Mehmet Çelik

Milliyet

Londra'dan Hong Kong'a zaman yolculuğu

1851 Londra Sergisi, modern anlamdaki ilk uluslararası fuar olarak kabul edilir. "The Great Exhibition of the Works of Industry of All Nations" isimli fuar, saat endüstrisi için de bir dönüm noktası oldu. O yıl bizim için de ayrı bir önem taşıyan bir olay yaşandı: Osmanlı saat ustalarının pîri olarak bilinen Ahmed Eflâkî Dede, her parçasını kendi ü

Tarihçinin saati

Mete Tunçay'ın vefatını (18 Ağustos 2025) öğrencilerinden Tolga Ersoy'un haber vermesiyle öğrendim. Ruhu şâd olsun, Mete Hoca çalışkan, mütevazı ve ince ruhlu biriydi. Ayrıca adının önüne "Prof. Dr." yazmakla meşgul olmayan, imza attığı kitapların kapaklarında görüleceği üzere aynı tutumu her yerde sürdüren özgün bir tarihçi ve çevirmendi. Yaklaşık

Linus Torvalds ve üslup üzerine

Geçen gün Ekşi Sözlük'te "Linus Torvalds'in Google Mühendisine Verdiği Ayar" başlıklı bir konu gördüm ve yazılanları merakla okudum. Konu, Linus Torvalds'ın uzun bir e-posta yazarak Palmer Dabbelt isimli bir Google mühendisinin kendisine gönderdiği kodu "kalitesiz" olduğu için "çöp" olarak nitelendirip reddetmesi üzerine açılmış. Bu başlık altında

'Kitap yerleştirme sanatı'

Elli yaşından sonra anladığım şeylerden biri de artık beni çok az şeyin heyecanlandırıyor oluşu. Çocukluğumdan beri heyecanımın hiç bitmediği nadir konulardan biri ise kitaptır. Doğal olarak kütüphaneler de ilgi alanlarımdan biri. 1989'da Teşvikiye Camii önünde kitap satanlardan biriydim, daha doğrusu ünlü Parkinson Şeref'in yanında bir çıraktım. O

Altan Öymen'in saati

Milliyet Arşivi'nde bir fotoğrafa rastladım. Bir yaz güneşinin altında vapurda oturmuş, gözleri kapalı olduğu için gazetede basılmaya değer görülmeyen şahane bir fotoğraf ama bu fotoğrafta gelecek kuşaklara örnek bir insan görüyorum.Başlı başına bir okul olan gazeteci ve devlet adamı Altan Öymen'i geçtiğimiz hafta cumartesi günü kaybettik. Acı habe

Petra Nachtmanova

Bu sıralar iki müzisyeni çok dinliyorum. Biri Ortaçağ ezgilerini Barok lavta ile çalan Nao Sogabe, diğeri müzisyen ve halk müziği araştırmacısı Petra Nachtmanova. Bu iki müzisyeni de kendime çok yakın buluyorum. İlki sakin ve durgun akan bir su gibi iken, Petra Hanım söylediği türküler hem hüzünlü hem de akla ve kalbe dokunan türden. Nao Sogabe'yi