Mustafa Armağan

Yeni Akit

Menderes ve Zorlu'nun gerçek suçları Türkiye'yi büyütmeye kalkmalarıydı

1957 Eylülünde şaşırtıcı olduğu kadar kritik de olan parlak bir nişan haberi basında büyük boy fotoğraflar halinde boy gösteriyordu. Haberlere göre anne tarafından Halife Abdülmecid'in torunu, baba tarafından Mısır'daki kraliyet hanedanına mensup Prenses Fazıla ile Irak Kralı II. Faysal nişanlanmıştı. Bu, Osmanlı hanedanı ile Mısır hanedanının

Kâzım Karabekir'i neden unutmamalıyız

Tarihin unutkanlığı tutar bazı dönemlerde. Devasa sütunlar patır patır yere devrilirken yerdeki çakıl taşları parlatılıp cilalanır. Böyle dönemlere "olağanüstü zamanlar" demekte mahzur yok. "Devrimci dönemler" demeyi tercih ediyor bazıları. Bizim İnkılap Tarihi dediğimiz dönem de bu "olağanüstü zamanlar"dan biridir. Yakın tarihte nice unutturulmuş

Uzay maceramız Osmanlı'yı göklere çıkarma mücadelesiyle başladı

İlk kez uzaya Türk vatandaşı bir astronotun gönderilmesi, havacılık ve uzay çalışmalarına ilgiyi artırdı. Epey geç de olsa uzay yolu kervanına katılmış olduk. Unutmayalım ki bütün hamleler bir ilk adımla başlar. O ilk adımın atılması için bir fikir ve iradenin buluşması lazımdı ki, içeriden ve dışarıdan bütün engelleme ve sulandırma gayretlerine ra

Osmanlı tarihçisi Halil İnalcık yakın tarihte de otorite kabul edilebilir mi

Yanlış anlamalara mahal vermemek bakımından belirteyim: Halil İnalcık hoca en has cinsinden bir tarihçidir. Osmanlı Devleti'nin Tanzimat'a kadarki siyasî tarihini olduğu kadar iktisat tarihini de onun eserlerine başvurmaksızın yazamazsınız. Yazarsanız eksik kalacağı muhakkak gibidir. Son derece demokrat bir kişilik olan Halil Hoca ile sık sık görü

İki hat levhasının inanılması zor buluşma hikâyesi

Demek yalnız kuşlar değil, harfler de kaderle uçarmış. Son Osmanlı hattatlarından Behcet-i Arabî veya Arabîzade Mehmed Behcet Efendi, 1893 yılında Urfa'da doğmuş ve 1965 senesinde 72 yaşında vefat etmiş. Kendisi 1973 yılında kaybettiğimiz amcam Abdurrahman Armağan'ın kayınpederiydi. O sırada Urfa'ya Gaziantep'ten misafir olarak gelen annemi Behcet

İnönü minimalist, Menderes maksimalistti

"Olaylarla düşünme"ye alışan zihinlerimize, "kavramlarla düşünme" aşısı yapmadıkça, tartışmalarımız Karadenizli balıkçının oğlunun, dalgaları saymasına benzemekten kurtulamayacaktır. Temel, bir gün yaramazlık eden oğlu Dursun'a, denizin kenarında durup dalgaları 1, 2, 3, 4 diye sayma cezası vermiş ve ağını onarma işine dalmış. Aradan saatler geçip

Siyonizmin anlattırmadığı Hitler

Soykırımcı ve işgalci İsrail ordusunun Gazze'deki insanlık dışı katliamlarını medyadan gördükçe siz de eminim benim gibi 'Hitler az bile yapmış bunlara' (en azından bir kere) demiş olmalısınız. Holokost dedikleri soykırıma uğramış olmayı 75 yıldır dünyanın başına kakarak bir nevi işgal ve katliamlarını meşrulaştıran İsrail ve Siyonizmin hedef tahta

"Hilafet bayrağı" diye bir bayrak yok

Bu kadar cehaletle ancak tımarhanede yaşanabilir diyeceğim ama deliler yurdunda dahi belli bir zekâ katsayısı mevcuttur. Nitekim Peyami Safa şu muhteşem cümlelerle aradaki farkı vurgular: "Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olm