İsmet Paşa yerine Celal Bayar
Günün Tarihi: 20 EYLÜL 1937
Bu tarihte, Başbakanlık makamı el değiştirdi. İsmet Paşanın yerine İktisat Vekili Celal Bayar atandı. Bu atama işi, önce vekâleten, bir ay kadar sonra da asaleten gerçekleştirilmiş oldu.
Tam 12 senedir (1925-37) aralıksız şekilde Başbakanlık koltuğunu işgal eden İsmet Paşa ile Cumhurreisi Kemal Paşa arasında, 1937'de soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Bilhassa kabinede ve bürokrasideki atamalarda tam anlaşamıyorlardı. Her birinin kendine göre "sofra arkadaşı" vardı. Bu "yakın arkadaş" grubu arasındaki çekişme, kritik atamalarda oldu-ğu kadar, gazetelerin yönetimin kadrosunda bile kendini hissettiriyordu. Ulus gazetesinin (eski Haki-miyet-i Milliye) kadrosunda yer alan Cemal Kutay, hatıra notların-da, kendisinin Mustafa Kemal'in adamı oldu-ğunu, İsmet Paşanın bundan hiç hoşlan-madığını, Kemal Paşa-nın ölümünden hemen sonra, kendisiyle birlikte aynı grupta yer alan kalemlerin gazeteden tasfiye edildiğini üzülerek anlatıyor.
Kemal Paşa ile İsmet Paşanın inanç, itikat ve dünya görüşleri arasında kayda değer bir farklılık yoktur. İkisi de hemfikir sayılır. Nitekim, aynı fikir sahasında yıllarca birlikte çalıştılar. Hemen her işte bir ve beraber oldular. İnkılâplara birlikte imza attılar. Muarızlarını tepelemede birbirine tam destek oldular. 1925'teki Şeyh Said Hadise-sinden tâ 1937'deki Dersim Hadisesine kadar, katliâma varan baskıcı uygulamalarda hiç ihtilâfa düşmediler.
Ne var ki, gün geldi birbirine ters düşüp ayrıldılar. Ama, bu ayrılık asla fikir veya inanç ayrılığı değildi. Öyle anlayanlar, fenâ halde yanıldılar. Bu derin yanılgı günümüzde de devam ediyor denilebilir.
Peki, aralarındaki anlaşmazlığın ve nihayet-indeki ayrılığın asıl sebebi ne idi. Biraz da onun üzerinde duralım.
Tarihçe çığır açan siyasiler, etraflarında "ikinci adam" olma hevesindekilere pek göz açtırmazlar. Heveslerini kursaklarına haps-etmek için, uygun bir zamanı, fırsatı kollarlar. Tâ ki, ölümlerinden sonra gelecek olan idarecilerin, kendilerini gölgede bırakma şansları kalmasın. Bu sebeple, ikinci, hatta üçüncü sırada görünen veya görünmeye çalışan adayları pasifize, hatta diskalifiye etmek için türlü tedbirler alırlar.
İşte, aynı fikirde olmalarına rağmen, M. Kemal, İsmet İnönü'nün kendisinden sonra gelip Devlet Başkanlığı makamına oturmasını istemediği için, ömrünün son deminde, hemen herkese şaşırtıcı gelen bazı tedbirleri alma cihetine gitti. Evvela onu siyasetin dışına çıkardı. Öyle ki, İsmet Paşa, M. Kemal'in tâ ölüm gününe kadar da siyaset sahnesine bir daha dönmedi, dönemedi.