M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

"Atatürk" soyadı ve imzası kimin eseri

Jakoben (dayatmacı) Kemalistler, Mustafa Kemal'in her hâlini en ince ayrıntısına kadar medar-ı bahs ettikleri halde, bilhassa iki konuda sarf-ı nazar ederler. Onları es geçerler ve kendi aralarında bile gündeme getirmekten itina ile kaçınırlar.Evet, özellikle iki konu var ki, onları zinhar görüşmek, konuşmak, tartışmak istemezler. O mevzulardan bir

İsmet Paşa yerine Celal Bayar

Günün Tarihi: 20 EYLÜL 1937Bu tarihte, Başbakanlık makamı el değiştirdi. İsmet Paşanın yerine İktisat Vekili Celal Bayar atandı. Bu atama işi, önce vekâleten, bir ay kadar sonra da asaleten gerçekleştirilmiş oldu. Tam 12 senedir (1925-37) aralıksız şekilde Başbakanlık koltuğunu işgal eden İsmet Paşa ile Cumhurreisi Kemal Paşa arasında, 1937'de soğ

Dostâne taarruz daha tehlikeli

Risâle-i Nur'a karşı "harbî taarruz", yaklaşık 50 sene (1935-1985) müddetle devam etti. Bu zaman zarfında mahkemelerde açılan dava sayısı 2000'i geçti. O mahkemelerin tamamı beraatle neticelendi.Öyle anlaşılıyor ki, aynı davaya yönelik olarak tasarlanan "dostâne taarruz" da 50 sene müddetle devam edecek. Hz. Bediüzzaman, dine muarız olan münafık zı

"Nur şakirtleri kâğıdı bitirdiler"

Cahilliği ortadan kaldırmak için, okuma-yazmayı yaygınlaştırmaya çalışmak, devletin ve hükûmetlerin en mühim vazifelerinden biridir. Medenî dünyadaki genel teamül de bu yöndedir.Devlet, dünyanın hemen her yerinde vatandaşını okumaya, ilim sahibi olmaya teşvik ediyor. Bu sayede, toplumdaki "toplam kalite"yi yükseltmeye çalışıyor. Ne var ki, 1930-40'

"Hem madem"ler bize ne söyler

Devletlerin, milletlerin ömür müddetinde olduğu gibi, insanın hayatında da dönüm noktaları vardır. O dönüm noktaları, adeta birer milât gibidir. Hiç unutulmazlar.Milât gibi o unutulmazların içinde sadece sarsıcı hadiseler yoktur. Aynı zamanda hakikatli ilim vardır, tesirli fikir vardır, kuvvetli hissiyât vardır, değişen zaman ve mekân mefhumu vardı

"Peki, okumayınca anladın mı"

Henüz çocuk yaşlarında duy-duğum bir söz kulağıma küpe oldu. Aradan elli sene geçtiği halde unutmuyorum, unutamıyorum. O vurucu sözün hikâyesi şöyledir:Henüz 14-15 yaşlarında iken, köyden gelip Batman Lisesinde okumaya baş-ladık. Aynı sene içinde Bitlisli Hafız Cemâl Gündoğdu ile tanıştık. Allah rahmet eylesin, o da bizi Risâle-i Nur ile tanıştırdı

Dayanılmaz sıkıntılara karşı

Nur Külliyatından Mektubat'ı okuyup mütalâa ediyoruz. Üçüncü, Dördüncü ve Altıncı Mektuptaki bahislerin birkaç cihette birbiriyle doğrudan bağlantılı olduğunu görüyoruz.Buradaki bahislerden, bilhassa şu dünya hayatında yaşadığımız "derin acılar"a, yahut bir şekilde karşılaştığımız "dayanılmaz sıkıntılar"a karşı nasıl davranmamız gerektiğine dair te

12 Eylül'ü savunanların oranı!

Bir darbe cuntası, bundan 44 sene evvel (12 Eylül 1980) ülke yönetimine el koydu. Süngü zoruyla partileri kapattı, Anayasa ve Meclis'i fesh etti; ancak, uzun süre süngünün üzerinde oturamadı.7 Kasım 1982'de yeni Anayasa için referanduma gidildi. Korku ve tehdit yüklü atmosferde, ayrıca tek yönlü bir propagandanın da etkisiyle, o "Darbe Anayasası" i

"Dağ kumandanı" çobanlar

Kendini beğenmiş kibirli bazı kimseler, çobanları sosyal hayatın alt tabakasında görürler. Öyle ki, cemiyet içinde "Dağdaki çoban ile benim oyun aynı mı" diyen bencil kafalılara bile rastlamak mümkün.Dahası, böyleleri beğeni aldıklarına ve taraftar bulduklarına göre, bunların sayısı azımsanmayacak ölçüde bir yekûn tutuyor demektir. Oysa, hürriyetçi

Darbecilerin Sivas'taki işkence kampı

Günün Tarihi: 10 EYLÜL 1962Nur'un cesur zâbitlerinden biri olan Yüzbaşı Mehmed Kayalar (1913-1994), bilhassa 1950'li yıllarda Diyarbekir'de yaptığı hizmetler dillere destan olmuştur. Öyle ki, onun efsanevi kahramanlıkları nesilden nesile anlatılmaya günümüzde de devam ediliyor. İşte, o müstesnâ zâtın içinde bulunduğu 485 mâsum vatandaş, 27 Mayıs Da