, isteyen ejderhaya, isteyen 'unicorn'a binerdi.Bo

Bir zamanlar bir kız vardı

Bir zaman hatırlıyorum. Kanatlarım vardı. Gökler benimdi. Dağlar benimdi. Güneşlerin doğuşu. Merdivenler.Sokaklardaki gece lambaları, bütün şehirler benimdi.Yürümezdim, uçardım. Düşüncesizdim. Sabırsızdım. Dilime geleni söylerdim.Balık gibiydim. Elinizde tutamazdınız.Yunus gibiydim. Sıçrayışlarıma ancak uzaktan bakardınız.Gözlerimden, nefesimden, s

Siz hiç haiku okudunuz ya da yazdınız mı

Haiku, Japonların kısa şiirlerine verilen isim.17 hece, 3 satırdan oluşan, 5-7-5 hece düzeniyle yazılı, dünyanın en kısa şiirleri.Öyle kolay değil yazması. Şakacı ama hüzünlü olacak.Doğayla bir olup, an'a hayret barındırması ve mevsimi de bize sezdirmesi gerekiyor.İlk iki satırında o an orada gördüğünüz, hissettiğiniz ya da duyduğunuz bir şeyi anla

Duygular biz geliyoruz!

Anneler olarak, tek bir şey öğrendiysek, o da şu oldu: Çocuğunun duygularını bastırma...Ayıplama. Durdurma. Baraj kurma. Bırak yaşasın, bırak aksın, akıtsın.Bağıracaksa da bağırsın.Öfkesini bir salonun ortasına ya da en kalabalık restoranlara kussun.Sen orada ol. Sen orada dur. Onunla kal.O duyguyu itmeden, kısmadan, kızmadan.Bırak o duygu her yeri

Göz açıp kapayıncaya kadar

Gözümü açıyorum, Antakya'dayım. Arabasının benzini bitmiş Bülent, babasını kucaklamış mezarlığa taşıyor.Kapıyorum, o amca 6'ncı gün hâlâ enkazının başında, sanki evinde gibi yatağını yapıp yatıyor.Açıyorum, bir bebek. Avucunda annesinin saçı.Kapıyorum, bir çocuk. "Annemin sesi kesildi, ona bakın" diye sesleniyor derinlerden.Açıyorum, yığınların ara

Muhasebe

Bir sene biterken, bir defteri daha kapatıp, yenisine bin bir umut ve değişiklik hevesiyle başlarken, bence kendimize sormamız gereken sorular var.Bu sene, daha önce yapamayacağımı düşündüğüm ya da zor bulduğum neye kalkıştım ve yapabildimKimlerin kalbini kazandımDaha önce denemediğim, cesaret edemediğim neyi denedimKendimle ilgili neyi affettim ve

Nereye bakarsak orası yeşerir

Hawaii şamanlarının 'enerji dikkatin olduğu yere akar' diye bir öğretisi var.Dikkatimiz bizim en büyük gücümüz.Dikkati verdiğimiz şeyler ömrümüz.Hiç durup bakmıyoruz, dikkati neye verdiğimize.Nereye akıyor bakışlarım, nereyi kazıp duruyorum, aklım neye takılı...Yeni yıla girerken, bu soruları, sahilde bulduğumuz güzel çakıl taşları gibi cebe atalım

Annemle hamam sabahı

- Anne hamamagidelim mi- Hamama mı...- Hımm, gidelim mi- Olur, nereye (Nereden aklına geliyor benim kızımın bunlar)- Sultanahmet'e...- Kalabalık filan olur mu, çok sıcak olur mu- Her şey olur ve hiçbir şey olmaz. Hayatı çok kurcalamamak lazım, yaşamak lazım.- Tamam gidelim. (ah! benim bu maceracı kızım)- Anne ayrıca bu hamam işini ben hiç yoktan çı

Vahşi ve özgür

Parmaklarının ucu açık bir eldiven aldım. Yoktu benim. Telefon için iyi oluyor.Her seferinde tak çıkar uğraşmıyorsun. Hava da soğuktu. Tek başıma sokaklardaydım. Ellerim 'üşüyoruz' diye bağırıyordu. Cepler yetmiyordu. Ben de karşımda görünce aldım. Bir şeyi karşımda görünce, karşılaşmamız tesadüf değil gibi geliyor bana. Sağ tekinde 'wild', öbüründ

Sabahın büyüsü

Hep derlerdi. "Sihirli kapı, sabahın erken saatlerinde görünür oluyor" diye. Alice Harikalar Diyarı'ndaki kraliçe de söyleyip durur, bütün mesele her gün kahvaltıdan önce altı imkânsız şeye inanmak.Sabahları doğaya, güneşe, nefese, sessizliğe ve içimize dönmek için en güzel zaman. Güneş doğarken, yeni başlayan günün elini tutup, onu oraya buraya çe