Mustafa Sabri Beşer

Star

Müge Anlı malzemeyi nereden buluyor

Genç arkadaşlar bir diziyi sosyolojik ve kültürel açıdan değerlendirmemi istediler. Hızlıca baktım. Derinlemesine incelemeye gerek bile kalmadan ortadaki manzaranın çarpıcılığıyla karşılaştım.Çözülmüş aile bağları, sığ karakterler, ihtiras ve aldatmanın etrafında dönen bir hayat...Yasın üzerine bina edilmiş gevşek bağlar, hısımlar arasında şehvet,

Bir kadının telefonundaki buğra notları!

Bir çağın röntgen filmi, bir not defterine işlenmiş. "Sevgilim şunu yaptı, bunu yapmadı..." diye liste tutulmuş. Hani alışveriş listesi gibi, marul, domates, bir kilo da Buğra. Tartıp seçme imkânımız var mıAma işte asıl mesele burada gizli. O satırlar bir kadının şekvasından öte, bir kuşağın zihniyetinin çözülmüş hâlidir. Nikâhsız evlerde yaşanan h

Atatürk Mabel Matiz'i dinleseydi…

"Fatih" ağır gelmiş olacak ki taşıyamamış. Uyduruk bir "ön isim", ardına da eski Yunancadan "sefil"i eklemiş, olmuş sana sarhoş, düşkün ve sefil.Sen kalk, Erdemli'nin bağrında, Torosların koynunda; düğünlerin davulunda harlanan, yaylaların serin nefesinde yoğrulan türkülerin arasında doğ. Silifke'nin yoğurduyla köpüren, halayların tozuyla savrulan,

Bu emanet göçünü biz üstlenelim!

Gazze, yeryüzünde insanlığın alnına çalınmış kara bir damga. Savaş değil, bir uygarlığın işgali, bir vicdanın iflası.Açlıktan ölen çocuklar, ilaçsızlıktan tükenen bedenler, bombaların altında paramparça olan aileler...Gazze'de toplumsal varlık tükenmiş halde. Bir toplumun barınacak çatısı, içecek suyu, güvenli sokakları yoksa o toplum yoktur. Bugün

Yılmaz Erdoğan'ı Gazze'ye davet ediyorum!

Tiyatro, yalnızca sahnede sergilenen bir oyun değil, topluma ayna tutan, insanın iç dünyasına nüfuz eden bir kültürel silahtır. Tiyatro, sinema ve diziler toplumun damarlarında dolaşan gizli kan gibidir.Bugün sahne tiyatrosundan dijital platformlara kadar her mecrada gördüğümüz şey yalnızca "eğlence" değil, aynı zamanda bir "algı mühendisliği"dir.

Yahudi bahane, İslam düşmanlığı şahane!

Bir dakikalık videoda memleketin bütün tarihini toparlamaya çalışan Yılmaz Özdil, kolaycılığın şehvetine kapılmış. "Nasıl oldu da Yahudi düşmanı olduk" diye soruyor.Ama sosyoloji okumadan, arka planı görmeden soruyor.Özdil, 1933 Üniversite Reformu ile gelenleri "Yahudi mazlumiyetinin sembolü" diye takdim ediyor. Oysa o gelişin ardında batıcı elitle

Bir yanda dünya savaşı kapıda, diğer yanda iç savaş eşiğimizde!

Dünya büyük bir kavganın eşiğinde. Bunu görmek için kâhin olmaya gerek yok. Tankların gölgesi, dronların vızıltısı, sahnelerin ışığı aynı hakikati söylüyor.İnsanlık yeni bir kırılmaya doğru gidiyor.Global Sumud Flotilla'sının ana gemisine Tunus limanında organize terör çetesi İsrail tarafından dron saldırısı düzenlendi. Gemi yandı, mürettebat kurtu

Makbuzla Huri satanlar sizi aldatıyor! Bir parmak ucu yeterli…

Babamı defnettiğimiz günkü gibi, omzuma keskin bir taş kondu. Ağırlığı iki okka. "Artık yok!"Bir yokluk, yüzlerce varlığın sahtekârlığını ifşa eder.On yıllardır batının gözünde Müslüman, "terörist, barbar, geri" diye yaftalandı. Ama bir şehrin taşında, enkazında, bir çocuğun cansız bedeninde, bir parmağın ucunda doğrusunu bütün dünya halkları gördü

Öğretmensiz Eğitim Öğretim yılı!

Bir eğitim yılı daha başlıyor. Ama bu kez sıradan bir başlangıç değil. Bu kez sadece kitap kapaklarının değiştiği bir süreçten söz etmiyoruz. Bu kez karşımızda bir seferberlik modeli olarak "Maarif Modeli" var.Evet, bu model ufkumuzu açıyor, yüreğimize ferahlık veriyor. Çocuğu erdem, değer ve beceri üçgeninde yeniden yoğurmayı hedefliyor.Fakat bu a

Cumhuriyet yazarınınkisi, trip mi aksan farkı mı

Son dönemde bu köşede Cumhuriyet yazarlarını sıkça misafir ediyorum. Bile isteye bir refleks değil bu misafirperverlik.Onlar zaten kapıyı çalmadan içeri dalıyor. Ben de "buyurun" demiyorum; sadece teşhir için spot ışığını açıyorum.Onların yazısı misafirlik değil, bir pandomim parçası.Ben seyircilere sahnenin komik yerlerini işaret eden bir meddahım