Deniz Gezmiş'in cenaze namazı gömüldüğü mezardan çıkarılıp kılınmıştı
MUSTAFA ARMAĞAN
Deniz Gezmiş'in cenaze namazı gömüldüğü mezardan çıkarılıp kılınmıştı
CHP'nin genel başkan seçmek üzere kurultay düzenlediği 6 Mayıs 1972 sabahı ilginç bir tevafukla Deniz Gezmiş,Yusuf ArslanveHüseyin İnanidam edilmişti.
Bakmayın şimdi timsah gözyaşları döktüklerine, İnönü'nün güç bela genel başkan seçildiği kurultaydan 12 gün önce TBMM'deki idam oylamasında evet oyu veren tam 28 CHP milletvekili vardı.
Dahası, 2 CHP'li vekilin çekimser kalarak dolaylı onay verdiğini düşünürsek idamlara evet diyen CHP'lilerin sayısı 30'a yükselir.
Bitmedi: 24 Nisan tarihli TBMM oturumuna tam 67 CHP'li milletvekili katılmayarak idama yine dolaylı yoldan destek vermişti.
Böylece 97 CHP'li vekil Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına onay vermişti. Hayır diyen CHP'li vekil sayısı ise sadece ve sadece 47 idi.
Bu durumda toplam 144 CHP'li vekilden 97'si evet diyerek, çekimser kalarak veya oturuma katılmayarak idamlara onay vermişti ki, bu miktar hayır diyen CHP'lilerin tam iki katıdır.
Kendinizi aldatırsınız da tarihi aldatamazsınız beyler.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asıldığı gece Bayramoğlu'nda solcu yazarlar kafayı çekmektedir. Derken Kemal Tahir gelmiş. Öfkesinden masalarını tekmeleyerek:
Ulan ….lar, fidan gibi gençleri azdırıp astırdınız, şimdi de üzüleceğinize kafa mı çekiyorsunuz demiş.
Bunlar hem asar veya astırır, hem de mezarı başında ağlar ki senin benim sesimiz duyulmaz bağırtılarından. Sabahattin Ali'yi öldürten ama tantanasını yapan da onlar değil midir
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarından bahsedildi ama nedense cenaze namazlarının kılınıp kılınmadığı pek kimseyi ilgilendirmedi. Fakat Erdal Öz Deniz Gezmiş Anlatıyor adlı 1976 tarihli kitabında bu ilginç detayı atlamamış ve Yusuf Aslan'ın babası Beşir Aslan'dan şunları nakletmiştir:
"Cenazelerimizi yıkatıp dini tören yapacağımızı söyledik. İmam geldi. Zoraki geldi. Çıkarıp elli lira verdim imama. Yıkadı. Biz üç baba, bir de Bora, abdestlerimizi yeniledik.
Yıkayıp kefenlediler. Kefenleri mezarlıkta aldık.
Tabutlara koydular. Bir masanın üzerine üç tabutu yan yana koyduk.
Ben önceden söylemiştim, imam yanaşmazsa, cenaze namazını ben kıldırırım, demiştim.
İmama,
"Cenaze namazı kılmayacak mıyız" diye sordum.
"Orada kılarız," dedi. Atlattı bizi.
Cenaze arabası geldi. Tabutları arabaya koyduk. Mezarların başına götürdük. Önceden hazırlanmış beton boş mezarlar vardı.
Biz seçtik mezarları. Daha doğrusu Cemil Bey seçti. Çocukların yan yana gömülmesi konusunda bir tartışma oldu. Biz yan yana olmalarını istiyorduk.
"Yan yana olurlarsa, üçü birleşip yeni bir eyleme mi girişecekler" dedik.
Ben, adamların, bizim isteğimizi yerine getirmeyeceklerini, daha ileri gidersek, orayı bile vermeyeceklerini tavırlarından anlamıştım.